8.Bölüm

20 4 23
                                    

   Yemekten sonra annemin masayı toplamasına yardım ederken salondan bir telefon sesi geldi.

"Eralp kim arıyor?" Diye annem elindeki tabaklar ile içeriye seslendi. Bir süre sonra abim annemin telefonu ile yanımıza geldi, telefonu anneme uzatarak.

"Buna bakman gerek önemli" dediğinde annem ekrana kısa bir bakış atarak telefonu aldı.

"Rana tatlım sen masayı toplar mısın? Bu önemli" dediğinde başımı sallayarak gülümsedim. Annem bana göz kırparak balkona çıktı.

Elimdeki tabakları lavaboya koyunca tekrar arkamı döndüğümde Eralp'in masada kalan tabakları üst üste koyduğunu gördüm.

"Böyle daha rahat toplarsın" dedi. Kaşlarımı çatarak.

"Benimle dalga mı geçiyorsun?" Hâlâ sargı da olan elimi ona göstererek "Bu elle o kadar şeyi kaldırmak ne kadar kolay olur sence?" Dediğimde gözleri sargının üzerindeydi

"Eline ne yaptın?" Diye sordu.

"Sence ben mi yaptım?" Cevap vermedi arkasını dönerek masanın üzerindeki tabakları diğerlerinin yanına yerleştirdi. Kolumu tutarak beni bir sandalyeye oturttu.

"Otur ayağa kalkma" dedi kısa sürede masayı toparlayıp dolaba koyulması gerekenleri koydu hatta bulaşık Makinesini bile boşalttı.

"Ayağa kalkma hemen gelicem" dedi ve mutfaktan çıktı.

Kısa bir süre sonra elinde birkaç şey ile geldi elindekileri masaya bıraktı. Makas, sargı bezi, bir tane merhem ve de bant. Bir sandalye çekerek karşıma oturdu ona soran gözlerle bakarken makası ve sargılı elimi aldı. Elimi çekmek istediğimde sıkıca tuttu. Başını kaldırarak gözlerime baktı.

"Ne? Sen benim kardeşimsin canını yakmak istemiyorum uslu bir kız ol ve bakmama izin ver" dedi başımı sallayarak ona baktım.

Makas ile sargının yavaş ve dikkatlice ilk üç katını kesti. Geri kalanı çözdüğünde yanık izinde gözlerini gezdirdi.

"Gel" diyerek ayağa kalktı. Lavabonun suyunu biraz açarak elimi suya yaklaştırdı. "Acıdığında söyle" diyerek elimi suyun altına tuttu. Canım yanıyordu ama Eralp'in ne yapmak istediğini merak ediyordum.

Suyu kapatarak beni tekrar sandalyeye oturttu. Gözleri mutfakta gezinirken beyaz bir el havlusun da durdu. İki adımda havluyu aldı ve elimi kuruladı.

Merhemin kapağını açarak biraz elimin üzerine döktü ve yavaşça sürdü.

"Ah" diyerek hızla elimi geri çektim çünkü canım yanmıştı. Tekrar gözlerime baktığında bir an pişmanlık geçti gözlerinden

"Üzgünüm" dedi ve merhemi elimin her yerine güzelce sürdü. Sargı bezini alarak elimi düzgün bir şekilde sardıktan sonra sargı bezinin fazlalığını kesti elinin baş parmağı sargı bezini tutarken diğer eli de banttan bir parça kesmek için uğraşıyordu.

"Yardım etmemi ister misin?" Diye sorduğumda başını salladı

"Gerek yok" dediğinde bileğim de ikinci bir el hissettim yüzümü elin sahibine çevirdiğimde Tolga'nın Eralp'e baktığını gördüm.

"Adam gibi kızın yardımını kabul etsene ama olmaz erkeklik gururun el vermez" dedi ve gözleri ile bantı işaret etti "Sen kes ben tutarım bandajı" dedi Eralp elimi bırakarak banttan bir parça keserek sargı bezinde boşta kalan uca yapıştırdı.

"Sen ne zamandır oradaydın?" Diye sordu Eralp Tolga'ya

"Yeterince uzun diyelim" dedi Tolga ama hâlâ gözleri sargının üzerindeydi.

TAÇSIZ PRENSES Where stories live. Discover now