Huzursuzluk

47.7K 1.7K 374
                                    




Beş gün geçti aradan. Gidip hastaneye annemi görüyor sonra eve geri geliyordum. Kucağımdaki dondurmadan bir kaşık daha alıp dolaba koydum. Bol t shirt biraz ıslanmıştı. Çıplak Bacaklarım donmuştu ama. Az sonra kapı çalıdığında akşam yemeğim geldiği için heyecanla açtım kapıyı. Gördüğüm manzarayla gülüşüm soldu.

"Diavolo?"

Ardında kimse yoktu.

"Ne arıyorsun burada?"

İçeri girdi. Öyle olmadı içeri daldı.

"En son anlaştığımızı düşünüyordum?" Dedim sorar gibi.

Koltuğa oturdu.

"Kabul ettiğimi hatırlamıyorum?"Dedi.

Sakindim ve sinirlenmeyecektim.

"Tamam ne söyleyeceksen söyleyip gider misin?"

Eğilip dirseklerini dizlerine dayadı ve arsız bir şekilde süzdü bedenimi.

"Birini mi bekliyordun?"

Tek kaşımı kaldırdım.

"Evet."

"Kimi?"

"Ne yapacaksın?"

"Kim dedim"

"Söyleyeceğimi sanmıyorum. Lütfen ne diyeceksen de ve git."

Ayağa kalkıp tepeden baktı suratıma. Elleri cebinde omuzları gergindi. Siyah gömelği oldukça oturmuştu üstüne.

"Kimi beklediğini söylecek misin yoksa arkadaşın geldiğinde tatsız olaylar mı yaşansın?"

"Arkadaşım değil." Dedim umursamaz bir tavırla. Neden böyle davranıyordu anlamadım.

Dilini dişlerinde gezdirdiğinde kapı çaldı. Kaşlarını çattı. Tam arkamı dönüp gidecektim ki kolumu tutup koltuğa oturttu.

"Bu gün yoruldun bahçede değil mi Türk kızı. İyilik yapayım ve ben bakayım kapıya." Bahcede oldugumu nereden biliyordu. Her neyse.

Evet umarım pizzacıyı dövmezdi çünkü oldukça sinirlenmişe benziyordu. İki dakika sonra yanıma geldi ve kutuyu masaya atarcasına bıraktı.

"Aradığını bulamadın sanırım?" Dedim alayla. Koltuğa oturdu ve bacağını sallayıp yine aynı pozisyonu aldı. Pizzamı açıp sosunu döktüm.

"Ben senden kurtulamayacak mıyım ya?" Dediğimde kafasını çatık kaşlarla kaldırdı.

"Hiç olmadığı kadar seni öldürmek isterken şu an beni daha da sinirlendiriyorsun."

"E git o zaman." Öfkeyle ayağa kalktığında . Hafiften yüzünü kırıştırıp karnını tutarak geriledi ve koltuğa oturdu.

"Sen benimle konuşmaya gelmedin." Dedim yavaşça. Gömleğinde ince şekilde çizik vardı. Isırdığım dilimi bıraktım ve ayağa kalktım.

"Sen en yakın durağa geldin. Orasıda benim evim değil mi?"

"Zeki oluşun bile ayrı azdırıyor beni Türk kızı." Kafasını geriye attı ve adem elmasının mekik dokuyuşunu izledim.

"Şu durumda bile düşündüğün şeye bak."

Dizlerimin üstüne çöktüm ve siyah olduğu için ıslaklığın belli olmadığı bölgeye yakın düğmeleri açtım.

"SİKTİR!" Tepkim türkçeydi. Kafamı iki yana salladım.

"Yaran taze. Kim yaptı-"

"Ölü birisi." Dediğinde bunu duymamış gibi davrandım. Gidip ilk yardım çantasını aldım ve döndüğümde kafasını kaldırdı.

Ve Bir Italiano(+18)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin