38. Bölüm:

2.4K 70 3
                                    

60k olmamıza çok az kalmışken bölüm atma lütufunda bulundum, beni tebrik edebilirsiniz jahsgfcgvbh

Ama sınavlar da atlatıldıktan sonra artık düzenli bölüm gelecek. Tüm ilginiz için teşekkürler. Oy ve yorum yapmayı unutmayınız, en kısa sürede görüşürüz öyle jshgfdgvjnhbgv

***


"Kendime ulaşmak için epeyce yol aldım."

 -Sylvia Plath-



Tüm yolların sonu çıkmaz sokak olan bir şehirde, tüm yollarımın denize çıkması için direniyordum. Tüm yaşamım, gri ile mavinin savaşıydı. Çıkmaz sokaklarıma bulaşan mavilikler deniz değildi çünkü deniz sadece bir çift göze bulaşmıştı.

Üstümdeki hırkaya daha da sarılıp Vera'nın elimi tutan ellerinden yayılan sıcaklıkla gülümsedim. ''Kahve alalım mı?'' 

Sorusuyla gülümsedim. ''Tamam,'' dedim. ''Gel hadi.'' Beni çekiştirirken yerimden kıpırdamadım. Çatılan kaşlarına gülümseyip ''Hava alayım, sen al bize'' dedim.

Başını aşağı yukarı sallayıp gülümsedi ve iki ara bir derede dudaklarını dudaklarıma bastırıp yolun karşısına geçti. O gözden kaybolurken hafif bir tebessümle ellerimi ceplerime soktum ve olduğum yerde dolanmaya başladım. Havalar birden bire çok soğumuştu.

Her şeyi kenara bırakıp, birlikte dışarı çıktığımızda olayın üstünden 2 gün geçmişti. Vera kahveleri alırken gördüğüm mısır satıcısıyla gülümsedim

Yolun ters tarafında, güzel kokan mısırlarıyla duruyordu. 

Vera'ya baktığımda hâlâ ortada olmamasıyla hızla ona doğru ilerledim ve sevinçle ''İki mısır alabilir miyim?'' dedim. 30'lu yaşlarının sonunda gibi olan adam gülümseyerek arkasını döndü ve arkasındaki arabaya ilerledi. Merakla onu izlerken bir yandan yerdeki taşla oynuyordum.

Sıkıntıyla ona arkamı döndüğümde yerde gördüğüm bilekliğe ilerledim. Eğilip yerden aldığımda çamura batmış durumdaydı. Üstündeki yeşil taşları kırık olsa da oldukça güzeldi. Gülümseyerek ayağa kalktığımda bilekliği seyrediyordum. O sırada işittiğim taş sesi, yere değen bir başka çift ayakla yankılanıyordu. Başımı kaldırıp baktığımda şık giyimiyle göz kamaştıracak birisi vardı. Adamın yüzüne baktığımda ise kalbim teklemişti.

Gülümsemesi soğuktu, ya da belki hasta bir ifadeyle bakıyordu; bilmiyordum ama işte her şeyin başlangıcı ve sonu bu andı. 

''Güzel kızım'' dedi iğrenç bir sesle. ''Bu ne büyük tesadüf?''

***

(Vera'nın Anlatımıyla...)

Zaman geçer, geçen zaman insanları değiştirir. 

Her bir geçen zamanın ardından hissettiklerim, değiştiklerim beni benliğimden alıp götürüyordu.

Küçükken, hep mutlu olacağıma inanırdım ama büyüdüğüm zaman bu inancımla alay eder olmuştum.

Zaman geçip de Lâl ile karşılaştığımda, tüm hislerim yerle bir olmuştu çünkü küçük Vera'ya sorsalardı, bir kadının aşkıyla iyileşebileceğine inanmazdı.

Hayır, inanmayacağı şey bir kadın ile değil; bir aşkla iyileşeceğiydi.. 

Geçmiş ince iplerle düğümlüyken hepsini bir makasla kesip atma isteğim anlamsızdı. Ama benim bu isteğim sadece gelecek içindi. Çünkü geçmiş şu ânımıza her bulaştığında, bizden bambaşka zamanlar çalıyordu. 

Elimdeki sıcak kahvelerle dükkandan çıktığımda hızlı adımlarla köşeyi döndüm ve hızla yolun karşısına baktım. Kısık gözlerimin radarında Lâl vardı ama onu göremiyordum.

Hızla yolun karşısına geçip etrafa hızla bakındığımda hissettiğim korkuyla kalbim hızlanmıştı. 

Kahve çoktan ellerimden kayıp giderken ve kalbim duracak kadar hızlı atarken onu gördüm. Karşısındaki adama bakan gözlerindeki ifadeyi tarif edebilmek güçtü. 

''Lâl!'' Sesimle bakışları bana döndüğünde o an her şey renklerin kaybetti ve sadece ikimiz kaldık. Hep öyle oluyordu. Her göz göze geldiğimizde, tüm renkler onun güzel gözlerinde var oluyordu.

Ya da belki de benim renksiz dünyamın tek rengi, gözleriydi. 

Koşarcasına yanına geldiğimde hiç beklemeden ona sarıldım. Hissettiğim korkunun sebebi neydi bilmiyorum ama onu göremeyince hissettiklerimin bir tarifi yoktu. 

''Vera.'' Sesindeki ifade gözlerine de yansımışken kaşlarım çatılmıştı. Gözleri benden başka bir noktaya kaydığında ben de onu takip ettim ama gördüğüm tek şey siyah bir araba olmuştu. Daha sonra araba çalıştı ve uzaklaştı. 

''Neden geldin?'' Sorusuyla bakışlarım tekrar ona çevrildi. ''İyi misin?''

''İyiyim'' dedi kendini gülümsemeye zorlayarak. Buz gibi elleri, ellerimi tuttuğunda çatık kaşlarım yumuşamıştı.  ''O kimdi?'' Beni çekiştirirken omuz silkti. ''Tanımıyorum.''

''Ne konuşuyordunuz?''

''Yol sordu.''

''Ne yolu?'' Durdu. ''Bir sokak'' dedi daha sonra. 

''Lâl.'' Onu durdurup kendime çevirdiğimde gözlerini yere sabitledi bir kaç saniye. ''Bana bakar mısın miniğim?'' Gözlerimiz buluştuğunda şefkatle gülümsedim. İçimi yumuşatıyordu Allah'sız. 

''Ne oldu?'' Sorum karşısında gözlerini kaçırdı bir kaç saniye ve hemen ardından gülümsedi. ''Bir şeyi de bozmasan olmuyor'' dedi sitemli bir şekilde. Kaşlarım çatıldığında kafam allak bullak olmuştu.

''Neyi bozdum?''

''Sürpriz yapacaktım...'' Bakışlarını kaçırdığında derin bir nefes aldım gülümseyerek. ''Miniğim.'' İçimdeki yumuşamayla onu kendime çekip sarıldığımda kollarını bedenime dolamasıyla tekrar ve tekrar o hissi yaşadım.

Huzur. 

''Özür dilerim. Ben ne bileyim... Hem ne alaka o adamla sürpriz?''

''Organizasyon şirketindendi adam, Allah'ım. Off Vera, sus. Söyleyemem daha fazla.'' Kollarımdan çıkıp küs bir şekilde yürüdüğünde kahkaha atarak ilerledim peşinden. ''Gel tamam, gel.'' kollarından tutup kendime tekrar çektiğimde, sıkıca sarıldı. ''Of!''

''Oflama.''

''Of!''

''Miniğim, oflama.''

''O zaman, pof!'' yanakları şişerken gözüme çok tatlı göründüğünde hızla eğilip bir öpücük kondurduğumda başını diğer tarafa çevirdi. Gülerek saçlarını da öperken dolu gözlerini görmemle duraksadım. 

''Bebeğim, ağlama. Özür dilerim.'' Omuz silktiğinde bakışlarındaki ifadeye ne diyeceğimi hâlâ bulamamıştım. ''O kadar mı üzüldün... Tamam da bir şey anlamadım ki, adam işte... Doğum günüm de değil, ne organizasyonu?

''Cenaze'' dedi kollarımdan çıkıp bana dil çıkardığında.

Gözlerimi devirdim suratımı buruştururken. ''Çok komik.''

Dil çıkarıp bana arkasını döndüğündeyse istemsizce gülümsedim.

Ben bu kıza âşık mıydım neydim. 

Böyle bir varlık gerçi sevilmez miydi? 

GÜLÜMSE | gxg (+18)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin