|Dostluk|

89 14 9
                                        

Nefes nefese kalmıştım klimada kapalıydı. Yoongi dizime uzanmış soluklanıyodu. Bende masaya uzanmıştım. Koskaca kütüphane bitmişti. Ama bizde bitmiştik. Saat kaç bilmiyorum telefonu çıkartmayada üşeniyorum. Ama camlardan bakınca tek anladığım havanın karardığıydı. Yoongiyle aramızdaki sessizliği bozmak için konuşmaya başladım.

"Offf çok yoruldum Yoongi-shiii."

Ona uzun süre sonra ilk defa aigo yapmıştım ama ortaokulda da bazen yapıyoduk. Bu yüzden garipsemiceğini biliyodum. Ama bu benim için başkaydı, ben utanmıştım.

"Bide bana sor Jimin-shi. Ruhum bedenimi terk edicek yakında."

Karşımdakinin Yoongi olmadığını düşünmeye başladım. Yoongi hiç bir zaman bana aigo yapmazdı. İlk defa yapmıştı. Bu yüzden ona tuhaf tuhaf bakmaya başladım.

"Niye öyle bakıyosun?"

"Hiç sadece şaşırdım hyung."

"Neye?"

"Sen bana hiç aigo yapmazdın ondan şaşırdım."

"E dedim ya artık dostumsun diye. Ondan yani."

"Ortaokulda dost değil miydik?"

"O zaman çok yakın değildik ama bence artık ortaokuldan daha yakınız."

"Anladım. Hyung şey dicem. Hani abimle ablan evlenicek ya şimdi biz çok mu yakın olcaz?"

"Tabii."

"O zaman güzel. BİDE KALK DİZİM UYUŞTUU. Bide yemek yiyelim ben acıktım."

"Hahaha tamam. Bende açım zaten."

"Hadi yemeğee."

"Tamam nerde yiyelim, yada ne yiyelim."

"Bilmem. Sen sevgilini nereye götürürdüm?"

"Sevgili ne alaka Jim?"

"Ne biliyim sevgilini daha güzel yerlere götürürsün ya ondan öyle dedim."

"He tamam. Yakınlarda pizza restorantı var ona gidelim istersen."

"Bana herşey uyar hyung."

"Tamam civciv. Gel gidelim."

Kütüphaneden çıktık ve kapıyı kilitledik.  Okul bahçesinde ilerleyip okuldan çıktık. Çıkmadan önce okula baktım gerçekten korkunç gözüküyo. Hala okulda Yoongiyle tek kaldığımıza inanamıyordum. Önüme dönüp Yoongiyle restoranta doğru ilerlemeye başladık. Yolculuk sessiz geçti. 5 dakika sonra restoranta geldik ve boş bir yere oturduk. Yoongide karşıma oturdu.

"Ne istersin civciv?"

"Hımm pizzacıya geldik ben o zaman bir burger aliyim."

"Tamam. Bende karışık pizza alıcam."

Tanrım o ciddi mi? Şaka yaptım ama anlamadı mı? "Ya hyung şaka yaptım."

"Bende şaka yaptım civciv. Unutmuşsun galiba ben karışık pizzadan nefret ederim."

Ahh nasılda unuttum bunu evet o küçüklüğünden beri karışık pizzayı sevmezdi.

"Hayır unutmadım. Bende bi kaşarlı aliyim."

"Hala aynı yiyosun civciv. Bende sosisli alıcam."

Garson gelip siparişlerimizi aldı. 15 20 dakika sonra siparişlerimiz geldi. Çok acıkmıştım ve iştahla hepsini yemeye başladım.

"Baya acıkmışsın Jimin-shi. Sen normalde bu kadar hızlı yemezdin.

"Hyung nerdeyse 3 buçuk saat boyunca kütüphanedeydik. Hem ben en son öğlen arası yemek yedim. Gerçi ona da yedim dersek. Sadece iki üç ısırık alıp bırakmıştım tostumu."

"Yani sabahtan beri bişey yemedin. Minik civcivim yaaa. Kıyamam sana."

Kızarmaya başlamıştım. Yoongi ile uzun süredir böyle değildik. Aslında hiç böyle olmamıştık yani sadece arkadaştık. Ama şimdi sadece arkadaş değil de daha ötesiymişiz gibiydi. Buda hiç bana göre değildi ve bu utanmama sebep oluyodu.

"Noldu civciv yüzün kızardı."

"Yok bişey."

Eliyle uzanıp saçlarımı karıştırırken

"Utanınca bile çok sevimli oluyosun."

Utandığım için elimle yüzümü kapattım. Yoongini gülme sesiyle yüzüne baktım. Umursamayıp son kaalan pizza dilimimide yedim. Pizzamı bitirdikten sonra telefondan saate baktım saat 20.35ti aklıma bizimkilerim beni merak edebilceği gelmişti.

"Yoongi saat geç olmuş."

"Eeee?"

"Yani bizimkiler beni merak etmiştir."

"Merak etme anneme ben olayı anlattım senin annene söylicekti."

"Hmm tamam."

"İstersen kalkalım. Sizinkiler seni daha çok merak etmeden evde ol."

"Çok iyi olur."

"Tamam o zaman ben hesabı ödeyip geliyorum."

"Kabul etmiyorum birlikte ödeyelim."

"İtiraz istemiyorum Jimin bu seferlik ben öducem."

"Tamam Yoongi."

Yoongi hesabı ödeyene kadar bende dışarı çıktım. Telefonuma baktığımda ne bir mesaj vardı ne bir arama bu durum beni korkutmaya başlamıştı. Normalde illa bi mesaj atarlardı. Yoongi yanıma geldikten sonra birlikte eve doğru ilerlemeye başladık. Yolda pek konuşmadık. Korkudan konuşamazdım zaten. Telefonum hep elimdeydi hep kontrol ediyodum. Ama yinede mesaj gelmiyodu. Ayakkabımın bağcığı açılmıştı elimdeki telefonu Yoongiye verdim ve eğilip ayakkabımın bağcığını bağlayıp yolumuza devam ettik.

5 dakika sonra bizim eve varmıştık. Yoongiyle vedalaşmıştık ve oda kendi evine ilerlemeye başlamıştı.

Evin kapısına doğru ilerleyip korkarak kapıyı çaldım. Kapı hemen açıldı. Kapıyı babam açmıştı, yüzünde daha önce görmediğim bi ifade vardı. Bu beni daha da korkutmuştu.

Ellerim titremeye başlamıştı. Nefes alış verişlerim düzensizleşmişti. Ama sakin davranmam gerekiyordu.

"Baba abim nerde?"

"Boşver abini gel sen bi içeri."

Korkarak içeri girdim. Ama işte pişmanlıklarım o an başladı. Klasik babamdı işte yine geç kaldım diye bu dünyaya olan sinirini benden çıkartıcaktı. Ellerini yakamda hissetmemle  18 yaşındaki Jimin kaybolup 8 yaşındaki Jimin geri gelmişti.







Evettt yeni bölüm geldiiii
(Asla tehdit edildiğim için yayınlamadım(!))

Neyse umarım beğenmişsinizdir yeni bölümü. Bu bölüm normalden daha kısa oldu kusura bakmayın okul olunca zorluyo biraz.

Bu bölümde bir tane yer vardı dikkat etmeniz gereken umarım fark etmişsinizdir.

Önümüzdeki bölümden beklentileriniz neler?
Sizce ne olucak?
Yoongi ve Jiminin dostluğu iyi mi olucak yoksa kötü mü?

Ve bunu sormazsam baya içimde kalır:
Fici sevdiniz mi? Nasıl gidiyo yani?

Özümüzdeki bölümlerde görüşmek üzere, kendinize iyi bakın.

FEAR |YOONMİN|Where stories live. Discover now