Atlas şu an ne derse desin Devrim'in fikrini degişmeyecekti. En azından Ceylin'i ayakta sapasağlam görene kadar kendini suçlamaya devam edecekti. Atlas bunu anladığı için daha fazla bir şey söylemek yerine etrafta bir sağa bir sola doğru yürümeye devam etti.

Atlas birden durup yanındaki sandalyelerden birine oturunca ona bakındım "İyi misin?" Diye sordum. "Midem bulanmaya başladı." Diye cevap verdi. Kafasını duvara yaslayıp gözlerini kapattı derin bir nefes alıp verdi. "Zamanı mı şimdi ya?" Diye sordu kendi kendine.

Ayağa kalkıp etrafa bakılmaya başladım. Doktor olduğunu düşündüğüm bir adamın yanına ilerledim. "Burada kan tahlili veriliyor mu? Diye sordum. Adam elindeki dosyaları bir kenara bırakıp bana baktı. "Evet, ne için kan tahlili vereceksiniz?" Diye sordu. "Sevgilimi çok fazla midesi bulanmaya başladı ve arada kan kusuyor." Adam kaşlarını çatarak bana baktı.

"Burayı normal bir hastane değil. Kan tahlili alıyoruz ama müdahale için hastaneye yönlendiriyoruz." Dedi ve bir odaya girdi. İğne mi getirecek? Onu beklemeye başladığımda bir yandan karşımda duran Atlas'a bakıyordum. Gözlerin sıkıca yummuştu. Ellerini karnına götürmüştü.

Doktor yanıma geldiğinde bana bir ilaç ver kapalı bir su uzattı. "Bu ağrı kesici. Şu anlık ağrısını keser fakat sizin dediğiniz kadarıyla gerçekten ağzından kan geliyorsa acilen hastaneye gitmesi gerekiyor."

"Çok teşekkür ederim." Diyerek elindeki kapalı suyu ve ağırı kesici aldım. "Yiine de dediğim gibi en kısa zamanda siz bir hastaneye gidin."

Tekrardan doktora teşekkür ettim. Ardından hızlı adımlarla Atlas'ın yanına geçtim. Elimdekileri ona uzatıp "Ağırı kesici getirdim." Dedim. Atlas gözlerini açıp elime baktı. "Nereden buldun?" Diye sordu. "Doktordan istedim." Dedim.

Atlas gülümseyerek ilacı içti. Suyu içerken tekrardan gözlerini kapattı.

Yanımızdaki kapı açılınca ayağa kalktım. Ardımdan Atlas ayağa kalktı. Doktor bize bakınca "Nasıl oldu?" Diye sordum. "Gayet iyi hiçbir sorun yok hatta serum taktık fakat birkaç gün evde oturup dinlenmesi daha iyi olur."

"Ne zaman görebiliriz?" Diye sordu Atlas. "Hasta şu an dinleniyor. Bu yüzden hepinizi birden içeriye alamam fakat tek bir kişi içeriye girebilir. O da kısa sürsün lütfen."

Atlas kafasını çevirip Devrim'e baktı. Doktor geldiğinden beri Devrim hiçbir şekilde soru sormamıştı. Kendini suçladığından dolayı Atlas ona baktığında kafasını çevirmişti.

"Devrim sen gir içeriye."

Devrim kafasını Atlas'a çevirip baktı. "Ben mi? Yok sağol. Sen gir." Dedi, sesinden bile anlaşıyordu kendini suçlu hissettiği. "Hadi Devrim." Dedi ve sandalyeye oturdu. Atlas'ın yanına oturup Devrim'e baktım.

Devrim yavaş adımlarla içeriye doğru girdi.

Ertesi Gün

"Yani dinlenmem lazımmış ama tatile geldik, zaten dinleniyoruz. Mesela Lal'den uzağım. Şahsen burada dinlenmek daha keyifli." Dedi Ceylin.

Sağlık ocağından döndüğümüzde hava kararmıştı. Aslında serum bittikten sonra dönecektik fakat doktor bir süre daha orada durmasını söyledi. Ardından tekrardan bir serum taktılar ve bu serum bayağı bi uzun sürdü.

Bungalov evlere geldiğimizde Derin ve Çağrı çoktan uyumuştu. Bu nedenle kimseyi rahatsız etmemek adına herkes kendi evine geçmişti. Tabii kimse düşünmedi ama ben geceleyin aşırı acıktığım için evin içinde olan küçük malzemelerle kendime tost yapmaya çalıştım. Tost yaparken Atlas'a yakalandığım için mecbur onu da tost yapmıştım.

Konser +18Where stories live. Discover now