Sınırlar

45.3K 1.5K 256
                                    

"Vitiligo hastalığı." Dedim ve durdum.

"Ama geçti. Sizde diyeceksiniz ki Vitiligo geçmez."

"Yani küçükken yoğun bir tedavi gördüm. Düşük bir ihtimaldi ama alerjik senkorizasyonla geçirdiler. Bu yüzden kanımda yüksek dozda kötü madde çıkıyor. Tıpta nadir rastlanan bir durum ama kan hücrelerim bu şekilde. Bağımlı tehşisi yememek için istemedim. Bir çok kez polislik oldum.."

Ve tam da beklediğim tepkiyi aldım. Kısık gözler. Düşünceli bakış.

"Öyle bir durum varsa geçmiş testlerinizde çıkacaktık."

"Bazı sistemlerde çıkmıyor. Yine de bakın. Ama size uyuşturucu bağımlısı olmadığımı kanıtlamak zorunda değilim. Tedavi için kullanıldı."

...

Bütün sağlık taramalarından geçmiştim. On yedi yerimde ezilme ve kaburgamda çok ufak bir çatlak vardı. Yaralarıma özenle pansuman yapıldı. Az sonra içeri Diavolo girdi. Ben kolumdaki pamuğu çöpe atarken Diavolo doktorun masasındaki tahlillere baktı. Çatık kaşlarla kafasını kaldırdı. Bir de ona açıklamakla uğraşamayacaktım.

"Doktor anlatır sana." Diyerek çıktım içeriden. Rüzgar gibi geçmiştim yanından. İstemiyorumun nesini anlamadıysa. Kıt kafalı. Beş dakika dönüp dolaşmamın sonucunda Emmayı otururken gördüm. Ona sinirliydim. Bu dinmeyecekti büyük ihtimalle. Ama bir yandan da hayatımı kurtarmıştı. Emma'nın yanına gidip oturdum.

"Nasıl?"

"İyi. Yalnızca kuzeniyle konuşacağını söylemiş." Emma kötü durumdaydı.

"Yemek yedin mi sen?" Bir şey demedi.Bende yememiştim. Emmayı kaldırıp yürümeye başladım. Koluna girdim. Biraz zor duruyordu ayakta. Cidden fazlasıyla önemsiyordu onu. Hastaneden dışarı çıktık. Köşede bir açık büfe gibi bir şey vardı. Garip bir tost yapıp bize verdi. Hesabı Diavoloya kitledim. Açık havada oturup konuşmadan yedik tostu. Yere eğilmiş kalan küçük dilimi kenardaki sincapa parçalamıştım. Aldığı gibi hızla uzaklaştı. Sincap tost yer miydi bilmem ama aç olduğu kesindi. Bir çift siyah ayakkabı belirdi aşağıda. Kafamı kaldırma tenezzülünde bulunmadan arkama yaslanıp sola baktım. Ne zaman çıkıp gidecekti bu adam hayatımdan. Aptal dövüşe katılmamalıydım. Elimle yüzümü avuçladım. Diavolo Emma'ya içeriye geçmesini söyledi. Bunu hiçte kibar yapmadı. Karşımda dikiliyordu hala.

Çenemden tutup çevirdiğinde elini ittirdim.

"Suratıma bakman konusunda anlaşmıştık."

"Kibarlık konusunda da anlaşmıştık."

Derin bir nefes verdi.

"En başında söylesen sana inanırdım zaten."

"Neden?"

"Yalan söylediğinde gözlerin belli ediyorda ondan."

Ters bir bakış attım.

"Sebebini söyleseydin kan testine baktırtmazdık."

"Bazen sebebini bilmemen gereken şeyler olabilir Cosimo! Haytımda her şeye karışamazsın! Kontrol edemezsin! Beni korumalarınla ya da evindeki çalışanlarınla karıştırma! Ben sana boyun eğmem! Çünkü neden biliyor musun?" Sert bir şekilde ayağa kalktım. Parmağımı göğsüne ittirdim.

"Korkmuyorum. Bu öz güvenide dudaklarından ya da başka bir taraflarından almıyorum. İki ilgi gördüm diye saf gibi kuyruğun olacak değilim. Ancak yeri gelince çekime karşı koymuyorum. Bu da sen istediğin için değil! Ben istediğim için. İstemesem bana dokunamazsın dahi. Kendin söylüyorun Cosimo." Bir adım attım.

Ve Bir Italiano(+18)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin