46. Serter Güçlü.

Start from the beginning
                                    

Hızlıca merdivenlere çıktığımda üst taraftaki ateşi fark ettim.

''Serter...'' diye bağırdığımda dumanlar boğazımı mahvetmeye başlamıştı bile. ''Serter.''

Umurumda değildi. O buradaysa eğer ben de burada olacaktım. Onsuz hiçbir yere gitmeyecektim, ölüm bile umurumda değildi.

''Serter.'' Çaresizce bağırdığımda beni duymayacağını düşünüyordum ama yine de şansımı denemek istemiştim. ''Serter...'' Dördüncü kez bağırdığımda üstteki merdivenin yandığını fark ettim. Aşağıya tekrar inmeye çalıştığımda yangından dolayı kendime gelemedim.

Ağzımdan aldığım duman yüzünden boğazım ağrıyordu. Elimi ağzıma götürdüğümde ağzımı elimle kapattım ama dumandaki o zehirli gaz öksürmeme sebep oldu. Öksürmeye başladığımda arkama döndüm ve basamaklardan tek tek indim.

Nefes alamıyordum.

Kahretsin.

Basamaklardan indiğimde duvar köşesinde bağlı bir çocuk gördüm. O çocuğa doğru ilerlediğimde gözlerinin kapalı olduğunu fark ettim. Yüzüne eğilip alnını kontrol ettim, sonra da bileğini avuçlarımın içine alıp nabzını kontrol ettim fakat asla anlayamıyordum ateşin çıkardığı sesten dolayı. Eşyalar ateşin yakıcılığı sayesinde yanıyordu ve bu ses, tüm sesleri bastırıyordu.

''Kahretsin,'' dedim bir kez daha bileğini kontrol ederken.

Küçücük bir çocuğu bile bağlamışlardı.

Bileğini kanlar içinde bırakan ipleri çıkarıp onu kucağıma aldığımda üzerime düşen ateş içinde kalmış olan tahta parçası; önüme düşünce olduğum yerde kaldım. Arkama döndüğümde kapının da kapandığını fark ettim.

İçeride kalmıştım.

Fakat bir planım vardı. Anlık gelen bu planı kullanarak çocuğu kucağımdan bırakıp ölmüş olan silahlı adamın ayağını tuttum. Ucundan yakaladığım ayaklarını kapıya sürüklediğimde kapının önündeki ateşin üstüne adamı bıraktım. Adamın sırtına basarak kapıya ulaştığımda ateşi örten adamın vücudu yanmaya başlamıştı.

Kapıyı açmaya çalıştığımda kapının açılmadığını fark ettim.

Çocuğu yeniden kucağıma aldığımda salondaki camı gördüm, oraya ilerlediğimde aniden boğazımdaki o ağrı mideme kadar gitmiş olacak ki yere düştüm. Çocuk da benimle birlikte yere düştüğünde öksürmeye başladım. Bu sefer çok fazla öksürüyordum, kendimden geçecek kadar öksürüyordum. Elimi ağzıma götürdüğümde, zehirli gazı yuttuğumu anlamıştım bile ve iş işten geçmişti artık. Defalarca öksürdüm, o zehirli gazı yutmamak için çaba gösteriyordum ama çabam boşaydı çünkü nefes alamıyordum.

Gözlerim kapanıyordu.

Gözlerimin kapanmaması için savaşmaya çalıştım fakat elimden hiçbir şey gelmiyordu. Ellerim yana düştüğünde birisinin belimden tuttuğunu gördüm. Bir kişinin eli belimi bulmuştu, ayaklarımın da yavaş yavaş havalandığını anladığımda gözlerimi açamamıştım bile.

''Gece,'' dedi tanıdık ve boğuk bir ses tonu.

Uyanamıyordum.

KALBE SAPLANAN OKWhere stories live. Discover now