Yara

243 29 226
                                    

Oy ve yorumu unutmayın lütfenn<33

Sırtı sertçe duvara çarptığında acıyla inledi. Dudağı patlamıştı, yanağı yanıyordu ve oradan sıcak bir şeyin aktığını hissediyordu. Büyük ihtimalle kanıyordu ancak nasıl kestirmişti o da bilmiyordu. Küçük bir kesik olduğundan emindi. Kolları, aldığı yumruklar yüzünden morluklarla doluydu. Karşısı da en az onun kadar kötüydü.İlk defa abisine uyarak dövüş dersleri aldığı için mutlu oldu. 

Karnına sert bir tekme atarak siyah saçlının yere düşmesini sağladı. Dengesini zar zor sağlayarak duvara yaslandı pembe saçlı olan. Karşısındaki adamı yendiğini düşünmüştü ki siyah saçlı olanın ayağa kalkması ile sesli bir küfür savurdu. Kahretsin, bu adamın sordu neydi? 

"Rindou'dan uzak duracaksın! Kimsin lan sen? Seni daha önce onun yanında görmedim ve bir daha da görmeyeceğim! Bu son uyarım." Alayla güldü pembe saçlı olan. "Sen neyi oluyorsun peki? Orada seni s*klemedi bile." dediğinde anı saçları gibi siyah gözlü olan gencin harelerine öfke bulaştı. "Sevgilisiyim," Duyduklarıyla içinde bir şeylerin koptuğunu hissetti renkli harelere sahip olan. "Ve seni bir daha onunla görürsem hiç iyi olmaz." dedi ve orayı terk etti. 

Sanzu, yalnız kaldığında elini yanağına götürdü. Eline bulaşan kanı gördüğünde yanak kızartacak küfürler savurdu. O adamı tanımıyordu. Rindou'nun sevgilisi olduğunu söylemişti ancak Rindou'nun ona olan nefret dolu bakışlarını görmüştü. Sevgili olamazlardı, değil mi...?

Sevgilisi olsaydı bir şekilde öğrenirdi veya Rindou ona söylerdi. En azından o öyle umuyordu. Sevgili olma ihtimalleri de vardı, belki de kavga etmişlerdi?

Başını iki yana sallayarak bu düşünceden kurtulmaya çalıştı. Şu an bunu düşünmemesi gerekiyordu. Yaralıydı ve Rindou'ya ne gibi bir bahane söyleyeceğini bilmiyordu. Onunla vakit geçirmeyi istiyordu ve bu hali için bir şeyler uydurması gerekecekti.

Okulun yanındaki binanın arkasından ayrılmak için adımlarını hızlandırdı. Bir yandan ne demesi gerektiğini düşünürken, bir yandan da bu yaralarla ne yapacağıydı. Arka bahçeden çıktığında binaya geri girmek için okula döndü ancak merdivenlerde oturan Rindou'yu görmeyi beklemiyordu.

Rindou, Sanzu'yu gördüğünde kaşları çatıldı. Az önce gördüğü eski sevgilisinin neden bu durumda olduğunu anlayamamıştı ancak Sanzu'yu görünce eksik parçalar yerine oturmuştu. "Kahretsin," diye fısıldadı kendi kendine ve Sanzu'ya ilerledi. Pembe saçlı olan nasıl bir tepki vermesi gerektiğini düşünürken sarışını yanına varmıştı bile.

Sağ eliyle, yaralı gencin çenesini tuttu ve yaralarına dikkatlice baktı. "Ciddi olamazsın. Gerçekten onunla kavga mı ettin? Nasıl bir belaya bulaştığının farkında mısın? Şimdi sana kafayı takacaktır." dedi ve onu dinleyen gencin çenesini yavaşça bıraktı. "Gel benimle," diyerek elini tuttu ve az önce indiği merdivenleri tekrardan çıkmaya başladı.

"Rindou, abartacak bir şey yok. Minik bir kavgaydı." Önden giden ve onu sürüklemesine izin verdiği çocuğu sakinleştirmeye çalışsa da nafileydi. Rindou onu dinlemiyordu. Koridorun sonlarına doğru yaklaştıklarında Rindou bir odaya girdi. Elleri birbirine kenetli olduğu için Sanzu da onun peşinden gitmek zorunda kalmıştı.

Rindou'nun onu getirdiği odaya baktı. Revirdeydiler, geniş olmayan ancak birkaç kişinin rahatlıkla sığabileceği bir yerdi. "Hemşire bugün yok. Sedyeye otur, ben de malzemelere bakacağım." dedi ve direkt olarak beyaz dolaba yöneldi mor hareli olan. Sanzu ise görmeyeceğini bilmesine rağmen başını olur anlamında salladı ve sedyeye oturdu. Normal bir zamanda olsa gerildiği için dudağını ısırırdı ancak patlayan dudağı yüzünden bu pek mümkün değildi. 'En kısa zamanda Mikey'e haber vermeliyim. Kendini bir şey sanan pisliğin icabına bakar o.' diye düşündü kendi kendine. Bu sırada Rindou, elindeki malzemelerle sedyenin yanına varmıştı.

Duraktaki ÇocukWhere stories live. Discover now