Küfür ve rahatsız edici unsur bulunmaktadır.
•~&~• •~&~• •~&~• •~&~• •~&~• •~&~•
" Ee kız nasıl onun gibi değil mi?"
"Onun gibi de değilde"
"O nasıl laf onun gibi mi değil mi"
"Daha tam anlamadım. Ama kesinlikle rol yapıyor" dedi Aren, ve Destan t...
"Bu aşağılık yerde hangi aşağılık konu dönüyor" dedim. Sesim aynı Türkçe dublajdan çıkmış gibiydi.
"Yok artık" diye mırıldandı Pamir.
Şuan ne olduğu hakkında en ufak bir fikir kırıntısı yoktu.
Ayağımın ucuyla Egemen'i dürttüm, bana baktığı zamanda gözlerimle uzun boylu erkekler takımını göstedim.
Bir anda aydınlanmıştı sanki, ilk önce dudaklarının kenarı kıvrıldı ardından ise 32 diş sırıtmaya başladı, bu sırıtma yavaş bir şekilde kahkahalara dönüşmeye başladı.
Onun kahkahalarına Pamir eşlik ederken benide kucağına aldı ve döndürmeye başladı "ben yeni kuzenime kelimenin tam anlamı ile bayıldım"
Bir dakika bu matematik puştu az önce kuzen mı demişti.
Kucaktan inip ayaklarım yere deydiği anda kafamı yıldız hanıma çevirdim.
Sırıklar ve bizim ikilinin aksine kafası karışmış gibi değilde daha çok sevinmiş ve umut dolu gibiydi.
Göz bebekleri bana bakmaya başladığı zaman sonunda konuşmayı akıl edebilmiş gibi bir hali vardı "evet Kardelen Pamir'in de dediği gibi kuzen. Daha tanışmadığın diğer kuzenlerim arasındaydı Pimar ve Egemen, ama bakıyorum da siz zaten çoktan tanışıyorsunuz, hatta birbirinize doğum günü partisi bile hazırlıyorsunuz"
Kesinlikle dumura uğramıştım. Ama iyi yanında bakalım hadi, en yakın arkadaşlarım kuzenim çıktı. Yani onlarla görüşmemi engelleyecek hiç bir şey yapamazlardı.
Beni bu tarz düşüncelerden kurtaran şey kafenin kapısının hızla açılıp Nefes'in "ne kırmızı görmüş dişisini etkilemeye çalışan boğalar gibi bağirıyorsunuz" diye ses tellerini yırtmasıydı.
Elinde pasta kreması vardı. Kendisi mutfakta berbattı fakat konu pasta ise ondan iyisini ne gözüm ne de tat tomurcuklarım bilirdi.
Hepsi elindeki hafif kırmızı kremaya kitlenmişti.
O hızla elindeki kremayı karıştımayı bıraktı ve anlamaz gözlerle bana bakmaya başladı.
Bay dikkatsiz Nefese doğru ilerleyerek sanki kraliçesini selamlıyor gibi eğildi ve "Rahatsızlık verdiysek eğer çok özür diliyorum ben herkes adına" dedi.
Yavaş be koçum. Sen artık yürümûyorsun, koşmuyorsun, uçmuyorsun, ışınlanmıyorsun bildiğin boyutlar arası kapı açıyorsun.
Nefes hafiften bir kızarmıştı.
Vay vay vay bizim kızı az önce benim öz kardesim mı utandırmıştı?
Sanırım öyleydi, ona acıdığım için
"Ben sana bunu daha sonra en küçük detayına kadar anlatacağım" dedim ve diğerlerine suratımı dönüp "isterseniz iskelenin ordaki minderlere oturalım"
Herkes beni onayladıktan sonra minderlere oturduk ve 8 kazık gibi adam, 1 genç kız bir de yıldız hanım boş boş birbirimize bakıyorduk.
Hepimizin bu romantik bakışmasını bölen şey tavşan gibi hoplata zıplaya gelen Nefes'ti.
Sağ elinde açık mavi cam bir kase, sol eli ise kasenin içindeki şeyi karıştırmaya yarayan çırpıcıyı tutuyordu.
Yanımıza ulaştığı zaman içinde pasta kreması olduğunu gördüm.
Egemen hızla yerinde dikleşti ve "tabiki kremanın tadına bakarım güzel arkadaşım" dediği zaman bir yandanda ayağa kalktı.
Nefes çırpıcıyı bırakıp Egemen'in ensesine hızlı bir vuruş gerçekleştirdiği anda yediği vuruş yüzünden tekrar mindere oturmak zorunluluğunda kaldı.
Nefes derin bir nefes alıp "şimdi Kardelen, Pamir ve Egemen dışında, tatlılar hakkında bilgisi olan biri varmı aranızda" dedi.
Tam bu sırada sol yanımda biri kıpırdadı o kişiye döndüğümde
