18- hayaletler ve insanlar

12 4 38
                                    

Hellooo!

Ben geldim, nasılsınız?

Bölüm sonu zaten konuşuruz, şimdilik iyi okumalar!

Bölüm sonu zaten konuşuruz, şimdilik iyi okumalar!

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Bölüm şarkısı: Ezhel- Geceler

~Réve Noire

Bir haftadır düşündüğüm tek şey, Destin'in gerçekten hayalet olabilir mi sorusuydu. 

Defalarca araştırmıştım, birkaç efsane gerçek olduklarını diyordu. Tuhafı ise, hayaletlerin hep falcıların olduğu bölgelerde olduğu yazıyordu. Bu tuhaftı, falcılar ve hayaletlerin bir bağlantısı olabilir miydi?

Tamam, falcılar hakkında biraz fazla senaryo üretiyordum. Hemde bir falcıyla iki kez öpüşmüş olmama rağmen, ama ne yapabilirim? Elimde değildi, falcılar fazla korkunçtu. Yalan atıp tutuyorlar gibi geliyorlardı, ama bazen öyle şeyler diyorlardı ki tüm düşüncelerim değişiyordu. Kafam karışıyordu.

Sessizce iç çekerken birkaç gündür düşündüğüm planı yapmak için mutfağa yürüdüm. Faylinn, yine erkenden çıkmıştı. Biliyorum, saçmaydı yapacağım şeyler. Korkuyordum ve gergindim, ama rüyalarım fazla gerçekçiydi.

Birkaç şarap şişesi çıkardım, birini açıp kadehime döktüm. Koltuğa oturdum ve dikkatlice içmeye başladım.

***

Bünyem güçlüydü ve çok kolay sarhoş olmazdım. Bir şişe bitirmiştim ve hâlâ ayıktım. Sadece sarhoş gibi davranıyordum. Şarkılar mırıldanıyor, gülüyordum. Tekrar bir kadeh dökeceğim sırada, o şey oldu.

Karşımda beyaz bir şey belirmeye başladı. Yaklaşık yedi saniye sonra tüm bedenini gördüm ve o Destin'di.

Gerçek olup olmadığını anlamaya çalıştım, elimdeki şişe havalanana kadar gerçekliğine inanamıştım. Ayağıya kalktım, "Sen," diye mırıldandım ama devamı gelmedi.

O bir hayaletti.

Bembeyaz teni daha fazla solgundu ve uçuyordu. Son gördüğümki halinden farksızdı. Sadece, anlında bi' yara izi vardı. Kıyafetleri vardı, ama kollarındaki biraz yarayı fark etmiştim. Biraz zorlasam, içinden arkadaki mutfağı görebilirdim.

Korku bedenimi sararken, hissettiğim şeyleri adlandıramıyordum. Korku? Endişe? Şaşkınlık? Belki bir tutamda mutluluk?

Elimdeki kadehi alana kadar, şok içinde ona bakıyordum. Elimdeki kadehi alıp, masaya bıraktığında aklıma birçok düşünce geldi.  Paranoyak değildim, o gerçekti. Veya şizofrendim. Sanırım ikincisi.

"Sen gerçek misin?" Kekeleyerek, titrek bir şekilde sorduğum soruyu; oldukça rahat ve alaylı bir tonda cevapladı. "Fazlasıyla gerçeğim."

Ayağıya kalktım. Nasıl bakıyordum bilmiyorum, ama ifadesi değişti. "Sen.. Sen gerçeksin!" Ona doğru birkaç adım attım, sonra içimden bir şey geçti. Hayır mecaz anlamda değil, gerçekten geçti!

Bir Kadeh HayaletHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin