9.BÖLÜM: ''YÜZLEŞME''

209 11 2
                                    



Sessizlik...

Derin bir sessizlik vardı şimdi.

Kulaklarımda uğuldayan sesler, içimdeki susmayı bilmeyen ses bir an da kayboldu. Şimdi arıyorum, zihnimdeki ben nereye gitti? Gelsin söylesin, nedir bu olan şey? Annem aslında annem değil mi? Beni doğuran büyüten o kadın değil mi? Yıllarca bildiğim, anne dediğim, sevdiğim, kızdığım, kırıldığım ama yine de var olmasını istediğim, hiç gitmesini istemediğim kadın benim annem değil miydi?

Elimde belge öylece dolanıyordum şimdi. İnsanlar etrafımdan geçiyor; beni es geçip gidenler olduğu gibi kaşlarını çatıp bakakalanlarda vardı. Nasıl görünüyorum hiç bilmiyorum ama gücümün bir an da benden çekildiğini hissediyordum. Elimi kaldıramıyorum bile, kâğıt yürüme hızımda hafifçe havalanıp duruyor ve ben nereye gittiğimi bilmeden tanıdık sokaklarda yürüyordum.

Evren? Sahi o neredeydi?

Bana bir şeyler söylüyordu ama şimdi neredeydi ne yapıyordu bilmiyordum. Kendimden bile haberim yoktu. Bu meseleyi anlayabilecek durumda değildim. Anlamakta istemiyordum. Tek istediğim annemin adını değiştirmiş olma ihtimaliydi. Başka türlüsünü kabul edebilir miydim kendime soramıyordum bile.

Nefesim bana ağır gelirken tüm oksijeni bana verseler yetmeyecek gibiydi. Sadece yürümek istiyordum. Bir yere varmakta önemli değildi. Amaçsızca yürümek istiyordum. Dizlerimde derman kalmayana kadar, yorulup hiçbir şey düşünmeyene kadar yürümek...

Olanlar sadece bir kâbus olmalıydı. Babamdan sonra annemi kaybetmek isteyebileceğim son şey bile değildi. Ben artık kimseyi kaybetmek istemiyordum. Kimse gitsin, yok olsun istemiyordum. Lütfen herkes kalsın, kimse ölmesin. Dertleri bitmese de olur ama lütfen artık benden kimse gitmesin...

&

İKİ YIL ÖNCE, EVREN'DEN

Asayra DEMİR.

Mektupta ismini okuduğumdan beri takip ettiğim kız. Şimdilik her şey normal gibiydi. Babasını kaybettiği için onun yasını tutuyor gibi görünüyordu. Herhangi bir şey fark etmemiştim. Yine de mektupta söylendiği gibi güvenmeli miydim emin değildim. Daha fazla araştırmam gerekecekti.

Uzaktan izlediğime göre ailenin büyük kızı olan Asayra -ki ismi bana ilginç gelmişti- evden çıkmıyordu. Sadece haftada bir çıktığını görmüştüm. Bir kliniğe gidiyordu. Tedavi görmeye başlaması onun bu süreci daha ağır atlattığını gösteriyor olabilirdi. Ama bunu uzaktan anlamam kolay değildi. Sanki birileri benimle oyun oynuyor gibi hissediyordum. Polise güvenmemem gereken bir uyarı almıştım, abime bundan bahsedemiyordum. Mektup bana Asayra'yı bul, ona güven diyordu ama bu kızın da kim olduğunu bilmiyordum. Mektubu yazan ise tamamen sırdı. Kafam bu kadar karışıkken ben burada ne yapıyordum onu hiç bilmiyordum.

Bugün salıydı. Asayra'nın terapist günü. Ve evden annesiyle birlikte çıkıyordu. Çağırdıkları taksiye bindiler. Bende arabamı çalıştırdım ve onları takip etmeye başladım. Asayra buradan göründüğüne göre ruh gibiydi. Onu gördüğümden beri öyleydi. O kadar boş bakıyor ve bir bebek gibi yönlendiriliyordu ki... Hiç konuşmaz mı diye düşünüyordum. Yaklaşık bir aydır onu takip ediyordum. Hiç konuştuğunu ya da bir şeye tepki verdiğini görmemiştim.

Bir buçuk saat sonra Asayra annesinden ayrılıp ilk defa başka bir yere gitmek için ayrılmıştı. Onu yine takip ediyordum. Taksiden inip sahile doğru yürümeye başladı. Bende arabamı park edip ona yetişmek için hızlandım. Ona yaklaşmadan ne yapacak diye uzağından bekliyordum. Denize doğru yürüdü ve yürüdü. Durmayacak mı diye endişe etmeye başladım. Dalgaların ona yaklaşıp ayaklarını ıslatmasına izin verdi. Öylece oyalanıp ne kadar süre geçtiğini bile anlamadan kaldı. Sonra bir banka geçip dizlerini kendine çekip sarılır pozisyona oturup denizi izlemeye devam etti.

ASAYRAWhere stories live. Discover now