Multimedya: Böyleyken Böyle - Alıştım Üzülmeye
Keyifli okumalar...
Finale 2 ya da bilemedin 3 bölüm kalmışken lütfen oy verip yorum yapmayı unutmayalım. Bol öpücükler 😘
✨
"Kendini seçilmiş kişi mi sandın sen? Kesin salakça şeyler yapacaksın!"
✨Kızıl-sarı güneş ışıkları içeriye vuruyordu. Erian'ın ismini aldığı gezegen bizim güneşimiz gibi rahatlatıcı değil biraz korkutucu görünüyordu, onu bu ana kadar göremediğim şekilde. Belki de birazdan onun tüm umutlarını yıkacağım için bana öyle geliyordu. Hizmetli kız hala yanımda söyleyeceğim şeyleri tekrarlarken dışarıyı izlemeye devam ettim. Söylediklerini çoktan ezberlemiştim zaten çünkü bu ilk anlatışı değildi.
Yemyeşil ağaçların ve çiçek ve çimenlerin süslediği saray önü kalabalığın konuşmalarıyla fazla gürültülüydü. Bir saat öncesine kadar havada uçan araçlar görsem de artık onlar da yoktu. Dışarıda rüzgar bile esmiyordu sanki.
"Efendim," dedi yanımdaki kadın birden afallamış bir sesle.
Başımı ona çevirdim. İri iri gözlerle geriledi. Gözlerim kısılırken kendime baktım. Yine kızıl ışıkları kendime toplamaya başlamıştım ve bana giydirdikleri kırmızı elbiseden dolayı alev almış gibi duruyordum. Tam karşımdaki geniş aynaya baktım. Yavaş yavaş tenim de parlamaya başladı.
Şahtık, yine şahbaz olduk!
"Kız hazır-" Kapıda beliren Kamrah beni gördüğü an durdu. Yutkundu ama hızla başını iki yana sallayıp toparlandı. "Güzel, bu daha da etkili olmanı sağlayacak."
"Tan ve Çağrı..." dedim ona. "İyiler mi?"
Bu saçmalığa sadece onlar için katlanıyordum. Tamam, biraz da korkudan ama o korkuyu sineye çekebilirdim. Erian'a ihanet etmeyebilirdim ama kuzenlerim söz konusuyken elimden başka bir şey gelmiyordu.
"İyiler," dedi Kamrah bıkkın bir tavırla. "Ölüleri ne işime yarasın? En azından sarışın olanın."
"Çağrı'ya bir şey olursa..." diye ileri doğru bir adım atmıştım ki güldü. Yanıma doğru adımladı. "Ne olur?" dedi alaycı tavrıyla. "Ne yapabilirsin? Bana bir rehine yetmez mi sence?" İçim yine korkuyla doldu. Doğru söylüyordu. "Aslında rehineye de ihtiyacım yok, sana zorla istediğim her şeyi yaptırabilecek güce sahibim ama neden zor yoldan gideyim? Sen de üzülme, ben de üzülmeyeyim. Değil mi?"
Onu kızdırmamalıydım, olabildiğinde ılımlı davranmak zorundaydım. O yüzden gözlerim dolarken başımı salladım. Elini uzattığında korkuyla geri çekildim, yine güldü ama elini çekmedi. Bana uzatıp yanağımı hafifçe okşadı. "Ağlarsan yüzündeki boyalar akacak," dedi uyarırcasına. "Ağlamayacaksın değil mi?" Yine başımı salladım ama parmaklarıyla gözümün altına düşen damlayı sildi. "Uslu kız."
YOU ARE READING
DÜNYA'LI
Humor*TAMAMLANDI* *Her ne kadar bağımsız olsa da hikayeyi daha iyi anlamak için önce UZAYLI adlı hikayemi okuyun.* Halam, aynı zamanda bir nevi teyzem, ben ona kısaca Hatey derim, bana hep bir masal anlatırdı. Bir gün yıldız kayarken bir dilek dilemiş. S...