50. Bölüm: Final

2.3K 59 14
                                    


"Bazen bir şey ya da biri o kadar güzeldir ki ona bakmak içinizi acıtır."

-Rina Kent-


Yıldızı son kez parlatmayı ve satır aralarında eşlik etmeyi unutmayınız. İyi okumalar!

***

50. Bölüm: Final

Dünden bugüne ne kadar çok şeyin değiştiğini düşünmüştüm yolda giderken. Vera'nın bana yazacağı satırlardan hemen önce. Daha dün neredeydim, bugün nerede?

Şimdi saatler öncesinden şimdiye kadar ne çok şeyin değiştiğini düşünmeden edemiyordum. Vera bana yazarken, şimdi nasıl gözlerimin içine bakacak kadar cesaretlenmişti? Ya da ben unuttuğumu söylerken, nasıl onun gözlerine çekilmiştim birden bire? 

Belki de unutmak değil de gitmek düşüyordu bana. O yüzden bir kez daha çekilmiştim gözlerine. 

Elimdeki çanta yeri boyladığında bakışlarım oraya çevrilmiş ama tepkilerim hâlâ bana ulaşamamıştı. ''Ne işi var bunun burada?'' diyen Ceren bile getirememişti beni kendime. Çantamı yerden alıp ona döndüğümde yanıma geldiğini görmüştüm. ''Niye geliyor? Lâl?'' Ceren'in beni kendime getiren sesiyle yutkunmuştum. ''Bilmiyorum.''

''Merhaba...'' Vera başını eğmiş ama Ceren hiç bir tepki vermemişti. ''Yüzsüz olduğunu biliyorum zaten. Başını kaldırabilirsin.'' Vera bunu önemsememişti. Gerçekten, niye buradaydı?

''Ne işin var burada?'' Ceren benim yerime Vera'ya çatık kaşlarıyla bakıyor ve onu olduğu yere gömüyordu belki de. ''Konuşmak istiyorum. Lâl ile.'' Adımı ondan duyduğum an gözlerimiz buluşmuş, kalbim yerinden çıkacakmış gibi atmaya başlamıştı. Midemden yükselen bulantı hissiyle yanan gözlerim birleşince belki de koşarak kaçmam en iyisiydi. Bilmiyordum. Sadece başımı aşağı yukarı sallamış ve peşinden ilerlemiştim. 

''Gidiyorsun'' dedi kısık bir sesle. Başımı sallayarak onu onayladığımda gözlerinden çekemiyordum gözlerimi. ''Emin misin?''

''Eminim'' dedim. Boğazımda bir yumru oluştuğunda gözlerimi kaçırmıştım. ''Öyleyse'' dedi elini saçlarıma koyduğunda. Şaşkınlıkla ona dönmüştüm. ''Seni tutmayacağım, tutamam da zaten. Bu sefer gerçekten veda edeceğiz.'' Hazır değildim. Onun gözlerine bakarak gitmeye hazır değildim. Bana gülümsediğinde saçlarımı okşayan eli durdu. 

Ve bir anda beni kendine çekti. 

Bu anı ileride hatırladığımda bile böyle büyülü hissedeceğime emindim.

Başını omzuma gömüşü, ellerini belime kenetleyişi ve benim kitlenişim... Ne kadar zaman geçtiğini bilmeden o bana sarılırken sadece durdum. Gizliden gizliye içime çektiğim kokusuyla aylardır bastırdığım tüm hisler açığa çıkmıştı sanki. Bilmiyordum. Uzaktan bana bakan Ceren ile göz göze geldiğimde bana hafifçe gülümsemişti. 

O an tüm gerçekleri hatırladım. Bana sarılan, Gökay'ın en yakın arkadaşımı aldattığı kızdı. Tam o an zaman sanki durmuştu da tekrar akmaya başlamış gibiydi. Duyulan anons uçağın kalkış saatinin geldiğini söylüyor, bizi gerçekliğe çekiyordu. ''Uçağım'' dedim kısık bir sesle. ''Yine de,'' dedi beni duymazdan gelerek.

''Gitme.'' 

Gözlerimi yumduğumda elim havaya kalktı benden izinsiz. Bende ona sarıldığımda vedalaşmak çok zor gelmişti. 

GÜLÜMSE | gxg (+18)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin