17. Bölüm

1.3K 103 4
                                    

17.Bölüm:

Multi Medya: Yüzbaşı İzgi  Adar temsili

İyi okumalar canlarım🤍

********

İzgi'nin Anlatımıyla:

Evin içi kapkaranlıkken gözlerimi sıkıca yummuş, başımı kendime doğru çektiğim dizlerime yaslamıştım.

Her zamanki gibi zorlu bir regl dönemi geçiriyordum. Sabahtan beri karnıma giren kramplara rağmen askeriye rutinlerinden şaşmamıştım. Ama eve gelince işler değişmişti, askeriyedeki tüm direncim bir anda yıkılmıştı sanki.

Mutfağın ışığının kapandığını işittiğimde bana doğru gelen Kaan'ın adım seslerini işittim.

"İzgi, Uyudun mu güzelim?" Başımı iki yana sallarken derin bir nefes aldım.

"Uyumam mümkün değil. Kurşun yarası bile bu kadar acıtmıyor Kaan." Ağlamaklı bir tonda mırıldandıklarım üzerine Kaan yanıma oturdu. "Bak sana papatya çayı yaptım. Ağrını hafifletir biraz." Bana uzattığı kupayı zoraki bir tebessümle aldığımda Kaan elini sırtıma atarak hafifçe ovalamaya başlamıştı. Bu dönemde bana en çok yardım eden kişi Kaan olurdu. Gece boyu uyumayıp başımda beklediğini bilirdim.

"Nasılsın son zamanlarda? Pek konuşamadık." Elimdeki çaydan bir yudum aldım.

"Fena değil. Karmaşık hissediyorum biraz. Peki ya sen?" Omuz silktiğinde gülümsüyordu.

"Ben her zaman iyiyim bebeğim. Şu an seni soruyorum ben karmaşık hissetmenin sebebini merak ediyorum." İmalı bir gülümsemeyle söyledikleri ile gözlerimi devirdim.

"Açık konuş."

"Ya acaba siz Savaş ile birbirinize karşı bir şeyler hissediyor olabilir misiniz? Yan yana gelince arkadaş gibisiniz ama bir garip bakıyorsunuz. E şimdi bir garip hissediyorum deyince." Hissettiğim şaşkınlık ile ona bakarken başımı hızla iki yana salladım.

"Saçmalama! Ben onu değil Hakan'ı düşünüyorum bir kere." Gözlerindeki parlamayı gördüğümde öfkelendim. "Hakan kim?"

"Elinin körü Kaan. Bir kere de fesat düşünme Kaan. Askeriyedeki çocuktan bahsediyorum Kaan!" Ona çıkışmam üzerine ellerini teslim olurcasına havaya kaldırdı. "Tamam, tamam  kızma."

"Sinirlendirme sende. Zaten gerginim." Dolan gözlerimi sıkıca tekrar yumduğumda Kaan'ın durgun sesini duydum.

"Olayı bir soruşturdum da gencecik kıza yaşatılanlar korkunç ötesi." Derin bir nefes verdim. "Çocuğun o hâline hak vermeden edemedim." Kaan elini omzuma atıp ona yaslanmamı sağladığında gözlerimi yumdum.

"Bir de," gözlerimi açıp ters ters baktıktan sonra derin bir nefes aldım. "Bu konu hakkında sakın bir şey söyleme ama Savaş konusunda belki haklı olabilirsin." Konuşacağını hissettiğimde ellerimi karnıma bastırdım.

"Sakın konuşma Kaan."

"Tamam, hiçbir şey demiyorum ben." Söyledikleri ile gözlerim artık yorgunluktan kapanırken, ağrım uyumama engel oluyordu.

"Ağrı kesici ister misin?" Bu ağrıya dayanamayacağımı fark ettiğimde başımı olumlu anlamda salladım. "Hangisi olsun?"

"1000 mg olanı." Kaan salondan çıktığında bir süre sessizlik olmuştu. İki dakika içerisinde Kaan elindeki ilaç kutusuyla yanıma geldiğinde ağrı kesiciyi hızlıca içtim. Yarım saate etkisini gösterirdi.

GİRİFTWhere stories live. Discover now