12. Bölüm: Bulanık Anılar

27 4 99
                                    

Yazardan

Şeytan elindeki büyüyle sardığı birkaç hücreye baktı. "Bu iş görecektir, en iyi eşleşmeyi buldum." Hücreler yavaş yavaş çoğalmaya başlarken şeytan, Stephen'a eliyle işaret etti. "Artık omegayı getir Stephen, embriyo transfer için hazır görünüyor."

"Elbette." Dedi Stephen ve odanın bir kenarında baygın ve perdenin içinde duran kadın omeganın yanına gidip kadını kucakladı ve yatağa yatırdı. Sonra geriye çekildi ve Alice'in yapacaklarını bekledi.

"Uyan küçük omega." Parmaklarını şıklattığında omeganın üzüerindeki uyku büyüsü kalkmış ve kızcağızın birden gözleri açılmıştı. Karşısında gördüğü şeytanla yatakta geriye sürünmeye çalışsa da Alice büyüsüyle onu yatağa sabitlemişti, büyüden yapılmış olan dokunaclarının her biri bir uzuvunu sertçe tutyordu.

"K-kim oldugunuzu sanıyorsunuz!? B-ben Amerika'nın en büyük ailesinden geliyorum!" Diye bağırdı genç kız, belki biri duyardı da onu kurtarırdı. Ama kimse gelmedi...

"Hiçbir ölümlü en büyük olamaz küçük kurt." Dedi Alice gülümseyerek.

"A-alaz bunu yanınıza koymaz!"

Alice büyük bir kahkaha attı. "Seni sevmeyen zavallı alfa nişanlın mi?" Genç kadın gözlerindeki saf korkuyla karşısındaki şeytana baktı. "Daha iyi bir amaç için yaşayacaksın. Bundan emin olabilirsin." Genç kadın cevap vermedi ve dolan gözlerindeki yaşları serbest bıraktı. "Artık işimize belalım omega." Dedi şeytan ve yeni büyüden dokunaclar ortaya çıkardı. Genç kız son kez onu kaçırıp buraya getiren şimdi ise odanın köşesinde durup her şeyi izleyen adama baktı. Yakışıklı, uzun boylu, siyah saç ve gri göz rengine sahipti. Gri gözleri karanlık çevresinde adeta parlıyordu. Ama gözlerinde hiç pişmanlık görünmüyordu. Genç kız yardım istemekten vazgeçti ve karşısındaki kadına baktı bu sefer. Fazlasıyla beyaz olan saç ve ten rengiyle bir ruha benziyordu. Gözleri altın sarısı renkte parlıyordu ve sanki adamdan üstün olduğunu gösteriyordu.

Alice daha fazla oyalanmayı bıraktı ve kadının iç çamaşırı ve eteğini tek seferde çıkarıp kenera attı. Genç kadının ağzından küçük bir çığlık kaçmıştı. Üst tarafıyla bir işi yoktu bu yüzden üzerindekiler de umurunda değildi. İşine odaklıydı, bu ne onun ne de karşısındaki kadın için özel bir andı. Dokunaclarından birini kızın ağzına girebilecek kadar küçüktü ve içine önceden hazırlamış olduğu ve omeganın kızgınlığa girmesi için üretilmiş olan ilacı doldurdu. Tek kelime etmeden kızın ağzına soktuğu dokunacla kız nefessiz kalmış ve Alice'in ilacı ağzının içine sıkmasıyla ilacı içmesi gerekmişti. Alice dokunacını geri çektiğinde kız öksürmüş ve ellerinin biraz olsun gevşemesiyle yattığı yerde doğrultuştu.

"O-o neydi?" Diye sordu kız öksürüklerinin arasından.

"Kızgınlığa girmeni ve embriyoyu daha kolay kabul etmeni sağlayacak." Dedi Alice umurunda değilmiş gibi görünen bir yüz ifadesiyle.

"Embriyo?" Dedi genç kadın dehşetle.

Alice tekrar umursamazca başını salladı. Hemen ardından ise genç kızın bacaklarını ayırıp embriyonun bulunduğu dokunacını kızın içine doğru soktu. Ama hemen embriyoyu içine bırakmadı ve bir süre gelgit yaptı. Bu hem ilacın etkisini göstermesini beklemesine hem de etkisini gösterdiği anda işini bitirebileceği anlamına geliyordu. Zira bir kadının karşısında bu şekilde durması midesini bulandırıyordu, öte yandan bir bebek için en iyi gelişim gösterebileceği yer bir kadın omeganın rahmiydi. Dokunacıyla gelgit yapmaya devam ederken üvey abisine döndü. "Cidden bir kadına bu şekilde bakmak mide bulandırıcı."

Abisi kafasını salladı. "Yine de en iyi seçeneklerden biriydi."

"Malesef," dedi ve iç çekti şeytan. "Erkek omegaların doğum yapması sorunlu ve bir iblise yerlestirsek benim sürülmem halinde kral o iblisi de cehennemden sürer ve bu bebeğin ve o iblisin ölmesi demek. Taşıyıcı anne pek önemli değil fakat çocuk uzun vadede iyi bir silah olacak."

Fake & True [G×G]Nơi câu chuyện tồn tại. Hãy khám phá bây giờ