Özel Bölüm- Tren Sahnesi

229K 10.9K 9.9K
                                    

Söz verdiğim gibi 1 milyona özel bölümü attım

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

Söz verdiğim gibi 1 milyona özel bölümü attım. Öncelikle 1 milyon olduk. Çok teşekkür ederim, iyi ki varsınız.

Bu bölüm Serter'in ağzından yazıldı, özel bir bölüm..

Ayrıca akışı bozmadan yeni bölüm cuma gelecek. Bir sorun çıkarsa cumartesi gelir aşklarım. Üstelik artık bölümleri iki kişiye ithaf edeceğim. Gözüme çarpanı yazacağım. 💚

Sizi çok tutmayayım. Yorum ve Vote yapmayı unutmayın. Hepinizi öpüyorum. 💚

birufakpanda
merve_ruin

Bölüme başlamadan önce, buraya güzel coşkulu bir kalp alabilir miyiz :*)

Hissetmek istiyordum.

Bir kalem vardı elimde. Kaleme bakıyordum öylece. Kalemin her bir detayını inceledim. Kafam allak bullak olmasına rağmen ince çizili kalem satırlarını doldurmak istedim. Parmaklarım kalemi kıskıvrak yakalamıştı. Onu bırakmıyordu. En son dayanamayıp onu ceketimin cebine koydum.

Anne ve babam...

Bu kalem onlardan kalmıştı. Eski evdeki eşyalarımı alırken kalemi fark etmiş, ardından onu almıştım. Hiçliği temsil eden bu kalem benim için değerliydi. Satır aralarına fırlatıyordum; düşünemeseydim eğer.

Ben ailenin ikinci vazgeçilen çocuğuydum.

Dolayısıyla bir kalemi kolay kolay sahiplenebilirdim. Onları bana hatırlatan her şeyi savuşturamıyordum kafamdan öylece kalıyordu bazı anılar ve silmek kolay olmuyordu. Anıları her zamanda silemezdik. Bunun mümkünatı yoktu. İşte benim ilk yenilgim de bir kalemde eskiyi aramak olmuştu.

''Tren ne zaman gelir?''

Cesur.

En yakın dostum.

Bacak bacak üstüne atıp telefonumdan saate baktım. On dakikası kalmıştı. On dakika sonra Ankara'ya gidecektim. Türkiye'ye geldiğim dönemler genelde ilk durağım Atam'ın huzurla yatmış olduğu kabriydi. 

Atatürk benim için idealist bir öğretmendi. Onun izinden gitmek istiyordum. 

''Birazdan.'' Dedim.

Yorgundum. İspanya'dan buraya, uçakla geldiğim halde biraz nostalji yapmak için Ankara'ya trenle gitmeye karar vermiştim. Trenin boğucu havasını seviyordum. Özellikle bir bitki çayı eşliğinde trene binmek bana iyi gelecekti. Duygularımı öylece kaybederken bir trende bir şey bulamayacağımı bildiğim halde sessiz sedasız bir yolcu yapmak için biletimi çoktan kesmiştim.

İki koltuk almıştım. Yanıma birisini istemiyordum. Karşımda birisi oturur muydu bilmiyordum ama oturmamasını umuyordum.

''Ne zaman dönersin? Havada soğuktur oralarda, çabuk gel.''

KALBE SAPLANAN OKWhere stories live. Discover now