15

404 67 38
                                    

Duvarın dibine oturmuş son yirmi dakikadır telefonumdaki açık ekrandaki mesaja bakıyordum. Daha yeni sakinleşmiştim ve odamın haline üzülmekle meşguldüm, normalde krizlerim bu kadar ileri gitmezdi hiçbir zaman, ama o adam gelmiş ve yine hayatımı mahvetmişti, çocukluğumu mahvettiği gibi.

Sıkıntılı bir nefes verirken yerimden kalkarak masanın üstünde sağlam duran son şeyi, sigaramı alarak telefonumla beraber cebime koydum ve kapımın kilidini açarak kapıyı araladım, annemi meraktan öldürdüğümü de biliyordum.

Salona inerken anneme bakındım bir yandan, koltukta uyuyakalmıştı. Yanına gittiğimde yorgun bir gülümsemeyle uzanıp saçlarını öptüm ve üstümdeki hırkamı çıkararak üstüne örttüm, geldiğimde onu uyandırıp her şeyi anlatırdım belki de.

Kapıyı açıp ayakkabılarımı giydikten sonra kapıyı arkamdan çekerek etrafıma baktım, büyük ihtimal beni yirmi dakika boyunca beklemeyip gitmişti fakat yine de bakınmıştım etrafıma işte.

Sigaramdan bir dal dudaklarıma koyup ateşlerken bir yandan da arka bahçeye yürüyordum, o gitmişse dışarıda oturmama gerek yoktu.

Arka bahçeye vardığımda banklarımızın birinde elleri cebinde biri gördüm uzaktan, hyung muydu yoksa?

Sigaramdan derin bir nefes çekmişken parmaklarım arasına tutturdum ve nefesimi üflerken de yanına yaklaştım iyice, oydu gerçekten. Bu soğukta yirmi dakikadır beni mi bekliyordu bir de, delirmişti cidden.

Bir şey demeden yanına oturduğumda bana döndü ellerini deri ceketinin cebinden çıkararak. Ben ona bakmadan yanında tüttürüyordum, biraz ileriye kayarak kafamı banka yasladım gökyüzünü daha net görebilmek için.

"Aramalarıma cevap vermedin, nereye gittin, merak ettim seni."

"Bilmiyorum."

"Anlamadım?"

"Nereye gittiğimi, bilmiyorum."

Mırıldanır gibi onu yanıtladığımda bana bakmayı sürdürdü, bende biten sigaramı yere atarak ayağımla ezdim ve bir tane daha çıkardım. Sabaha kadar içmek istiyordum sadece.

Bir tanesini daha dudaklarıma koyup yakarken o garip bir şekilde bana bir şey demedi.

"Baban olacağını düşünmemiştim."

"Ben de."

"Ne oldu bu saat diliminde, direkt eve mi geldin?"

"Her boka bayılan bir ucubeyim sence eve mi geldim?"

"Kendini hor görmen konusunda ne konuşmuştuk hyunjin?"

"Lütfen sadece şu an psikolog tavsiyeleri vermesen olur mu? Olmadığım kadar kırıcıyım bu akşam."

Bir şey demeden benim gibi önüne döndüğünde gökyüzüne baktık bir süre söz etmeden, ağlamaktan yorulmuştum artık.

"Randevunu erkene alıyorum, konuşmaya ihtiyacın var."

"İstemiyorum artık terapi falan, bir sikimin değiştiği yok."

"Etkisi olmaz olur mu hyunjin, bir noktada etkisi olmuştur her şekilde."

"Olmadı."

"Bunu sen fark edemezsin şu an."

"Ederim, beni daha kötü yaptı sadece."

"Yaralarını kapatmadıkça sürekli açılacaklardı, üstünü örtmen gerektiğini öğrenmen gerek, ki öğreniyorsun."

Sinirli bir nefes verirken sigarayı dudaklarım arasında bırakarak öne doğru eğildim, bir yandan üşüyordum, üşüdükçe sinirleniyordum, her tarafı yakıp yıkma isteğim tekrar gün yüzüne çıkıyordu.

Psikolog || hyuninWhere stories live. Discover now