6-Evlilik

565 54 19
                                    

Tuana'dan

Bazen, bazen ölmek istersin yaşadığın herşeyi bir kenara bırakıp sadece o istekle yanıp tutuşursun. Ben böyleyim işte tabi ki her zaman kekeme değildim zamanında bir çok arkadaşım vardı herkesle iyi anlaşırdım. Ama yine de bir ortamdaki herkesle arkadaş olsam bile dışlandığımı hissederdim. Şimdi ise bir ortamım bile yok.

Çağan ile evlendik, evet. Bir hafta oldu ama hiç samimiyetimiz yok. Farklı odalardayız genelde ben uyandığımda o gitmiş oluyor. İşe ya da başka bir yere. Bilemiyorum... Geceleri de erkenden odama çekiliyorum. İletişimimiz yok.

Gözyaşlarımı yavaşça silerek odadan çıktım. Mutfağa gittim sanırım artık birşeyler yemeliyim. Mutfağa girmemle çığlık atmam bir oldu.

"Sus sus ne bağırıyorsun?!"

"Ası-sıl s-sen ne ya-yapıyo-yorsun?!"

"Acıktım ve kendi evimde, kendi mutfağımda yemek hazırlıyordum. Ta ki sen gelip kulak zarımı patlatana kadar."

Fazla bile konuşmuştum. İşaret dilini öğrenmiştik ama genelde ona kağıt ile notlar veriyordum.

İçeriden kağıt kalem aldım. Bir şeyler yazıp ona uzattım.

"Niye evdesin?"

"Olamaz mıyım?

Tekrar kağıt uzattım.

"Buralara pek uğramadığından şaşırdım yani"

Yaptığı ekmek arasını alıp bir tabağa koydu. Kapıdan çıkarken bana cevap verdi.

"Mutlu olmadığım ortamlarda çok durmamaya çalışıyorum ama kendi evim olunca mecbur geldim."

Çıktıktan sonra arkasından baktım. Ne hüzünle ne de sinirle. Duygusuzca baktım... Artık alışmıştım bunlara. Günlük ağlama seansımı da yapmıştım zaten.

İçeri geçtiğimde televizyonu açmış sehpaya ayaklarını uzatmıştı.

Gıcık diye içimden geçirip merdivenlere yöneldim.

"Tuana bir gelsene"

Yanına gittim. Tam ağzımı açmıştım ki bana kağıt kalem uzattı.

"Çabuk söyle mutlu olmadığım ortamlarda fazla durmam çünkü."

Kağıdı okuyunca hafif tebessüm etti. Saniyelik ama, belki de saliselik. Hangisi acaba?

"Tuana hey kime diyorum?"

"Ha? Ne?"

"Ohoo bunun kafası gidik. Bugün evdeyim haberin olsun. Bir yere çıkarsan falan da bana haber ver. Sonuçta kocanım"

Koca mı? Kendini ne sanıyor bu?!

Tam kağıda bir şeyler yazacaktım ki aklıma daha iyi bir fikir geldi hızlıca yukarı çıkıp üzerimi değiştirdim.

Kocaymış yesinler senin kocanı bu güne kadar neredeydin acaba?!

Aşağı indim. Bana dönmesiyle kaşları çatıldı.

"Nereye?"

Ona kısa bir bakış atıp kapıya yöneldim önüme geçti bu sefer kaşları çatılan bendim. İşaret dili ile konuşmaya başladım.

"Çekil be!"

"Tuana nereye dedim?!"

"Ben de sana sanane dedim sen kimsin sanki?"

"Ben senin kocanım!"

"Yeter be diline dolamışsın bir koca koca bir haftadır eve bile uğramazken kocam değil miydin?!"

Asla yavaşça değil sinirli bir şekilde onu ittim ve kapıdan çıktım.

Gıcık şey!

Önce etrafıma bakındım ve kendime iş bulmaya karar verdim. Evde yata yata hayat yürümez.

Bir kafeye bir şeyler içmek için oturmuştum gözüme kapıdaki ilan takıldı.

Tecrübeli tecrübesiz garson işçi aranıyor.

Fırsat ayağıma gelmişti. Kasaya doğru ilerledim. Hem hesabı ödemek hem de iş alabilmek için.

"Ağladığım geceleri ne sen sayabilirsin ne de ben. Bu ancak sonu gelmeyen bir işe kalkışmak olur..."

Bölüm sonu.
Evet sınır uzun süre önce doldu ama hem yazmaya vaktim olmadı hem de moralim bu aralar çok bozuk.
Neyse yorumlarınızı, oylarınızı ve takiplerinizi bekliyorum.
Sevgilerimi iletiyorum 💕
Sınır: 28 oy.

KekemeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin