-10-

7 2 310
                                    

"Eveet, sonunda her şeyi hallettim."

Islak saçlarımı ellerimle düzeltirken tüm yorgunluğumla yatağa çarpraz bir şekilde uzandım. Tüm bu valizleri yerleştirmek artı olarak evin düzenini kendime göre ayarlamak, yatakların çarşaflarını geçirmek yaklaşık 5 saatimi almıştı. Şimdi ise sonuçtan memnundum. Yeni hayatımın ilk adımı olarak sayıyordum bunu. Her şey güzel olacaktı.

Telefonumu elime alıp gelen aramalara ve mesajlara baktım. Seoyeon'dan hiç mesaj yoktu ve beni aramamıştı. Mesajıma da sadece görüldü atmıştı. Ah kesinlikle bana hediye yollayacaktı. Çok belli olmuştu artık.

Elim istemsizce Beast grubunun sayfasına gitmişti. Artık dağılmak üzereler gibi görünüyorlardı. Birkaç üye kaybı yaşamışlar ama hala devam etmeye çalışıyorlardı.
Bu olaylar Yoseobu çok yıpratıyor olmalı diye düşündüm kendi kendime.

Gördüğüm gönderiyle yerimde doğrulmuştum. Birkaç gün sonra Beast konseri vardı öyle mi? Her şeye rağmen ayakta kalmaya devam edeceklerdi yani. Ufak bir çığlık atıp elini ağzıma götürdükten sonra ayağa kalkıp mutluluktan dans etmeye -daha çok zıplamaya- başladım.

Daha daha daha da güzeli ise açıkhava konseri gibi olacaktı ve isteyen herkes gidebilecekti çünkü ücretsiz bir konser olacaktı. Bu ev düzeni bile bana iyi gelmişti. Her şeyi yenilemek evrenin enerjisini bile etkilemişti işte. Harika hissediyordum.

Odamın içinde saçma sapan danslar edip saçımı başımı dağıtmışken birdenbire zil çaldı. Seoyeon'dan hediye gelmiş olmalıydı. Koşarak kapıya gittim ve hiç düşünmeden hızla kapıyı açtım. Karşımda gördüğüm üç beden ise beni sekteye uğratmıştı.

"RinRinn!! Seni çok özlediimm!"
Boynuma atılan bedenle şaşırmıştım ama duygusal yanım daha da ağır basmıştı. Kollarımı sımsıkı beline sardım ve bir süre hiçbir şey sormadan, konuşmadan öylece kaldık.

Demek tüm bu adres istemeler telefon kapamalar bana sürpriz yapmak içindi. Hem de sıradan bir sürpriz değil. Kendileri gelmişlerdi. Bu sürpriz olarak fazlasıyla yeterdi.
Neden geldiniz veya nasıl geldiniz gibi sorular sormayacaktım. Gelmişlerdi işte. Bu gayet yeterli bir açıklamaydı bana göre.

Seoyeon'u çok özlemiştim. Onu görmeyi, ona sarılmayı, sesini canlı olarak duymayı çok ama çok özlemiştim. Sanki yıllardır onu görmüyordum da şu an hasret gideriyor gibiydim.

Kollarımdan hala tutuyorken biraz geriye çekildi ve beni gözleriyle süzüyormuş gibi yaptı.
"Harin! Tahmin ettiğimden daha iyi duruyorsun."
Neşeyle şakıdığında kendimi göstermek istercesine ellerimi iki yana açıp gülümsedim.

Bu defa yanaklarımı sıkıp tekrar boynuma atıldı.
Ben de açtığım kollarımı ona tekrar sardım ve bırakmamacasına sıktım. Bilirsiniz en yakın arkadaşlar uzun süren ayrılıklar sona erdiğinde böyle bir sevgi gösterisinden asla kaçınmazlardı.

Seoyeon arkasında duran iki beden ise beni şaşırtmaya devam ediyordu. Evet belki Jay'i anlayabilirdim. Seoyeon için buradaydı.
Peki ya Heeseung? O neden buradaydı?
Sadece birkaç defa aynı ortamda bulunmuş ve sıradan sohbet etmiştik. Arkadaş sayılabilirdik ama Seoyeon sürekli bizi çok yakıştırdığını ve beraber olmamız gerektiğini söyleyip dururdu.

İşin garip yanı Heeseungtan hiçbir zaman böyle bir şey duymamıştım. Evet seoyeon onun bana ilgisi olduğunu dile getiriyordu ama bunu kendisinden bizzat hiç duymamıştım. Belki de sadece Seoyeon'un bizi yakıştırdığı için uydurduğu küçük tatlı yalanlarından biriydi bu da... Bilmiyordum.

Tiny PieWhere stories live. Discover now