1.2

1.1K 72 9
                                    

Merhabalar,

Nasılsınız?

Başlayalım hadi..

**
Efsun'dan..

"Ben yürekten yanmişim
Yüreğumden yanmişim
Ateş beni yakar mi?
Ateş beni yakar mi?.."

Telefon elimdeydi, mesaj görülmesine rağmen uzunca bir cevap almamıştım.

ben;
Allah'a emanet ol..
İki gün sonra nişanım var..

Koskoca iki günün geçmemesi adına dualar ediyordum. Bendeki de salaklık.. Kendini ailesi uğruna adamış birinden yardım beklemiştim. Gelmeyecekti o yardım ve bende gerekeni yaptım.

'Kitaptaki Birey' arıyor...

Elimde titreyen telefonu yavaşça açıp kulağıma götürdüm. "Semih, arama." dediğimin karşısında sadece derin nir nefes sesi işittim. "Efsun konuşalım olur mu?"

Cevap veremedim, sustum sadece. Kesik kesik hıçkırıklarım ona gitmesin diye iyice yutmaya çalışıyordum. Tekrar konuşmak için hafifçe öksürdü. "Efsun, bak seni anlıyorum-" Lafını kestim ve sözü ben aldım."Beni anlayamazsın Semih, beni anlaman çok zor. Sevmediğim biriyle evleniyorum. Karşı koymak istiyorum ama gücüm yok." Sona doğru sesim kısılmıştı. "Ben yanındayım Efsun. Bir abi gibi yanındayım. Beraber bir olur başarırız olmaz mı?" dedi.

Bir abi gibi...

"Olmaz Semih..Abi..." diyip sustum. O da gerilmiş olacak ki sıkıntılı bir nefes verdi. "Abi demene de gerek yoktu şimdi. Yani ben abi gibi derken abi demeni kastetmemiştim." dedi ve sustu.

"Sen öyle diyince ben de abi diyeyim dedim." Sözü tekrar o ele aldı. "Ne düşünüyorsun? Daha bir çok fırsatın var. Nişanı atabilirsin." dedi. Hepsini düşünmüştüm ama yine de bir çıkar yol bulamamıştım. Susmak tercihim oldu.

"Efsun, konuşmak istemiyorsan kapatayım, belki yalnız kalmak istersin." dedi, yanlış anlamıştı beni. Tamam elin oğluyla konuşmamam gerekirdi ama Ona alışmıştım."Hayır, kapatmana gerek yok." dedim.

"Efsun aç şu kapıyı." Kapıyı çalan meymenetsiz abimdi. Abi demeye bin şahit ister insan. "Ne var!" diye çemkirdim adeta.

"İstersen bir konuş abinle.." diye bir öneri geldi Semih'ten. "Aç şu kapıyı Efsun. İkiletme hadi." dedi ısrarla kapı başında bekleyen Fatih."Semih hatta kal olur mu?" diye sordum Semih'e.

"Tamam hadi bekliyorum." dedi, ben de telefonu bırakıp kapıya vurudum ve kilidi açtım. "Buyur ne var, Efsun Efsun başımın etini yedin?" diye öfkeyle konuştum.

"Kimle konuşuyorsun yarım saattir?" diye bir soru yöneltti. Nerden bilecek ki?

"Arkadaşımla konuşuyorum, noldu o da mı yasak?" Öfke kusuyordum adeta. "Sözlün sana ulaşamamış, git ve kiminle konuşuyor bak dedi" Sözlümmüş, ne sözlüsü arkadaş?

Bir çırpıda telefona uzandı eli ve kulağına koydu. "Ses ver!"

"Ya napıyorsun? Kendine gel, ver şu telefonu!" diye bağırarak telefonu ondan almaya çalışıyordum.

"Efsuna verir misiniz telefonu rica ediyorum?" Bir saniye telefondaki neden kız?

Fatih kız sesini duymuş olacak ki telefonu geri elime verdi. "Ya kusura bakma Efsun, o kadar çok konuşmuşuz ki, epey de geç olmuş fark etmemişim. Şimdilik kapatıyorum, sonra yine konuşuruz." dedi ve kapattı.

"Al oldu mu? Rezil ettin beni arkadaşıma." diye sinirle bağırdım. 'Ya sabır' çekip odayı terk etti. Elimdeki telefonun titremesiyle mesaja tıkladım.

Kitaptaki Birey;
Allah beni o kadar zeki yaratmış ki ben bile şaşırdım.

Tam bir şapşal ya.

ben; 
Ya tabi ne demezsin, o kadar zekisin ki paçalarından akıyor resmen.

Yazdıklarımla birlikte ben de gülmüştüm.  Adımlarım yavaşça yatağa ulaştı. Ellerim klavyede gezinirken yatağa uzandım. Gülerek telefona baktığım da ne yaptığımın farkına vardım. Gözlerim isteksizce yüzüğüme gitti. "Kendine gel Efsun, insanlara umut verme." Hatırlatmamı kendime yaptıktan sonra yerimde doğruldum.

ben;
Üzgünüm Semih, artık konuşmasak iyi olacak.

Yazdıklarım anında mavi tik olduğu halde uzun bir süre cevap gelmedi. En sonunda 'yazıyor..' simgesini görmemle içimi bir his kapladı. Onu kırmış mıydım? Bu kadar süre de onu kırabilecek kadar yakınlaştık mı ki?

Kitaptaki Birey;
Unutma Efsun, vazgeçmen için geç değil. İyi ki tanımışım seni, seni görmesem de hayatıma katkı sağladığın için teşekkür ederim. Emin ol daha fazla seni rahatsız etmem. Ama olur da bir işin düşerse yazmaktan çekinme. Unutma bende varım, bir Abi gibi...

Yazdıklarını okumamla istemsizce yaşlar aktı gözlerimden. Semih iyi bir arkadaş, iyi bir dinleyiciydi. Ellerim tüm inatçılığıyla geri aldı telefonu.

ben;
Sende bir şeye ihtiyaç duyarsan yazabilirsin, elimden geldiğince yardım ederim. Bir de unutmadan, bana verdiğin tavsiler için ayrı teşekkür ediyorum, bir Abi gibi...

Uzun bir süre çevrim içi kaldı, bende çıkmadım. Sonra içerden bir müzik sesi geldi.

"Yollarım dikenli, taşlı, ellerimde
Fotoğrafın, yüzünde aynı gülümseme
Sormadım neden sonumuz geldi böyle
Çok yazık.."

Semih'ten

Sessizce camdan dışarı bakıyor ve elimdeki üçüncü dalım olan sigaramdan nefes alıyordum. Ya bu hayat beni sevmiyordu ya da eksik, oturmayan bir şeyler vardı. "Abi! İyi misin?" diyen Feyza'ya döndüm. Gözlerimi derince kırpıp, baş selamı vererek güldüm. İyiydim bence..

Yanıma sokuldu yavaşça. Bir şey söylemek istediği belliydi, ama inatla gözlerime bakıyordu. "Kızmayacağım, buyur söyle." dedim sakince. Söylemeyeceğim der gibi kafasını iki yana salladı. Tek kaşımı kaldırmış bir vaziyette tekrar sordum. "Kızmayacağım, ne olduysa söyle, ne diyeceksin?"

Yavaşça kafasını yere eğdi. Parmaklarıyla uğraşmaya başladı. "Konu neyse artık söyler misin Feyza? Sabrım kalmadı, zaten moralim bozuk." Sesimin yüksek olmasına karşın hızla yüzünü yüzüme kaldırdı.

"Ama bana iyiyim demiştin." dedi ve kırgınlıkla gözlerime değdi bakışları. "İyiyim Abicim, iyiyim Birtanem. Kurban olayım söyle artık, sabır gücüm yok." dedim isyankâr bir ses tonuyla. Söyleme kararı almış olacak ki, yerinde dikleşti. Gözleri, ne tepki vereceğimi merakla bekliyor gibi bakıyordu. Ve en sonunda konuştu..

"Annem sana kız bulmuş."

Nesin Sen?• Texting (Devam Ediyor)Where stories live. Discover now