Tek bir gece.

126 11 9
                                    


Kazuha cevabımı bekliyordu, ben ise nedense ağzımı haraket ettiremiyordum. Sessizce konuşmaya çalıştım, "Yani, rahatsız etmiş olmayayım."

"Rahatsız olacak olsam sorar mıydım sence?"

Kazuha gülümsüyordu, ben de gülümsedim ve sorusunu yanıtsız bırakmadım. "Peki, kalırım."

Kazuha bunu duyduğunda yüzündeki gülümseme daha sıcak bir hâl aldı ve elimi tutup, "Film izleriz, oyun da oynarız. Oyun oynamayı sever misin? Yiyecek birşeyler de yapabilirim senin için, Chisaki nasıl olur?"

Kazuha heyecanlı bir şekilde bana bakıyordu, komik gelmişti çünkü şu an çok tatlı bir surat ifadesi vardı... Her neyse, neden bu tür şeyler düşünüyorum ki? Kazuha'nın bu tepkilerine güldüm ama o bana şaşırmış bir şekilde bakıyordu, "Yanlış birşey mi söyledim?"

"Hayır... Çok komiksin sadece, sanki hayatında çok önemli birşey gerçekleşmiş ve sen de heyecandan ölüyormuşsun gibi bir ifaden var."

Kazuha bunu duyduğunda daha çok gülümsedi ve bana sarıldı, "Bana Ayçiçeklerini anımsatıyorsun."

"Neden?"

"Çünkü onlar tüm bu güzel yanlarını sadece güneşe gösteriyorlar."

Kazuha kendini bedenimden geri çekip elleri ile yanaklarımı sıktı, "Obez misin sen?" bunu söylerken gülüyordu ve sinir olmuştum. "Sensin obez, yanaklarım fazlaysa ben ne yapayım?"

Kazuha bu duruma gülüyordu, "Peki peki, hadi gel gidelim. Geç oluyor." elimden tutup beni kaldırdı ve beraber bisiklete geri bindik, ben tekrar ona tutunduktan sonra yola koyulduk. Geceleri gökyüzü daha ihtişamlıydı, yıldızlar parlıyordu ve... Ve Kazuha yanımdaydı. O an ona daha sıkı sarıldım ve evine varana kadar bırakmadım, benim aksime o daha sıcaktı, beni ısıtıyordu. Eve vardıktan sonra içeri girdik, ardından Kazuha ışıkları açtı, "Evinde gibi hisset." diyerek bana gülümsedi. 'Peki' anlamında  kafamı salladım ve etrafı incelemeye başladım. Biraz vakit geçtikten sonra Kazuha elinde havlu ve birkaç kıyafet ile geri döndü, "Duş alabilirsin, çıktığında söyle kendi kıyafetlerimden veririm. Sen çıkana kadar da yiyecek birşeyler hazırlarım hem."

"Anladım ama kıyafetlerin bana olur mu ki?"

"Neden olmasın? Aynı beden giyiyoruzdur bence."

"Sen bana göre daha yapılısın."

"Olsun, geç hadi."

"Tamam."

Evine daha önceden de geldiğim için az da olsa biliyordum, duş almak için içeriye girdim ve duşumu alıp çıktım. Ferahlamıştım. Belimde havlu ile kıyafetleri istemek için içeri girdiğimde unuttuğum birşey vardı, yara izlerim. Kazuha kapıdan gelen ses ile bana döndü, nedense beni gördüğünde biraz şaşırmış ve kızarmış görünüyordu. Boğazını temizleyerek konuşmaya başladı, "Gel, sana kıyafetleri vereyim."

"Tamam."

Kazuha odaya ilerlemeye başladı ve ben de onu takip ettim, arkadan kapıyı kapatıp yatağa oturduktan sonra beklemeye başladım. Kazuha ara sıra bana göz ucuyla bir bakıyordu ve ben de bunun farkındaydım fakat birşey demedim, öylesine bakıyordur diye düşündüm. Kazuha elinde bir tişört ve kısa bir ev şortu ile beraber bir kaç iç çamaşırı taşıyarak geri döndü,

"Altına uygun birşey yoktu burada üzgünüm, bu şort ile idare edebilir misin? Üşürsen söyle."

"Sorun yok benim için."

Kazuha 'Tamam.' anlamında kafasını sallayarak yavaşça yerinden kalktı ve mutfağın yolunu tuttu, ben de hızlıca giyinerek peşinden gittim. İçeri girdiğimde yaptığı yemeklerin kokusu her yeri sarmıştı, hâlâ birşeyler ile uğraşıyordu. Bana döndü,

"Eee? Ne yapmak istersin?"

"Bilmiyorum ki..."

"Hmm, bizimkileri çağırayım o zaman."

"Bu saatte burada ne işleri olacak? Uyuyorlardır belki."

"Onlar asla uyumazlar ki."

Kazuha sessizce telefonuna yöneldi ve diğerlerine haber vermek için hazırlandı, o sırada gözüm sehpanın üzerindeki atıştırmalıklara döndü. Tam birkaç tane alacakken Kazuha ani bir hareket ile hafifçe ve incitmeden elimi tuttu. "Şimdi değil."

Aradan bir kaç dakika geçtikten sonra grup toplanmıştı, Ben bir köşede sessizce düşüncelerime dalmışken Kazuha ise gelenleri içeri alıyordu. Ardından içeriden gelen bir ses ile kafam kapıya döndü, Venti gelmişti ve bir poşet dolusu içki almıştı. "Haydi! Hızlıca yerleşelim! Ooo Kazuha birşeyler hazırlamış ha?"

O sırada gözleri bana kenetlendi, "Sen de mi burdasınn? Kazuha normalde evine birilerini almayı sevmez fakat sanırım seni gerçekten çok seviyor."
Venti göz kırptı ve kıkırdadı, ben de bunu duyduğumda daha da iyi hissettim. O sırada bir çocuk daha geldi, Xiao? En son Liyue'de Childe yüzünden turlarken görmüştüm onu, Aether ile iyi anlaşıyor gibi görünüyor. Aether'ı da tanıyorum evet, lisedeyken fazla başına buyruk biriydim. Onunla aramız pek iyi değildi o zamanlar fakat 12. sınıfta olan bir kaç olaydan sonra aramız düzelmişti. Bir daha görüşmeyiz sanıyordum. Aether beni gördüğünde yüzüne bir tebessüm kondu, "Scara? Seni bir daha görmem sanmıştım, kadere baksana!"

"Evet..."

"Hâlâ kabasın demek ha? Peki, peki."
Gülümseyerek hırkasını çıkartmak için askılığa yöneldi, ardından tanımadığım kızıla dönük garip bir saç rengi olan çocuğun teki içeriye daldı, "VENTİ AÇ ÇABUK POŞETLERİ, HADİ HADİ HADİ HADİ!"

Kazuha sese katlanamaz gibi olsa bile bu ikilinin çılgınlığına alışmış olmalıydı, tam ona bakarken bana döndü ellerini tekrar saçlarımın arasında gezdirmeye başladı, "Onlar hep böyleler, yakında alışırsın."

Gülümsedim ve bakışlarımı diğerlerine çevirdim, o sırada Aether'ın şaşkınlık dolu bakışlarının benim üzerimde olduğunu fark ettim. Neler düşündüğünü tahmin edebiliyordum, o kadar sıkıntıdan sonra beni mutlu görmek onu da mutlu etmiş olmalıydı. Ardından herkes toplandı ve o geceyi sabaha kadar dolu dolu yaşamak için eğlenceye başladık.

Devam edecek...

_______________________________

Evet biliyorum, bölüm fazla kısa olabilir fakat şimdi ben biraz içimi dökmek istiyorum. Şu sıralar bölüm atamama sebebim de buydu zaten ve aşırı derecede dolmuş, taşmış hissetmeme rağmen kimseye çıtımı çıkartmadım. Hani bir insanın hayatı kötü geçer ya, benimkisi nedense ayrı bir seviye gibi...
Boşverin buraları,
okuduğunuz için teşekkürlerr

Telafi bölümü bu hafta sonu gelir<3

İlkim Sensin Where stories live. Discover now