1.1

1.3K 86 22
                                    

Merhaba güzellerim,

Nasılsınız, Keyifler nasıl?

Kısa bir ara sonra tekrar yan yanayız.

**
Semih'ten

Çalan telefonu kulağımdan çekip kapatma tuşuna basmaya yeltelenmiştim. Ancak hesaba katmadığım bir şey olmuştu. Telefon açılmıştı...

"Efendim Semih?" Naif bir ses duymam ile kendime geldim ve telefonu tekrar kulağıma koydum. "Ee şey nasılsın? " dedim affallayarak.

Hiç bana yakışan hareketler değildi bunlar. Hem üstüne üstlük ben bir komutandım, ağır olmam gerekiyordu. Ne bu Onur gibi tavırlar?

"Çok önemli mi sanki nasıl olduğum? Neyse aynıyım sen?" dedi ve sıkıntılı bir nefes verdi. Anlaşılan yine bir şey canını sıkmıştı. Merak ettiğim halde üstüne gitmedim. "İyiyim, çok daha iyiyim." dedim ve sustum.

"Semih, kusura bakma. Öyle telefonu pat diye yüzüne kapattım." dedi, sesindeki endişeyle karışık benden beklentili sesiyle. Anlamıştım bir şeyler olduğunu, bu sefer sorucaktım ama. "Efsun, bana ne olduğunu anlatırsan eğer sana daha çok yardımcı olabilirim. Ancak böyle üstü kapalı davranırsan, ne ben yaptığımı anlayabilirim ne de sana ne olduğunu." dedim ve cevap vermesi için süre tanıdım ona.

"Haklısın, sanırım hala daha küçük bir çocuk gibi davranıyorum. Sadece Sen ve Kardeşini kıskandım. Bilirsin ya? Sen ve Kardeşin, ben ve Abimden oldukça farklısınız.." Derin bir nefes aldı ve devam etmek istedi ya da ben öyle düşündüm. Ancak konuşmadı. Konuşma gereksinimi hissettim ve yutkundum. "Farkındayım, birşey olduğunu anlamıştım fakat sormayacaktım. Bunun için sana kızmadım Efsun veya sana darılmadım. Ve sen oldukça olgun bir karaktere sahipsin." dedim ve bu sefer ikimizde sustuk.

Saymıştım, tamı tamına iki dakika kırk sekiz saniye susmuştuk. O iki dakika kırk sekiz saniye arada bir gelen derin nefesle birlikte burun çekmeleri ve kesik kesik, bana belli etmemeye gayret gösterdiği hıçkırklarından ibaretti. Ağlıyordu ve ben yine onun ağlamasına şahit oluyordum. Kendime şunu sordum. Peki ya onun yerinde başkası olsa yine böyle garip hisseder miydim? Cevaplayamadım. Cevabından korktuğum bu soruya yanıt verememiştim.

"Ağlama Efsun.. " dedim kısık bir sesle. Anlamam ona daha çok yük bindirmiş gibi daha güçlü bir biçimde ağlamaya başladı.

Kız çocukları böyledir işte. Babaları ve Abileri ilk aşkları olur, sevipte vazgeçemedikleri olur. Ancak bir gün öyle olur ki, saçlarını okşayarak sevenler, saç tellerine zarar verirler. Bu yüzden herkes Baba olmamalı, Babalık gibi bir kudretli hitap, her erkeğe konulmamalı.

" Yoruldum artık Semih. Evin içindeki herkes yabancılaştı sanki bana. Tek başıma, yalnız hissediyorum. Tüm günümü şu dört duvar arasında geçiriyorum ki, gördüğüm zaman bana laf etmesinler, konuşmasınlar diye! " dedi hıçkırıkları arasında. Sinirlendim, hatta öfkelendim. İçim kin doldu, çenem kasılmaya başlamıştı. Olmuyor, dayanamıyordum bir kadının, kızın ağlamasına.

" Efsun sabret olur mu Güzelim? Sırtını Allah'a yasla, O'na şikayet et ve güven. Ben iki elim kanda da olsa geleceğim. Seni o cehenneminden kurtaracağım.. " dedim kendimden emin sesimle. Belki yaptığım çok yanlıştı. Küçük bir kız çocuğuna ümit vermekten farksızdı yaptığım. Ancak ben Semih Tarancı isem söylediğim her bir lafın ve vermiş olduğum her bir sözün arkasında dururum. 

Telefondan bir ses geldi. Hafif kalın bir tonda ve ait olduğu kişinin pek genç  olmadığını ispatlayan bir sesti.

"Efsun gel ha buraya, müstakbel eşun ve kayunpederun geldi." Hay ben sesin müstakbel eşine de, kayınpederine de, sesine de..

"Semih, ben şimdi kapatıyorum, Tarık Abi ve Babası geldi. Babam zorla çağırıyor. " dedi. Sesindeki isteksizlik beni bile germişti. "Efsun dikkat et, bir şey olursa yaz, ara ne bileyim işte, haber ver. Olur mu?"

"Tabii, sen de dikkat et. Geçmiş olsun" dedi. İşittiğim kapanma sesine rağmen çekmedim telefonu kulağımdan. Az çok ne yaptığımın farkına varıp direkt telefonu yatağın bir köşesine fırlattım.

"Kendine gel lan! Kendine gel! Ne yaptığının farkına var. O kız sözlü, sözlüsü var ve belki de en kısa zamanda evlenecek lan o kız. Sakın! Aklından sakın bir daha geçirme!"  Yaptığım hatırlatmalar bir yönden canımı sıkarken diğer yönden sinrimi bozuyordu. Ne demek sözülüsü var? Bak hala!

"Oğlum delirdin mi lan? " diyen Onur'a karşı  yaptığım sadece bakmak oldu. "Noldu, hiç mi kendiyle çelişen bir insan görmedin?" diyerek öfkeli olduğumı gösterdim.

"Hoop, sakin ol. Kim sıktı canını? Karımın canını sıkanın ümüğünü sıkarım len." dediklerine göz devirdim ve  derin bir nefes aldım. "Dikkat et karın seni köşe bucak her yerde sikmesin. Karınmış, peh! Sensin lan benim karım, korkak."

"Ben mi korkağım?" dedi ve kahkaha attı. Onu göt etme isteğiyle konuşmaya başladım."Koskoca adamsın, adamı geçtim bir de Komutansın. Hala daha en alt kattaki nönet yerini kontrol ettirmeyr yanına asker alıyorsun. Bir de öncü Komutan olucak. Pabucumun Komutanı!" dediğim şeyle kahkaha atan taraf ben oldum. "Lan oğlum sussana, biri duyucak şimdi."

"Evet Abi sussana, utanır yoksa öncü Komutanımız" Gelen Feyza'ydı. Geldiği gibi yine destekçim olmuştu. "Ben neyi bekliyorum ki? Aha Abisi, Aha da kardeşi yani. Onur, ah Onur, kafana yazık oğlum!" dedi ve kendi kendine yakınarak çıktı odadan.

"Abi bu cidden nasıl Komutan olmuş?" dedi Feyza. "Bakma böyle dediğime, sen birde meydanda gör, hey yiğidim hey." dedim ve gülüştük. "Ee Abi daha daha nasılsın?" dedi ve yanımdaki refakatçı koltuğuna oturdu. Nasıldım? "İyiyim Abicim, iyiyim kurban olduğum." dedim ve elimi kaldırıp saçlarını okşadım. Kafasını kaldırıp bana bakmasıyla yüzümdeki gülümsemi daha da genişlettim. O esnada telefonuma bildirim geldi.

*click

?; Allah'a emanet ol..

**
Yeni Bölüm;
• Vote; 50 - Yorum; 20 sınırına ulaşır ise yeni bölümü Cuma günü,
•Sınır altında kalır ise Pazar günü saat 23.00 itibariyle yayınlacaktır.

Düşünceleriniz?

(Yazım yanlışları var ise kusura bakmayın, düzenlenecektir.)

Nesin Sen?• Texting (Devam Ediyor)Where stories live. Discover now