27. Bölüm

40 4 1
                                    


Olduğumuz deponun oldukça uzak bir yerine yürümeye başladık. Yüzümdeki sırıtış hala yerindeydi. Ve durduk yere kahkaha atıyordum.

Daha sonra 'bugün benim kurtuluş günüm' diye bağırıyordum. Şuan da ise bomboş bir arazi de sadece çevremiz de ağaçlar olan bir yerdeyiz.

Karşımda babamın, abimin, Yasemin'in, Tayfur'un, Faruk'un, Necip'in ve Nuri'nin katili. Benimde gecelerimi mahveden, gençliğimi bitiren, beni çürüten adamın tam da karşısında duruyordum.

Elimizden kaçmasın diye bayıltmıştık. O bayılarak elimden kurtulamayacağını uyandığında öğrenecekti. Ama benim aklımda ise yaşadıklarımı babam ve Derya'dan başka bilmeyenlere nasıl anlatacağımdı.

Herkes bir arada oturmuş bekliyorduk. Çocukları ailelerine teslim etmiştik. Kasırga timi tam kadro beni bekliyordu. Onlar bir arada otururken bir anda ayağa kalkıp geliyorum diyip geçiştirmiştim. Şuan da karşımdaki dağlara bakarak nasıl anlatacağımı düşünüyordum.

"Artık kaçış yok Umay. Artık gerçekleri gün yüzüne çıkarma vakti" Dedim sesli düşünerek. Daha sonra ayağa kalkıp kasırga timinin yanına gittim. Herkes susmuş bana bakıyordu. Konuşmak için derin bir nefes aldım herkesten uzak olan köşeye oturdum. Tam karşımda siyah. Sağ tarafta Ömer, İlyas,Aras,Batu ve Derya otururken sol tarafta Tuğrul, Alparslan, Mehmet, Zeyno oturuyordu.

"Size anlatacaklarımdan sonra ister kalın bu şerefsize yapacaklarıma bakın isterseniz gidin. En baştan söyleyeyim kalanlar yarın sabah yola çıkacağız. Ben bu şerefsize verdiğim sözü tutacam" Dedim ve sustum. Daha sonra Ömer'e baktım.
"Duyduklarından sonra beni yanında istemezsen seni anlarım. O yüzden asla çekinme söyleyeceklerinden. " Dedim kafamı önüme eğip parmaklarıma baktım. Başımı kaldırmadan konuşmaya başladım.

"Babamın ölümünü hepiniz biliyorsunuz. Abimin ölümüne kendiniz şahit oldunuz. Ama askerlerimin ölümünü sadece poyraz timi biliyor. Biz bir gün operasyonu çıktığımızda bu herif yine bu operasyonun başında yer alıyordu. Ben O gün dedim ki 'bugün O şerefsizi öldürücem' ben bunu söyledikten sonra Yasemin, Faruk, Tayfur, Necip ve Nuri bunu duymuş. Bana dediler ki 'intikamınızı almanız için her şeyde yanınızdayız' ben O zaman çok mutlu oldum. O kadar seviniyodum ki intikamımı alacağım diye. Bu şerefsiz pusu kurmuş. Benim askerlerim bunun peşine düştüler. Orada şehit oldular. Onlar şehit olduktan tam 1 ay sonra o gün abimin doğum günü yaklaşıyor diye ona hediye almak için izin günümde evden çıktım. Yolun yarısında takip edildiğimi anladım. Daha ben onlardan kurtulmaya çalışırken iki tane araba yolumu kesti. "

𝗢 𝗸𝗮𝗿𝗮 𝗴𝘂̈𝗻...

Önümü iki arabanın kesmesi ile birlikte arkamdaki arabada yanımda durdu. Silahımı ekime alıp onlara döndüm ki pamuğa dökülen eteri burnuma yaklaştırdılar. Sonrası karanlıktı.

Uyandığım da etrafıma bakınmaya başladım. İlk önce ne olduğunu anlamaya çalıştım. Önümü kestiler. Beni bayıltıp buraya ketirdiler.

Kaçırılmıştım... Hemen kendime geldim ve etrafımı incelemeye başladım. Bomboş bir odada sadece bir yatak olan odanın içerisindeydim. Ayağa kalkmaya çalıştım ama ellerim yatağın demirlerine plastik kelepçe ile kelepçelenmişti. Kalkamayacağımı anladığım zaman debelenmeyi kestim. Camdan dışarı baktığımda güneşin daha doğmadığını anladım. Saat 4.30 civarlarıydı sanırım.Camdan baktığımda gökyüzünden başka hiç bir şey görünmüyordu. İki veya üç katlı bir binada veya bir depodaydım.

Odanın içerisinde yankılanan kapı açma sesi ile başımı kapıya çevirdim. İşte O adam. Babamın katili. Askerlerimin katili Siyah.

"Öldürecem seni it herif. " Diye bagırdım.

Ölü Ateşin GölgesiWhere stories live. Discover now