Bir kase Udon.

107 13 27
                                    

Ders bittikten sonra sonraki dersin boş olduğunu öğrendik, okulun beden eğitimi öğretmeniliği bölümü öğrencileri bize birkaç top verdi diğerleri onlarla oynamaya başladı. Ben ve Kazuha ise sessizce bir bankta oturuyorduk. Kazuha kucağıma uzanmış gözleri kapalı şekilde yatıyor, ben ise saçına yaprak koyuyordum çünkü sıkılmıştım. O anda Oliver bana seslenerek olduğumuz yere doğru yürümeye başladı, Kazuha onun sesiyle beraber gözlerini açıp ona döndü. Oliver değişik bir şekilde Kazuha'ya baktıktan sonra tekrar gözlerini bana çevirdi,

"Voleybol biliyor musun?"

"Evet, neden?"

"Oynamak ister misin? Kısasın ama oynayabileceğine inanıyorum."

Oliver gülümsüyordu, Kazuha ise ne cevap vericeğime bakıyordu. Bakışlarını dudaklarıma çevirmiş, ağzımdan çıkacak kelimeleri duymak istiyordu.

"Peki, oynarım."

Ardından Kazuha lafa atıldı,

"Scara oynayacaksa ben de geliyorum, burada oturup bekleyecek değilim ya."

Oliver rahatsız olmuş gibiydi fakat kabul etti. Kazuha ise sırıtıyordu, bu onun normal gülüşü değildi. Kucağımdan kafasını kaldırdıktan sonra bana elini uzattı, tam elimi Kazuha'nın eline atacakken Oliver Kazuha'ya uzattığım elimi tutup benimle hızla voleybol oynanan tarafa doğru yola koyuldu. Kazuha keskin bir bakış attıktan sonra peşimize takıldı, oraya vardığımızda tanımadığımız biri bize karşı takımda boş yer olduğunu ve oraya geçebileceğimizi söyledi. Kazuha kısa boyuyla smaçör olmuştu, ben ise libero. Oliver da liberoydu aslında. O bu durumu pek hoş karşılamadı fakat karşımıza, yani filenin öbür tarafına geçti. Rakiptik. Maç başlamıştı ve hâlâ iki taraf ta sayı alamamıştı. O anda takımımıza gelen topla pasör Kazuha'ya seslendi,

"TOP GELİYOR!"

Oliver'ın sayıyı alamayacağımızı düşündüğü yüzünden okunuyordu, Kazuha kısaydı ve Oliver bu yüzden gülümsüyordu. Tam o anda Pasör topu blokların önüne değil kendi arkasına attı, Kazuha gözle görünemeyecek bir hızla topun dibinde belirdi ve topa tam Oliver'ın suratına denk gelecek şekilde smaç bastı. Oliver ani bir haraketle kendini kenara attı ve topu kaçırdığı için sayıyı biz aldık, Kazuha tüyleri diken diken edicek olan gülümseyişi ile Oliver'a bakıyordu. İçindeki hırsı görebiliyordum. Kazuha o an birşeyler mırıldandı,

"İşte şimdi gerçekten başlıyoruz..."

O an Oliver'ın yüzündeki surat ifadesi onun ne kadar tırstığını gösteriyordu, bir anlık sinirle Kazuha'ya bağırmaya başladı.

"MANYAK MISIN SEN BE PİÇ!?"

"Elim kaydı kusura bakma."

"NE EL KAYMASI BE? ÖZELLİKLE SURATIMA BAKIYORDUN VE KENETLENMİŞTİN ADETA!"

"O zaman elim kaymamış, kusura bakarsın."

Takım arkadaşları Oliver'ı susturduktan sonra maça devam etmeye başladık, gelen tüm topları Kazuha özellikle ona odaklıyor gibiydi. Sanki yakantop oynuyorduk... O an Oliver'ın yüzüne büyük bir korku ve öfke ifadesi sahip olmuş, Kazuha ise sakin bir şekilde profosyonel oyuncu gibi eline geçen fırsatta smaç basıp sayıyı alıyordu. Kuş gibi süzülüyordu adeta havada, ama bu bir yırtıcı kuştu. Ne güvercin, ne de bülbül. Ak çaylak gibi havada süzülüyor ve Oliver'ı avlamak için ölüp bitiyordu. Terler içerisinde kalmış ve yaklaşık 3-4 şişe suyu bitirmişti bile, ardından son bir sayı kaldığı için gülümsedi. Bu set sonuncuydu ve bunu alırsak kazanıyorduk. Maç başladı ve top havada bir o yana bir bu yana savrulmaya başladı, o anda karşıdan gelen smaçla beraber topa atıldım, tek elimle yerden destek alarak diğer elimle topu kurtardım. Yerde uzanmış gibi olmama rağmen neredeyse yere değmemiştim bile, atletik biriydim sonuçta. Kazuha o an şaşırmış şekilde bana bakıyordu, sonra tekrar top geldiğini fark ettiği için ani bir haraketle önüne döndü ve o an pasörden gelen topa atılarak son bir smaç daha basarak seti aldı. Oliver tam öfke kusmaya geliyorken gözlerini Kazuha'nın arkasında oturan bana kenetledi ve Kazuha'yı geçerek yanıma yürüdü.

İlkim Sensin Where stories live. Discover now