Bölüm 2: Çat Kapı

Start from the beginning
                                    

"Naptın gari?"

"Napam gari sen naptın?"

"Bende napam yakışıklılığımla uğraşıyorum."

"Buğra anlatsana biraz bu kadar egoyu nerden buluyorsun? Arada bana da lazım oluyor bende alırım ordan."

"Güzelim sana ego lazımsa söylemen yeter ben seni pohpohlarım"

"Sen kimsin ve Buğra'ya ne yaptın? Ne yaptın bilmiyorum ama ben öldürmen yanayım."

"Aşk olsun Efsun. Bak ölsem çok üzülürsün sonra yakışıklım öldü diye."

"Fillerde uçuyor Buğra"

"Valla mı?"

"Buğra git az ötede öl lütfen."

"Tamam bayan atarlı senin neyin vardı? Bütün gün yattın yoksa malum gününde miydin?"

"Buğra... arkadaşlığımıza ara vermeye ne dersin?"

"Tamam 18.23'te yazarım"

"DEFOL BUĞRA"

"Tımım ıfsın nıdın bığırıyırsın kı?"

"Aaa mavi tik yaptı zalımın gızı."

Buğra'nın saçmalıklarına cevap vermek yerine ödev yapmak daha cazip geldi demek isterdim ama hayır aşağıdan annem "EFSUN" diye bağırdı. Bende karşılık olarak "EFENDİM ANNE? NOLDU ANNE? ANNE CEVAP VERSENE? ANNE HOŞUNA GİDİYOR DE Mİ?" diye bağırdım. Hayır anlamıyorum ki ben. Önce bağırıyor cevap verince de susuyor.

-Ordan bana bağıracağına in aşağıya Efsun. Arkadaşın gelmiş.

-Kim gelmiş anne? İlayda gelmiştir söyle yukarı gelsin işte.

-Kızım in aşağıya İlayda değil işte

-Buğra'dır o zaman yolla yukarı gelsin anne ben o beyefendi için aşağı inemem.

-Sen bilirsin Efsun.

Annemle bağırarak konuşmamızın ardından kapım çalındı. Buğra'dır mantığıyla dönüp bakmadım ve film izlemeye devam ettim. Evet çok coolum lanet olsun.

-Ihım ıhım.

-Ne var Buğra? Sanki bize ilk defa gelmiş, beni ilk defa pijamayla görüyormuş gibi davranıyorsun gel otur bak çok ekşınlı bir film buldum birlikte izleyelim.

-Size ilk defa geliyorum ve seni de ilk defa pijamayla görüyorum Efsun ama hangi film belki izlemişimdir.

-Wanted da senin sesi...

Lafımı tamamlayamadım çünkü karşımda tüm yakışıklılığıyla Yağız Yazan duruyor. Benim evimde. Benim odamda. Benim halımın üstünde. Benim avizemin altında. Benim dolabımın önünde. Benim karşımda. Benim, pembe renkteki siyah-beyaz tavşanlı pijamalarımla olan benim, karşımdaydı. Şokla ve utançla yüzüm kızardı yani büyük ihtimal çünkü yanaklarım yanıyor. Sanki kor ateşe atılmış gibi hemde. Yer yarılsa da yerin 823981230987012387 kat altına girsem çünkü 7 kat beni kesmez benim rezilliğimi ancak şu okuyamadığım sayı keser.

-Senin burda ne işin var?

Kekelemeden konuştuğum için kendimi içimden tebrik ettim. Büyük çaba arkadaşlar.

-Ben senden bugün için özür dilemek amacıyla gelmiştim.

-Neden?

-Kırdım seni o yüzden.

-Kırdığını gördün yani tebrik ederim ben senin hep kör olduğunu düşünürdüm ayrıca okulda da özür dileyebilirdin.

-Okulda tüm gün yattın Efsun. Kör olduğumu da nerden çıkardın? Kör olsam bugün öpüştüğünüzü de görmezdim değil mi?

-Öpüşmüyorduk biz.

-Her neyse Efsun.

-Bu nasıl özür dilemek?

-Özür dilerim oldu mu? Seni kırmak istememiştim.

-Bir şey sormak istiyorum kırdığını nasıl anladın?

-Ne zaman birine kırılsan uyursun sen Efsun. Garip bir huy. Bana öyle garip bakma gözlem yapmayı severim.

-Beni mi gözlemliyorsun? Siz abi-kardeş sapık mısınız?

-Sapık değilim ben ama Sinan için aynı şeyleri söyleyemem. Sapık olabilir o.

Göz devirdim. Gerçekten garipler ikisi de.

-Neyse ben gideyim geç oldu.

-Tamam.

-Hatırlamışken güzel pijama.

-Gıcık mısın Yağız?

Önce dudak büzdü sonra da sevimlice sırıttı. Lanet olasıca Yağız'ın mütüş bir tatlılığı var hadi gidelim Osman. Ne diyorum ben ya? Kafayı yedim bu çocuk yüzünden. Onu kapının önüne kadar geçirdim tam bir şey diyecekken annem mutfaktan kafasını uzattı.

-Aaa nereye çocuğum?

-Ben eve gideyim artık.

-Hayır önce bizimle akşam yemeği yemelisin. Yemeden gidersen hatırım kalır ama Buğra.

-Anne...

-Sen sus kızım bizimle yemek yemeden gitmesine izin vermem.

-Anne...

-Sen hala konuşuyor musun?

-Ay anne çocuğun adı Yağız. Buğra değil. Hem Buğra'yı defalarca gördün nasıl unutursun?

-Unuttuğumu kim söyledi? Ben sadece onun da adı Buğra sandım.

-Tabi anne tabi.

Yağız'a dönüp baktığımda annemle benim tartışmamızı bıyık altından gülerek izlediğini gördüm. Ona sinirle baktım.

-Senin eve gitmen gerekiyor değil mi Yağız?

-Yoo annen o kadar ısrar etti gidersem ayıp etmiş olurum eğil mi teyzecim?

-Evet çocuğum sen geç oturma odasına. Efsun sende git üzerine bir şey giy. Misafir gelmiş sen hala pijamalarınlasın.

-Tamam anne.

Yağız oturma odasına geçerken bende odama koşarak gittim ve altıma bir şort üstüme "Cool Girls Play The Playboy" yazan tişörtümü giyindim. Oturma odasından gelen kahkaha seslerine biraz şaşırsamda girip baktım ve şaşkınlığım ütapyaya ulaştı. Yağız'la babam tavla oynuyordu ve babam Yağız'ın taşını yediği için gülüyordu.

-Geldin mi kızım?

-Yok baba hala daha yukarda hazırlanıyorum.

-Çok hazır cevap bu kız Yağız. Okulda da eminim böyledir. Hocalara neler çektiriyordur.

-aslında okulda fazla konuşmaz. Sadece yanındaki çocuk onu konuşturunca konuşur.

Yağız'a şaşkınlıkla baktım. Ben. Ben. Efsun. Ben derslerde asla susmam. Garip olansa genelde ben Buğra'yı konuştururum. Buğra derslerde konuşmaz, karakalem yapar.

-Yanında kim oturuyor Efsun?

-Buğra.

Ben cevap vermeden Yağız cevabı yapıştırınca ne yaptığını anladım.

Neden?Where stories live. Discover now