|BÖLÜM 12|

99 35 204
                                    

Hepinize merhabaa 🫶🏻
Canlarım nasılsınızz??
Umarım beğendiğiniz bir bölüm olurr

Bazı kızların babaları ilk asklarıdır. Bazılarının anneleri en yakın arkadaslarıdır. Bazılarının etrafı çok kalabalık gözükür lakin yapayalnızdır. Ben kime iyi davrandıysam hep yalnız kaldım. Herkese iyi olduğumu söylemek, göstermek çok zor.

Şu an en kötü anımda hiç yakalanmak istemeyeceğim birisine yakalandım. Demir. Beni bu halde görmek zorunda mıydı? Göz yaşlarımı silerek "Ne var Demir? Neden yanımdasın? Ben sana suç attım. Sen neden yanımdasın?" Şu an kendime küfrediyorum. Demir'in de oturduğu mahalle de dışarı çıkıp ağlamak çok büyük bir aptallık.

Elini omuzuma koyup "Neden ağlıyorsun bilmiyorum ama kimse için değmez. O göz yaşlarını kimse için harcama. Ayrıca o mektup meselesini unuttum bile." Demir bana destek mi oluyor? Kıyamet yaklaşıyor herhalde. Buruk bir gülümsemeyle "Her şey o kadar basit değil. Her zaman umursamaz olamıyorum. Özellikle söz konusu ailemse." Gözümden akan yaşı silip omuzumdaki hırkayı alıp ona vererek "Ayrıca niye sana anlatıyorsam? Anlamayacaksın zaten. Bana niye yardım ediyorsun onu da bilmiyorum." Gerçekten de neden bir an da bana iyilik yaptığını bilmiyorum.

Bir şey demesini beklemeden kalktım. Birkaç adım atmıştım ki "Ailem beni terk ettiler." İdrak etmem birkaç saniyemi aldım. Arkamı dönünce dümdüz karşıya baktığını gördüm. "Benim bir kardeşim daha vardı. Aramızda beş yaş vardı. Çok tatlı bir kızdı. Adı da Damla." Durup derin bir nefes aldı. Yanına gidip oturdum. Hala bakmıyordu.

Derin nefes alıp "Ben on yaşındayken gittiler. Annemle Damla parka gideceklerdi. Babam ise işe gidecekti. Ama bir daha gelmediler. Komşular Sosyal Hizmetlere haber vermiş. Beni de ailem terk ettikten iki gün sonra gelip aldılar. Aylarca kimseyle konuşmadım. Sonra bizimkilerle tanıştım. İlk defa onlar sayesinde konuştum." deyince yutkunamadım.

Bunlar nasıl bir aile? Bir insanevladını neden bırakır? Eğer bırakıyorsan da neden evde öylece terk ediyorsun?Bu aileleri anlamıyorum. Hepsinin de terk edilip bir yurtta tanışması çok garipti. Hayat işte nereden vuracağı belli olmuyor.

Demir'in gözleri dolmuştu. Bense zaten ağlamaya hazırdım. Gözümden birkaç yaş geldi. "İki yıl sonra ise oradan kaçtık. Herkes çok tatlıydı. Ama biz çok sıkılmıştık. Ondan sonra haftalarca sokakta yaşadık. İş aradık. Sonra kiralık bir daire bulduk. Birkaç ay orada yaşadık. Sonra ev sahibi satmaya karar verdi. İstediği para da çok fazlaydı. Biz de veremeyeceğimizi anlatmaya çalıştık. İki gün içinde parayı bulmamızı istedi. Biz de o kadar parayı nasıl bulacağız? Hırsızlık yapmamız gerekiyordu. Ama hiçbirimiz bu kadar kötü değildik." Elimle ağzımı kapattım.

Anlattıklarını şaşkınlıkla dinliyorum. "İki gün boyunca her yerde çalıştık. Çocuk olduğumuz için bizi çoğu yere almıyorlardı. Çünkü bu bir suçtu. Ama biz çok yalvardık. Kimi yere aldılar. Kimi yere ise almadılar. Zaten iki günün sonunda evi alamadığımız için başkasına satmışlar. Bizi de evden attılar. İlk o zaman hayatın kötü yüzünü öğrendik. Tekrardan sokakta yaşamaya başladık. Bizimkileri alıp bizim mahalleye gittik. Belki ailem gelir de şu sefil hayattan kurtuluruz diye. Gelmediler. Mahalle de çok sevdiğim bir amca vardı. O bize evini açtı. Çok yardım etti." İyi birine denk gelmelerine sevindim.

Daha o yaşta bu kötü insanlara maruz kalmışlardı. "Üç sene sonra on beş yaşımda Metin amca bir kalp krizi geçirdi. Hayatımız alt üst oldu. Ne tesadüf ki o öldükten bir gün sonra bir mektup geldi. Babamdan gelmişti. Mektupta para için bir kızla evlenmem yazıyordu. Beş yıl boyunca arayıp sormayan adam sırf oradan para gelecek diye mektup yolladı. Adresi falan da yolladı. Sonra Metin amcanın çocukları geldi. Ve bizi kovdular." Bir baba yıllarca arayıp sormadığı oğluna sırf para için nasıl yazabilir? Bu nasıl bir vicdandı?

TESADÜFHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin