*TAMAMLANDI*
*Her ne kadar bağımsız olsa da hikayeyi daha iyi anlamak için önce UZAYLI adlı hikayemi okuyun.*
Halam, aynı zamanda bir nevi teyzem, ben ona kısaca Hatey derim, bana hep bir masal anlatırdı. Bir gün yıldız kayarken bir dilek dilemiş. S...
Ufak bir uyarı yapayım: Mizah yoğun. Bu sizi rahatsız ediyorsa ya da mizahım size uymuyorsa beni uyarmayın canlarım. Benim mizahım bu. Beğenmeyebilirsiniz ama bana değiştir, şöyle yap böyle yap demeyin. Benim yazım tarzım bu, uymuyorsa okumazsınız. Tüm sorun çözülür. Öpüldünüz 😘
Yorumlara boğunDünya'lımızı❤️
Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.
Instagram: e.s.mare Twitter: e_smare (Bildiriler, alıntılar sosyal medya hesaplarımdan gelir.)
Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.
✨ "Aman Allah'ım! Uzaylılar namusumu mu kirletti benim?" ✨
İnsanın doğasında vardır hata yapmak. Misal ben Ela Tekin, namı değer Elapatra, bazen... Düzeltiyorum, çoğu zaman birçok hataya bulaşmışımdır. Mesela okulda saçlarımdan ötürü bana sürekli Havuç diyerek dalga geçen bir çocuğa sonunda 'Lan senin saçların da bok rengi, biz sana bok diyor muyuz?' dediğim ve üzerine atladığım için disiplinlik olmuştum. Çağrı ve Tan da benimle beraber tabii.
Çağrı, 'O havucu senin...' diye başlayan cümlesinden ötürü, Tan ise, 'Biraz da ben döveyim ne olur? Canım çekti!' demesinden ötürü. Çocuk bir posta da onlardan dayak yemişti.
Annem ve babamızdan azar yiyeceğimizi bildiğimiz için Hatey'i aratmıştım müdüre. Hatey okula gelip müdüre ne dese beğenirsiniz?
"Müdür bey siz bizim kızın kusuruna bakmayın lütfen. Kaç yaşına geldi ama hala renkleri öğrenemedi. Bu çocuğun saçları bok rengi mi Ela? Bok rengi -müdürün saçlarını gösterip- bu renk çocuğum."
Hatey sonrasında olayı biraz zor toparlamıştı tabii. Disiplin cezası almaktan da zor yırtmıştık, Allah'tan ders notlarımız iyiydi de biraz oradan toparlamıştık ama müdürün yüzünün ifadesi bugün bile gözlerimin önündeydi. Yine olsa, yine Hatey'i aratırdım. Üçümüzü de oklavayla dövmesine rağmen üstelik. Tabii dayak yerken keşke Tan müdürün yüz ifadesini taklit etmeseydi. O dayağın süresini biraz uzatmıştı.
