•On Bir•

248 27 12
                                    



"Yaptığın ve yapacağın tüm planlar merlinin sidiğiyle kanalizasyona karışsın James!"

"Merlin aşkına, Marlene!" Diyerek isyan etti Lily. Ardından kendini James'in yanındaki koltuğa geri bıraktı ve çocuğa doğru sokularak burnunu çekti.

Hogwarts şatosu koridorları buz gibiydi ve öğrenciler ne kadar kalın giyinirse giyinsin birçoğu soğuk algınlığına yakalanmaktan kurtulamamıştı. Lily ve Miara'da bunlardan sadece ikisiydi. Lily her ne kadar büyükannesinin yanında İskoçya'da geçirdiği soğuk kışlardan alışık olduğu için hafif atlatsa da Miara için aynı şey geçerli değildi. İnadı tutmuştu ve ateşten gözlerini açamasa dahi inatla arkadaşları ile sıcak ortak salona dönmemişti. Kütüphanede titreye titreye ödevlerini yapmaya devam ediyordu.

Sirius'un da ortalarda gözükmemesini fırsat bilen James, adını İBBG Topluluğu koyduğu ekibi toplayarak Lily'sini de kolları arasına almış ve şöminenin karşısına yerleşmişti.

İki budalayı bir araya getirme topluluğu!

James'in yaptığı amortentia planının işe yaramaması ve ona haber verilmeden böyle bir topluluk kurulup Marlene'ide katmaları kızı çok öfkelendirmiş geldiğinden beri James ile kavga ediyordu. Zavallı Remus ise oflayarak bir yandan Marlene'i zapt etmeye çalışıyor bir yandan da James'e çenesini kapatmasını ve kolları arasındaki manyak cadıyı daha fazla öfkelendirmemesini söylüyordu.

"Arkadaşlar!" Diyerek ciyakladı Peter. "Konudan sapıyorsunuz. Ayrıca unuttuğumuz bir şey var. Bahsettiğimiz kişi Sirius. Domuz gibi inatçı ve köpek gibi zeki bir herif. Sizce bu planları yer mi?"

Sonunda birinin mantıklı konuşması ile Lily rahatlayarak burnunu çekti. Herkes omuzlarını düşürerek geriye yaslanınca Remus konuştu.

"Saçmalayacak biri kalmadıysa konuşacağım." Kafasını Marlene'e çevirdi. "James'e saldırmayı kestiğini düşünüyorum ve seni salıyorum."

Marlene hayretle kaşlarını kaldırdı. "Sen bana köpek demeye mi getirdin?"

Lily öne atılarak Marlene'e döndü. "Bunu sonra tartışsanız? Konudan gene sapıyoruz."

Marlene biraz düşünür gibi yapıp arkasına yaslandı.

"Bence her ikisini de kendi haline bırakmalıyız. Birbirlerini öldürmedikleri sürece müdahil olmamalıyız."

Remus'un dediği Lily hariç hiçbirine mantıklı gelmemiş olacak ki Marlene Remus'un kollarından kendini kurtararak kafasını yavaşça geriye doğru ittirerek koltuğa yasladı. "Dur şimdi sen." Ardından James ve Peter ile hararetli bir tartışmanın içine girdi.

Lily ve Remus birbirlerine bakarak kafalarını iki yana salladı.

..

Genç büyücü kafasını eğdiği için gözlerinin önüne dökülen saçlarını çekerek elindeki parşömen parçasının üzerinde gözlerini birkaç kere gezdirdi ve kaşlarını çattı.

Aradığını bulmuş olacak ki kaşlarını düzeltmeden sindiği köşeden kalktı ve elindeki pelerini etrafında biri olmadığına emin olduktan sonra üzerine geçirdi ve Gryffindor kulesinden arkasından bağıran şişman hanım portresine aldırman sızdı.

Bu genç büyücü asi Sirius Black'ten başkası değildi.

Son birkaç aydır sık sık uğradığı kütüphanenin olduğu koridora yaklaşınca yüzünü buruşturdu.

Miara Hudson her ne kadar kütüphanede yaşasa dahi yasak saati gelmeden tam 15 dakika önce Gryffindor kulesinde olurdu. Cuma günü olsa bile gelir çalışmasına ortak salonda devam ederdi.

Bu cuma, kızın neden yasak saati gireli epey bir vakit geçmiş olmasına rağmen yakalanmadan saatlerdir kütüphanede olduğunu merak etmişti Sirius.

Her ne kadar genç kıza deli gibi sinirli olsa da.

Kütüphane kapısından yavaşça içeri süzüldükten sonra Miara'nın her zaman oturduğu sol arka raflara doğru sessizce adımladı. Masanın üzerine cübbesine sarılmış bir şekilde yığılmış kızı görünce hızla ona doğru adımladı.

"Hudson, uyan."

Kızı birkaç kere sarsmasına rağmen tepki vermeyince yanağına elini koydu. Oldukça sıcak olan vücut ısısını hissetmesiyle kızı kucakladığı gibi pelerini ikisinin üzerine örttü ve hızla hastane kanadına doğru adımlamaya başladı.

"Gerizekalı, madem hastasın yatıp uyusana yatağında! Sihir bakanı mısın? Büyüelçi misin? Derdin ne hasta hasta kitaplarla?"

Kızın küçük bedeninin iyice göğsüne sindiğini hissetmesiyle kalbinin sıkıştığını hissetti. Merdivenlerin başında adımları duraksadı ve Miara'nın kızarmış güzel yüzünü ve kurumuş pembe dudaklarını dolandı gözleri.

Çok güzel diye geçirdi aklından. Bir veela gelse gözlerini yinede kızdan alamayacak kadar güzel geliyordu.

Kızın kucağındaki bedenini ilk bulduğu masaya yatırıp kendinin yapmamak için kasıklarındaki sızlamayı yok saymaya çalışarak iç geçirdi.

Arkadaş kalmak isteyen bir kızla yatamazdı. Pekala, aslında yatabilirdi teknik olarak bugüne kadar birlikte olduğu hiçbir kızla sevgili olmamıştı ancak hiçbir arkadaşı ile de yatmamıştı!

"Hadi pati, hadi oğlum. Kızılı hastane kanadına bırak ve bu defteri kapat artık. Sana ödül olarak kuzu yahnisi ısmarlayacağım."

Kendi kendine verdiği gazdan sonra hastane kanadının kapısını yavaşça araladı ve kimsenin gözetlemediğinden emin olduktan sonra pelerini yavaşça sıyırdı ve Madam'a seslendi.

"Ah çok yazık. Doğrudan bana gelmesi lazımdı. Bütün Hudsonlar neden böyle inatçı ki?"

genç cadıya biberli iksir içirirken söylenen 50li yaşlarının başında gözüken kadına kaşlarını kaldırarak baktı Sirius. "Ne demek istiyorsunuz?"

Madam endişeyle, sanki yanlış bir şey söylemiş gibi gözlerini açtı. "Hiçbir şey çocuğum."

"Şimdi Profesör Mcgonnagal'ı çağırmamı ve ceza almayı istemiyorsan doğruca yatakhaneler dönüyorsun."

Sirius endişeyle yatakta huzursuzca uyuyan Miara'ya baktı. "Beş dakika daha yanında kalmamın sakıncası var mı?"

"Ah, sadece beş dakika ama."

Ancak şifacı odaya girdiğinde Sirius çoktan Miara'nın elini tutmuş bir şekilde uyuyakalmıştı.

..

Arkadaşlar, yazma hevesimi kaybetmiş gibiyim çok güzel kurgu planları vardı bu kitapla ilgili kafamda ama o kadar kötü bir dönemdeyim ki yazamıyorum bile . Elimden geldiğince ara ara yazmaya çalışıyorum ancak olmuyor. Anlayışınız için teşekkür ederim <3

KORKAK GRYFFİNDOR [SİRİUS BLACK ]Where stories live. Discover now