Yaralasar 5

Geçmişten Bir Kesit

~Bir Yıl Önce Issız Bir Depoda~

-Kara Maske
Artık acıdan bayılmak üzereydim. Örgütün planlarını söylersem zaten ölecektim ama bu adam çok ısrarcı davranıyordu. Çözülmeme çok az kalmıştı çünkü az önce elinde gördüğüm demiri ateşte ısıtmaya başlamıştı. Yüksek ihtimalle derimi dağlayacaktı. Böyle bir şey olması kabuslarıma giren bir şeydi ve asla olmaması için gerekirse her şeyi en ince ayrıntısına kadar anlatır ve onların muhbiri bile olurdum. Ama başka bir ihtimalide göz ardı etmek istemiyordum. Ya benim en korktuğum şeyin bu olduğunu biliyorsa ve bana blöf yapıyorsa. O zaman boşu boşuna itirafta bulunmuş olurdum ve örgüt beni kesinlikle öldürürdü. Bana ağır adımlarla yaklaşan adam iyice ısınmış olan demiri bir elinde tutuyordu ve diğer elinde duran kameraylada beni kayda alıyordu. İyice tırsmaya başladığımda artık pes ettiğim noktadaydım ve "TAMAM DUR HER ŞEYİ ANLATACAĞIM. YETER Kİ YERİNE BIRAK ŞU DEMİRİ..." diye bağırdım.

Artık kendimde değildim düşünebildiğim tek şey bir an önce bu iğrenç yerdrn kurtulmak istediğimdi. Bu sözlerimi duyduğunda elindeki demiri yavaşça aldığı yere bıraktı ve videoyu durdurup kamerayı karşıdaki masanın üstüne koydu. Karşıma sandalye çekip oturduğunda büyük bir sabırla konuşmamı bekliyordu. "İlk öncelikle bir şeyler anlatmaya başlamadan önce hiçbşr yerde, belgede veya mahkemede adımın geçmeyeceğinden emin olmam gerekiyor ve senin isminide öğrenebilirsem çok iyi olur." dedim söylediklerimi bir süre düşündükten sonra "Gizli tanık programı diye bir uygulamamız var seni ona katabiliriz eğer verdiğin bilgiler işimize yarıyorsa tabii. Normalde kimseye adımı söylemem ve bir şekilde öğrenen biri olursada onu mecburen susturmak zorunda kalırım. Anlarsın ya işte o şekilde." derken bana eliyle silah işareti yapmıştı. Bu bana bir uyarıydı ama ben onun ismini öğrenmeye kararlıydım çünkü bir şekilde buradan kurtulabilirsem örgüttekilere ismini verebilir ve onun sonunu anlarsın ya işte şeklinde ben getirebilirdim yani silahla benim konuşmamı bekliyormuş gibi yüzüme bakmaya devam edince konuşmaya başladım "Benim için işini bitirdiğin kişiler önemli değil adını öğrenmeden konuşmaya başlamayacağım" resmen yürek yemiştim ama bu hamlemde başarıya ulaşmış gibiydim çünkü " Adım Altuğ şimdi anlatmaya başla ne işler çeviriyorsunuz o toplu katliamdan başka ve bu işin başında kimler var?" İşte bu ismini vermesi çok iyi oldu elbet bir şekilde elinden kurtuşacağım ve birdahaki karşılaşmamızda o ölü biri olmuş olacak ama biraz saha dikkatleri üzerime çekmeden konuşmaya başlamalıydım.

~3 saat sonra~

Her şeyi olmasada işlerine yarayacak bilgileri anlattıktan sonra bana birkaç belge imzalattı birkere bile yüzünü görmeme izin vermeyen ama adının Altuğ olduğunu öğrendiğim bu adam. "Şimdilik serbestsin ama bizim çocuklarla sürekli iletişim halinde kalacaksın unutma her adımını izliyoruz." dedi ve ayaklarımıda çözdükten sonra bana çıkış yolunu gösterdi. Bunlar gerçekten aptallar ben onlara o kadar az ve küçük bir bilgi verdimki hiçbir halt yapamazlar. Tabii bu düşüncelerim eve gidince gördüğüm manzara karşısında değişti.

Melisim benim birtanecik sevgilim o yerde kanlar içinde yatıyordu hemde karnında yedi aylık oğlumuzla. Şoka uğramış bir şekilde onlara bakarken aklıma kızımız Nazan geldi ve hemen merdivenlere koşup onun odasının  olduğu kata geldim kapısı aralıktı içeriye girdiğimde onuda kanlar içinde yerde yatarken buldum. Küçük prensesimi orada görene kadar ağlamamak için kendimi zor tuttuğumu anlayamamıştım. Gözlerimden yaşlar bir anda boşanmaya başladı ve koşup kızımın minik bedenini kucağıma aldım ve ölüp ölmediğini anlamak için nabzını kontrol ettim. Ölmüştü. Kucağımda Nazanımla beraber aşağıya Melis ve karnındaki oğlumun yanına indim onlarda ölmüşlerdi ikisini oğlumuda sayarsak üçünü yan yana yatırdım ve son bir kez baktım. Ardından kapıyı çekip evden çıktım. Hava almam lazımdı. Kendime gelip düşünebilme yetimi tekrar kazanmam lazımdı. Bunu onlara kim yapmış olabilirdi ki hiçkimseye zararı olmayan melek gibi bir ailem vardı. Sonra aklıma Altuğ denen adam geldi o yapmoş olabilir miydi? Bu kadar ileri gidebileceğini sanmıyordum...

Ben düşüncelere dalmışken telefonuma bir mesaj geldi. Mesaja tıkladım;
[Bizi ifşa etmenin bir bedeli olmayacağını mı sanmıştın yoksa Rıdvan? Bizim her yerde gözümüz vede kulağımız vardı bunu nasıl aklından çıkarırsın?! Artık yapayalnızsın ailen yok ve arkanda bizde yokuz şimdi dur bakalım ayaklarının üstünde! Tabii durabilirsen.....(örgüt). Not: bu mesaj 2 dakika içinde kendini imha edecektir.]

Olan her şey o Altuğ denen herifin suçuydu. O benim peşime düşmeseydi beni tehdit etmeseydi şuan evimde karımla ve kızımla oturmuş oğlumun doğmasını bekliyor olacaktık. Bugün benim için bir milattı evet belki yapayalnız ve güçsüz , ailesiz kalmıştım ama ismini bildiğim adamın kimliğini öğrenmek benim için hiçte zor değildi onu bulacak ve sevdiği herkesin canını alana kadar bu davadan vazgeçmeyecektim. Bunu en çok karım ve dünyalar güzeli kızım için yapacaktım. Ben artım Rıdvan değildim ben artık karşıma maske takarak çıkan o herifi bunu yaptığına pişman edecek adamdım. Ben Kara Maskeydim...

~Günümüz~

-Yankı'nın anlatımıyla

İshak'ı beklerken dakikalar geçmek bilmiyordu. Bir sağa bir sola yürüyüp duruyordum. Zaten daha Hakan da gelememişti evet ona biraz geç haber vermiştim ama yanımda olmasına ihtiyacım vardı. Aslında şuan en çok Alaz'a ihtiyacım vardı ama ortalarda yoktu işte. Kuzey'e de bir o kadar ihtiyacım vardı fakat onların başını belaya sokmak istemiyordum.

Ben düşüncelere dalmışken kapı çaldı açtım ve İshak , Hakan , Simay , Atalay , Yosun ve Yavuz içeriye girdiler. Bu kadar kalabalık gelmelerini beklemiyordum ama büyük ihtimalle onlarda arkadaşları için endişeleniyorlardı. Nihayet videoyu başlattığımda Alaz bu videoyu neden çektiğini açıklıyordu " Öncelikle bu videoyu bana bir şey olması durumunda veya iki gün benden haber alamazsa güvendiğim bir kişiye sana iletmesi için teslim ettim Sedef. Kim olduğu çok ta önemli değil. İlk öncelikle sakin olmanı istiyorum bu video eline ulaştıysa yatak odamızdaki dolabın altında küçük bir düğme var ona basınca bir odaya kapı açılıyor içeride senin ve kızımızın güvende olmanız için gidebileceğiniz yerler arayabileceğiniz numaralar ve bunlar dışında benim gizli çalışma odam olduğu için işkerimle ilgili belgeler var. Zaten bu videoyu izliyorsan artık güvende değilsinizdir. Bu yüzden o güvenli yerlerden birine gidip bizimkilere haber vermeni istiyorum onlardan başka kimseye güvenemezsin. Unutma telefon numaralarının yazdığı defteride yanına al bizim çocuklar ne yapacaklarını bilirler o defteri onlara ver sizi seviyorum sevgilim." ve video burada sonlanıyordu.

Bende artık çok daha fazla korkmaya başlamıştım böyle bir video elime geçtiğine göre Alaz gerçekten zor bir durumdaydı ve biz onu bulmak aynı zamandada yaşamak zorundaydık. İşimiz iki kat daha zorlaşmıştı. Herkes şaşkınlıktan put gibi dururken ben hemen yatak odamıza gittim ve Alaz'ın bahsettiği o düğmeye basıp gizli odanın kapısını açtım ardımdan da Atalay ve İshak gelmişti diğerleri hala salondaydılar. Be  bu odayı daha önce nasıl hiç fark edememiştim. Bu çok garipti. Bunu boşvererek odada gezinmeye başladım. Kıcamın iş evraklarını karıştırmak istemiyordum bunlar gizli bilgilerdi bu yüzden sadece güvenli mekanların adreslerinin olduğu dosyayı ve telefon numaralarının bulunduğu defteri alıp odadan çıktım. Atalay ve İshak ta benim gibi düşünmüş olacaklar ki onlar da hemen ardımdan çıkmışlardı.

Hepimiz arabalara dağildığımızda Hakan ve ben benim arabamla annemin evine dönüyorduk. Diğerleriysw videoda gizli mesaj olabileceğini düşündükleri için bunu araştırmaya tesise gidiyorlardı. Şuanlık ne o adreslere gitmeye ne de o numaraları aramaya niyetim yoktu çünkü ben Alaz'ın yaşadığına ve bir şekilde bir yerlerde iyi olduğuna emindim. İyice uykum gelince yolcu koltuğunda cam kenarına doğru biraz daha döndüm ve uykuya dalmadan önce dilediğim son şey lütfen iyi ol aşkım oldu.

....................................................
Herkese yeniden merhaba iki gün üst üste bölüm atmak biraz zordu ama yaklaşık 2 aydır bölüm atmadığım için size bir sürprüz yapmak istedim. Birdahaki bölüm için küçük bir ön bilgi vermek istedim bu bölümün bir kısmıda Alaz'ın ağzından olacak yani sonunda onun nerede olduğunu öğreneceğiz. Öpüldünüz....
- Sizce Rıdavan(kara maske) davasında haklı mı?
- Alaz ve kara maske arasında geçen olayın böyle bir şey olmasını bekliyor muydunuz? Yoksa daha farklı bir şeyler olacağını mı düşünmüştünüz? Yorumlara fikirlerinizi bekliyorum...