62. Bölüm

48 0 0
                                    

[21 Kasım 2015]

Son metal kutuyuda kamyona yüklediğinde rahat bir nefes verdi. Sonunda bu işi bitirmişti artık buraya gelmek zorunda değildi.

Kamyonun kapılarını kapatırken yanına gelen iri kıyım kel adama baktı. Adam döğmeli kolunu kaşırken "İyi iş, aferin." Dedi ve Tuğrul'un omzuna pat pat vurdu.

"Patronun yanına gidip paranı al. Ve unutma burada olan-"

"Burada kalıcak. Biliyorum."

Kel adam gözlerini kısarak baktı ama bir şey demeden uzaklaştı. Tuğrul üzerini düzeltip mekanın üst katına çıktı. Daha önce bir kaç kere geldiği odanın kapısını çalıp içeri girdi.

Masasında oturan orta yaşlı adam kafasını kaldırıp gülümsedi "Gel, gel bakalım." Dedi, masasının çekmecelerinden birini açıp içinden bir zarf çıkarıp Tuğrul'un önüne attı.

Tuğrul zarfı alıp içindeki parayı saymaya başladı. Masadaki adam sigarasının ucunu yakarken geriye yaslandı "Mafyaya katılırsan bundan çok daha büyük paralar kazanabilirsin." Göz ucuyla Tuğrul'a baktı "Sağlam çocuksun. Senin için illa yapacak bir şeyler bulurlar. Sonunda benim yaşıma geldiğinde emrinde çalışan bir sürü adam ve yatağında seni bekleyen bir sürü kadın olur." Dedi ve güldü.

Tuğrul zoraki bir gülümsemeyle "Teşekkür ederim ama zaten sevdiğim biri var. Bu halimle gayet iyiyim." Dedi.

Adam kafasını salladı "Tabi böyle işlerde çalışmak için soğuk kanlı olmak gerekir. Aptalca kararlar vermemelisin." Dedi, masasında ki dosyalardan birini alıp Tuğrul'a uzattı "Bak."

Tuğrul dosyayı alıp açtı. Karşısına çıkan küçük kızın fotoğrafıyla sarsıldı. Korkuyla açılmış gözlerle yayıldığı koltukta sigarasını içen adama baktı.

"78 Numara. Adı Sevgi. Ama sen zaten biliyorsundur."

Tuğrul dosyayı kapatıp hissettiği korkuyu bastırdı "Ne zamandır biliyorsunuz?" Dedi.

"Bir önemi varmı?" Adam sigarasını söndürmeden yere attı "Sezon kapandı yani onu senden almicam. Diğer taraftan emirlerin dışına çıktın ve mafyaya ihanet ettin."

Tuğrul çenesini dikleştirdi "Ee, ne olacak beni cezalandıracak mısın? Yada öldürecek misin?" Dedi.

Adam güldü "Cezanı çoktan kestik bile." Dedi, Tuğrul kaşlarını çattı, adam kafasını hafifçe yana yatırıp "Belki eve gidip kardeşlerini kontrol etmelisin."

Gözleri dehşetle açıldı, göğsüne oturan ağırlıkla birlikte hızla odadan çıktı.

Bunu tahmin etmesi gerekirdi. Halil haklıydı. Kaybedecek çok şeyi olan bir adamdı. Yinede o yaşta bir kızı ölüme terk etmek yapabileceği bir şey değildi.

Bir taksiyle evinin önüne geldiğinde hızla apartmana girip merdivenleri bilinçsizce çıktı. Anahtarı olsada kapıyı çalmaya başladı. Birinin kapıyı açmasına ihtiyacı vardı.

En sonunda kapı açıldığında kapıda kızarmış gözleriyle dikilen Ceren'le karşılaştı. Kardeşinin gözlerindeki bakış bile dünyasının paramparça olmasına neden oldu.

****

Hastane koridorundaki koltuklardan birine oturmuş kafasından doktorla olan konuşmasını geçiriyordu.

Mert okuldan çıktıktan sonra bir araba kazası geçirmişti. Herkes için çok sıradan bir vur kaç vakası gibi görünüyordu ama Tuğrul için bu ağır bir pişmanlıktı.

Tüm gece süren ameliyatın ardından Mert'in iç kanaması durmuş ve kırılan kaburgaları iyileşmişti ancak uyandığında bacaklarını hissetmediği söylemişti.

Hatırla Beni [gay]Donde viven las historias. Descúbrelo ahora