12. BÖLÜM: ''BEYAZ LEBLEBİ''

119 10 22
                                    


Büyük bir gürültü kopmuştu. Evren ve benim kafamızın üstünden bir yerden gelen gürültüyle neye uğradığımı şaşırmışken etrafta çığlık sesleri vardı. Bir an da herkes çığlık çığlığa bağırıp kaçışıyordu. Her şey o kadar aniydi ki ben ne olduğunu anlamayı bırak buna çalışamıyordum bile. Odağımı kaybetmiş gibi bakarken Evrenin dudakları açılıp kapanıyordu. Bana bir şey söylüyordu ama anlayamıyordum. O kadar gürültü vardı ki.

Gözlerimi kapadım ve nefes alamadığımı o an anladım. Evren beni kolunun altına alıp çektiğinde hızlıca oradan ayrılmaya çalıştık. Herkes koşuyor ve bağırıyordu. Ben nefes almakta zorluk çekerken bir de koşuşturmak iyi gelmemişti. Evren beni koluyla sarmış üzerime korumak ister gibi yaklaşmıştı. Onun kolunun altında kalmıştım. Korku tüneline girip nefeslenmeye çalıştık.

''Sayra,'' dedi Evren endişeyle. ''Güzelim iyi misin? Konuş benimle.''

Elim boğazıma giderken, ''i-iyim,'' dedim zar zor çıkan sesimle. Ya da demeye çalıştım. Hızlı hızlı nefes alıp veriyordum. Bir elim Evren'e tutunmuşken diğeriyle dizimden destek almaya çalıştım. O sırada Ekinin Evren'e bağırdığını işittim.

'' İyi misiniz kardeşim?''

''İyiyiz abi, sadece Asayra şokta galiba. Ama yaralanmadı.''

''Destek çağırdım,'' dedi Ekin ciddiyetle ama sesinde endişe gizliydi. ''Sen kızları al güvenli yere git. Adamı gördüm.''

''Dikkatli ol,'' diyen Sevgiydi. Ekine korkmuş ve endişeli gözleriyle bakarken Evren onun kolundan tuttu.

''Hadi Sevgi.''

Evren diğer koluyla bana sarılmıştı. Hala ne olduğunu anlamakta güçlük çekiyordum. Ama hayır. Ateş edilmişti, o gümbürtü bir silah sesiydi. Tam başımızın üstünde bir yere denk gelmişti kurşun. Hedef bizdik. Ya da bendim. Bilmiyorum. Elim yüzümü sıvazlarken derin bir nefes aldım. Ama sanki aldığım nefes yetmiyordu. Kalbim güm güm çarpıyordu bu neyin nesiydi şimdi?

Uzun bir süredir tehlikede hissetmiyordum. Aslında şirkete girdiğimizden beri öyleydi. Ama mektup da yazanlar doğruydu demek ki. Artık net bir şekilde tescillendi. Katil dışarıdaydı. Hala ölümümü istiyordu. Katilin tek bir kişi olduğundan da şüphe ediyordum. Her şey şirkete bağlıydı. Bulacağımız şeyler bizi kurtarabilirdi ama bunun için sağ kalabilmeliydik. Şirkete girerek hata mı etmiştik bilmiyordum.

Biraz olsun soluklanıp kendime gelebildiğimde Dolunay Sevgiye, Can da Evrenin bacağına sarılmış, korkmuş gözlerle bana bakıyordu. Onun boy hizasına gelip Can'a kollarımı açtım. Can hemen kollarıma gelip bana sarıldığında bende ona güven vermek ister gibi sarıldım.

''Geçti ablacım,'' dedim başını öpüp. ''Korkma tamam mı?'' Onu biraz geri çekip gözlerime bakmasını sağladım. Bana ağlamaklı bakıp yeniden sarıldı. Can'ı kucağıma alıp ayağa kalktım.

''Herkes iyi değil mi?'' diye sorarken hepsine hemen baktım inceler gibi. Herhangi bir yaralanma yok gibiydi. Sadece hepimiz korkmuştuk.

''Sen iyisin değil mi?'' diye soran Evrendi. Harelerinden gitmeyen endişeyle bana bakıyordu.

Gözlerimle onayladım. Rahatlayıp burun kemerini sıktı. Onun da böyle bir şey beklemediğini anlamıştım. Şirkete girdikten sonra katili yok saymıştık resmen. Her şey şirketle bağlantılı olmalıydı. Ama yine de şirkete girdiğimizden beri böyle bir durum yoktu. Dolunay ve Sevgi yanıma gelip bana sarıldılar. Dolunay da benim şok olduğum gibi hala kendine gelememişti. Henüz konuşmuyor sadece bizi izliyordu. Başından öpüp kasılmış bedeninin rahatlaması için diğer elimle omzunu sıktım yanındayım der gibi.

You've reached the end of published parts.

⏰ Last updated: Sep 10, 2023 ⏰

Add this story to your Library to get notified about new parts!

ASAYRAWhere stories live. Discover now