Bölüm 22: Skandal

5.3K 472 392
                                    

Artık, tamamen rutine bağlamış bir hayatları vardı. Felix, Jae ile ilgilenme konusunda uzmanlaşmıştı, teyze de ona yardım ettiğinden hiç zorlanmıyordu. Tüm gün bebekle vakit geçiriyor, dışarı çıkıp geziyor, akşam bir etkinlikte ya da boş günlerinde evde oturup Hyunjin ile zaman geçiriyor, adeta günlerini mutlu bir eş gibi yaşıyordu.

Çıplak bedenleri birbirine değerek uyuyorlar, sabah uyandıklarında ilk birbirlerinin yüzlerini görüyorlardı.

Hyunjin, Felix'le sevgili olduklarını gizlemiyordu. Açık açık söylemiyordu belki ama ona soranlara cevap verme konusunda gayet cesurdu. Yani, Felix'in tam tersi.

Yine de, Felix'in tarafında Seungmin dışında kimsenin bilmediği bu sevgililik durumu, bir hafta boyunca mutlu bir şekilde devam etti.

Bir haftanın sonundaysa, canlarının bu denli sıkılacağını kimse bilmiyordu.

Sam, reklam çekimleri bitip ülkesine döneceğini söylediğinde, dışarıda bir veda yemeği yiyip ona veda edeceklerdi, plan gayet normaldi.

Felix, önce Jae'yi hazırladı. Ardından kendisi giyindi. Hyunjin'in de hazır olmasıyla beraber, akşam evden ayrıldılar. Pahalı bir restorant, Felix'in alıştığı paparaziler, her şey, Hyunjin'le zaman geçirmeye başladığı ilk gün gibiydi, değişmiyordu.

Yemeklerini yedikten sonra, masaya gelen şarapların eşliğinde, sohbet etmeye başladılar. Felix, ilk defa Hyunjin'in yanında alkol içmeye karar vermişti. Yine de Jae kucağındayken, aşırıya kaçmaması gerektiğini iyi biliyordu.

"Ee..." dedi Sam, sohbetin ortasında Felix'e bakarak. "Hyunjin'in gay olduğunu nasıl anladın?"

"Anlamadım hyung." Felix tebessüm etti. "Ben de gay olduğumu bilmiyordum. Sadece Hyunjin kalbimi böylesine hızlı attırırken, ona engel olamadım."

"Ben de bilmiyordum." Dedi Hyunjin gülerek. "Ta ki Felix'i tanıyana kadar."

"Çok romantiksiniz." Dedi Sam. İkisiyle de çok ilgili görünüyordu şimdi. "Bu güne kadar çok bedene dokundum, ama hiçbirinde böyle hissetmediğime eminim. Ben de hissetmek isterdim aslında, ama neyse, siktir edin."

Hyunjin, kardeşinin üzerine gitmeye kararlıydı. "Ah, aşık mı olmak istiyorsun?"

"Yok, başıma bela almayacağım."

Felix'in yüzü biraz düşmüştü. Sam'ın, bunu bir bela olarak görmesi, moralini bozdu. "Aşkın bela olduğunu mu düşünüyorsun hyung?"

"Aşk, insanın canını acıtır Felix. Sizin için her şey güzel başladı diye, böyle devam edeceğini mi sanıyorsun? Bir insanı sevmek, sadece onunla vakit geçirmek değildir. Yeri geldiğinde öyle büyük fedakarlıklar yaparsın ki, bazen kendi benliğinden bile uzaklaştığını hissedersin. Aşk, hiç kolay bir şey değil, benim de bunlarla uğraşacak vaktim yok." Sam'ın cümleleri son bulduğunda, masaya kısa sürelik bir sessizlik hakim oldu.

Sessizliği bozansa Hyunjin'in kahkakası olmuştu. "Hasiktir ordan, sarhoş olunca edebiyatçı kesildin yine başıma!"

Felix, Hyunjin'in verdiği tepkiye gülmüştü, ama yine de düşünceliydi. Sam'ın söylediği şeyler boş bir edebiyat gibi geliyordu Hyunjin'in kulağına. Ama Felix, Sam'ın söylediklerinde bir gerçeklik payı olabileceğini biliyordu.

Yine de uzatmadılar. Hyunjin'in alaycı tavrı masadaki gergin ortamı kaldırdı, yine gülerek şakalaşmaya ve eğlenmeye başladılar.

Akşamın sonuna gelip tam masadan ayrılacakken, bir tane paparazi masalarına doğru harekete geçti. Kameraman da hemen onun arkasından geliyordu.

The Babysitter | Hyunlix ✓Where stories live. Discover now