2.Bölüm: Dövme

663 65 67
                                    

MÜSLİST

2. Bölüm: Dövme

~~~

Göz kapaklarımı açmaya çalıştığımda birbirlerine yapıştıkları için gözlerimi açmakta zorlanıyordum.

Görüş açıma beyaz bir tavan girdiğinde bilincim yavaş yavaş yerine gelmeye başlamıştı.

"Uyandınız demek."

Bakışlarımı yana doğru çevirdiğimde serumun içine iğneyle ilaç koyan bir hemşireyle karşılaştım.

Kurumuş dudaklarımı dilimle yavaşça ıslattıktan sonra konuşmaya çalıştım, "k-kardeşim..." dedim çatallaşmış sesimle. Konuşmakta zorlandığım için cümlenin devamını getirememiştim.

Sarışın hemşire serumla işini bitirdikten sonra konuştuğumu duyunca bakışlarını bana çevirmişti, "lütfen kendinizi zorlamayın, ben doktorunuza haber verip geliyorum, geçmiş olsun," dedikten sonra hızlıca odadan ayrılmış ve beni odada yalnız bırakmıştı.

Son yaşadıklarım zihnimi ele geçirirken bacağımda çok kötü bir sızı hissediyordum.

Kapının açılma sesi geldiğinde alttan bakışlarımı gelen kişiye çevirdim, içeriye az önceki hemşireyle birlikte doktor olduğunu tahmin ettiğim önlüklü bir adam girmişti.

"Geçmiş olsun Hira hanım, ben doktorunuz Halil Kartal."

Hâlâ gözlerinin içine bakarken tekrar kıpırdadı dudakları, "nasıl hissediyorsunuz kendinizi?" Diye sorduğunda cevap vermek için tekrar kurumuş olan dudaklarımı dilimle ıslattım.

"Bacağım... bacağım çok... kötü sızlıyor..." dedim nefes nefese hâlâ konuşmakta zorlanırken.

"Bacaklarınızda ağrı hissetmeniz gayet normal, bacaklarınız geçirdiğiniz kaza sebebiyle çatlamış durumda, sağ bacağınız arabanın ağaca çarpasıyla arada kalmış ve maalesef ki kemiğinizin çatlamasına neden olmuş ama merak etmeyin, ciddi bir şeyiniz yok. 3 hafta alçıda kaldıktan sonra bacaklarınızı tekrar kullanabileceksiniz."

Doktorun yaptığı açıklamadan sonra tekrar hatırladığım şeyle gözlerim fal taşı gibi açıldı.

"Ka... kardeşim!" Dedim nefes nefese.

Kadın hemşire bakışlarını gözlerime çevirmişti hemen, "siz hastaneye getirildiğinizde telefonunuz bir adama verilmişti, ondan önce telefonunuzu almış olan bir polis sizin durumunuzu sizi en son arayan kişiye belirtiğini söyledi, kardeşinizin durumu hakkında bir bilgiye sahip değilim maalesef."

Söylediklerinden sonra daha da endişelenirken kapının açılma sesiyle bakışlarımız gelen kişiye çevrilmişti.

"Hah, işte. Telefonunuzu alan kişi bu beyefendi..."

Bakışlarım hemşirenin bahsettiği kişiye çevrildiğinde karşımda durmuş olan bir adamla karşılaştım. Uzun boyu ve esmer teni dikkatleri üzerine çekmeyi başarıyordu.

Okyanus mavisi harelerini sarmış olan gür kirpiklerinin ardından bana bakıyordu. Keskin çene hatları ve yeni kestirdiği belli olan kirli sakallarıyla karizmatik bir görünümü vardı. Kıvırcık saçlarının bir tutamı alnına dökülmüş bana bakan harelerine ufak bir gölge yaratmıştı.

"Geçmiş olsun," diyerek gür sesiyle samimiyetsizce konuştuğunda kaşlarım çatılırken kafamı hafifçe salladım.

Sesi yüzüne yansımış gibiydi, onun kadar sert ama bir o kadar karizmatikti.

MÜSLİST (Adem'in soyundan olanların aşk-ı münakaşası)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin