"Ben Türk kızıyım ve bizdeki deli cesaretini duymuşsundur."

Dikkatli bakıyordu. Kaşlarım hayli çatılmıştı.

"Seni şu an öpmemem için tek sebep civarda arabaların geçmesi." Elimle saçlarımı geriye ittirdim.

" sen benimle dalga mı geçiyorsun? Onca şey saydım ve cevabın beni öpmek istediğin mi?" Aptalsın der gibi baktım. Aramızda açılan mesafeyi sıfıra çekti. Göz temsını bozmamak adına kafamı kaldırdım.

"Seni kontrol etmek isteyen kim? Korumakla kontrol etmek arasındaki ince çizgi bu. Bana boyun eğmeni istesem çoktan eğmiştin. Dik başlılığın hoşuma gidiyor. Haddini aşmadığın sürece.. Çekime gelecek olursak. O konuda haklı olabilirsin. Bir de istemediğini anlasam sen belirtmeden zaten beş adım gerinde olurum. Sana dokunmam hoşuna gidiyor ve bunu saklamıyorsun. Türk kızlarındaki deli cesaretini bilmem ama sende ondan olduğu kesin. En son bana sadece birisi üç saniye bağırabilmişti."

"Aldın mı istediğin Cevabı Türk kızı?" Alay eder gibi sormuştu. Neden bilmem daha da sinirlenmiştim.

"Korumanı istemiyorum. Rahat bırak beni. Aynı ortamda bulunmak istemiyorum. İş ve üniversite arasında gidip gelmek istiyorum." Dedim vurgulayarak tane tane.

"Hm öyle miymiş." Dercesine baktı.

"Yalan söylediğinde sol avucunu sıktığını fark etmiş miydin?" Sol avucuma baktım. Kaşlarımı çatıp yumruk yaptığım elimi serbest bıraktım. Kafasını iki yana salladı.

"Üşüteceksin Türk kızı. İçeri girelim. Hasta olursan sana bakmam."

"Bakmanı isteyen yok zaten!"

Ondan önce adımladım ve hastaneden içeri girdim. Gabrielin odasına doğru ilerledim.Koruma durduracaktı ama arkama bakıp vaz geçti ve içeri girdim. Bayık gözlerle kafasını bana çevirdi.

"İyi misin?" Dedim çekingen bir tavırla.

"Ne o? Abin için endişelendin mi yoksa Ufaklık?"

"Ha ha ha Gabriel." Dedim kollarımı göğsümde bağlayıp.

"Seni öldürecektim." Dedi bir anda ve kaşlarım havalandı. Anlamamıştım.

"Seni öldürecektim ama yapmadım."

"Bahane olarakta Diavolonun yarasını dikmeni bahane ettim." Sırıttı.

"Ölürsem pişman olurdum." Beni öldürmediği için mi?

"Sana abilik yapmadığım için pişman olurdum." Gözlerim mi dolmuştu? Ah! hayır. İç çektim. Yüzüme bakmıyordu.

"Sanırım konuşmamız lazım." Diyerek adımladım ve serumlu elinin yanına oturdum.

"Ben tek çocuktum." Dedim.

"Şu an yüzüne bakıp aramalarına dönemediğim bir babam, bir de sen varsın akrabam. Biliyorum. Yani bu kısa bir süreç. Abi kardeşçilik saçma olur ama en azından seni arkadaşım olarak görüyorum Gabriel. Ve seninde öyle düşünmeni isterim."

Gözleri gözlerime tırmandı.

"Senin gibi şevkatle büyümedim ben ufaklık. Annem yok benim.Gördüğün gibi babamda yok. Cosimo zaten ayrı bir dünya. Ona haksızlık etmek istemem. Bir ikiniz varsınız. Seni öldürmekten neden vaz geçtim biliyor musun?"

"Bana yemek hazırlamıştın ya. Şevkatin öyle bir şey olduğunu düşündüm." Serumlu kolunu kaldırdı.

"Gel buraya ufaklık." Dolmuş gözlerimi geri ittirdim. Sırıtması sinirlerimi bozsa da çarşafın altından yanına sokuldum.

Ve Bir Italiano(+18)Where stories live. Discover now