11. BÖLÜMDEN KESİTLER

30 11 8
                                    

Selam arkadaşlar bir sezon finalinden sonra sizlere küçük, minicik bir kesit getirdim. Umarım merakınızı bir nebze olsun giderebilirim.
Yıldızlamayı ve yorumlamayı unutmayın.

Not: Ben yukarıdaki görseler bayıldım. Bir göz atın derim:)

🤎

3 gün sonrası...

''Üç gündür yoksun, ne yapıyorsun bilmiyorum ama seni çok özledim. Artık sana bir şey olduğunu düşünmeye başladım. Yanına gelmeme de izin vermiyorsun. İyi misin Kübra?'' bu Berk'in bana bilmem kaçıncı sesli mesajıydı.

Yatakta iki seksen uzanmış bir vaziyette yatıyordum ve yastığımın hemen yanında telefonum duruyordu ve ben sürekli olarak Berk'ten gelen sesli mesajları dinliyordum. Sıradaki sesli mesaja tıkladığımda ilk Burak'ın sesi duyuldu. Onu da üç gündür görmüyordum.

''Konuşayım mı?'' Diye sorduğunda sanırım bu soruyu Berk'e soruyordu. Ardından bir sessizlik oldu ve Burak konuşmaya başladı.

''Merhaba abla, nasılsın, umarım iyisindir. Abla ben seni çok özledim. Neden benim yanıma gelmiyorsun, neden aramıyorsun beni?'' Diye sorduğunda sesi buruklaşmıştı.

Bu soru onun sesini, benimse içimi burkmuştu. Biliyordum bu onun için çok ağırdı. Annesi ve babası İzmir'de, ablası evden dışarı hatta odasından dışarıya bile çıkmıyordu. Onu arayıp sormuyordu. Ama bu gerçekten onun iyiliği içindi. Beni bu halde görmemesi içindi. Kim bilir ne haldeydim. Ağlamaktan gözlerimin şiştiğine emindim ama bununla karşılaşmak istemediğim için aynaya bile bakamıyordum. Çünkü o zaman unuturdum, ağlamayı bırakırdım ve ben bunu istemiyordum.

İlk defa maskem düşmüştü ve ben onu takıncaya dek böyle kalacaktım.

Sesli mesajın devam ettiğini duyunca düşüncelerimden sıyrıldım ve Burak'ı dinlemeye başladım.

''Berk abi senden için 'ablan biraz yorulmuş, dinlenmek istiyormuş' dedi ama ben buna inanmadım. Hatta onu düzelterek ''benim ablam hiç yorulmaz ki, o hep ayakta beni bekler. Oyun oynarken bile ben hep yorulurum ama o hiç yorulmaz'' dedim. O buna güldü. Bende ona birazcık kızdım''

''Abla sen hiç yorulmazsın değil mi, sen çok güçlüsün, hem süper kahramanlar yorulmaz ki, değil mi? Ben sana sorular soruyorum ama eminim ki sen bunlara cevap veriyorsundur'' dediğinde gözlerimdeki yaşlarla beraber başımı salladım. Hem de görmeyeceğini bile bile

''Sanırım artık benim gitmem gerekiyor. Abla sen beni merak etme, Berk abi ve Yeliz teyze bana çok iyi bakıyorlar'' dediğinde gülümsedim ve ben gülümserken yanağımdan bir yaş daha süzüldü.

''Ve son olarak da seni çok ama çok sevdiğimi unutma, görüşürüz'' dedi ve ses sonlandı.

Telefonu kapattıktan sonra tavanı izlemeye başladım.

Küçük bir çocuğun söyledikleri bir insanın canını yakar mıydı, benim canım yanıyordu. Burak haklıydı. Ben yorulmazdım ama yorulduğumu da göstermezdim. İnsanlar benim ağladığımı görmezlerdi. Çünkü ben ağladığım zaman etrafımda insan olmazdı. O benim yorulmama imkan vermezken, Berk yorulabileceğimi düşünüyordu. Peki ben neyi yanlış yapmıştım da Berk'i buna inandıramamıştım?

You've reached the end of published parts.

⏰ Last updated: Dec 21, 2023 ⏰

Add this story to your Library to get notified about new parts!

GERÇEĞİN İKİ YÜZÜWhere stories live. Discover now