0.8

7 3 0
                                    

"Ben birşey yapmadım."

"Az önce yaptığın şeyleri birşeyden saymıyor musun?"

"Senin gibi korkak değilim neyse ki. Yoksa kaçmaz, senin gibi ölümüne oynardım."

"Seni öldüreceğim kanısına nereden vardın?"

"Bu sabah vurduğun çocuğu birşeyden saymıyor musun?"

Ellerimin havada olmasından sıkılıp kollarımı iki yanıma indirdim.

"Ayrıca suçlu olan sensin? Ben neden ellerimi kaldırıyorum?"

"Suçlu olduğumu-"

Cümlesini yarım bırakmasına sebep olan şey koridorun aydınlanmasıydı.

"Başkomiserim?"

Arkamdan seslenen adam polislerden biri olmalı diye düşündüm.Komiser olma ihtimalini göz önünde bulundurmuştum ama bu %3 kadar düşük bir ihtimaldi. Yine de öngördüğüm için gerçekten şaşırmadım ve gözlerine bakmaya devam ettim

Bakışları bir anlığına canı acımış gibi baktığında ortam sessizleşmisti. Sanki beni tanıyor, benim hakkımda düşüncelerini tartıyor gibi görünen  uzun süre konuşmadığında söze giren ben oldum.

"Ben bir sivilim komiser. Bana hâlâ silah tutman hiç etik değil."

Dudaklarımı büzerek söylediğim şeye tıslar gibi güldüğünde bir anda aklıma Gece'nin dedikleri gelmişti.

"... Dedektif bir komiser var. Seni onun hakkında uyarmalıyım. Öyle ki sandığımdan saha iyi  performans gösteriyor..."

"Sen? Sen dedektif komisersin?"

"Nereden biliyorsun?" Surat ifadesi ciddileştiğinde aklımdaki ihtimaller beynimde yankılansa da yok sayıp konuştum.

"Öğrenciler arasında popülersiniz Dedektif. Ama sizi ilk defa  görüyorum. Çok büyük bir kaybım yokmuş."

Öğrenciler tanıyor mu onu bile bilmiyordum ama Gece'yi tanıdığımı bilmemeliydi.

"Komiserim, burayı kapatmamız gerek olay yeri inceleme için.
Kızı alalım mı?"

"Ben alacağım öğrenciyi. Siz geçin."

"Yalnız burası olay yeri olsada bir eğitim kurumu ve ben resmiyette okul saatleri içinde burada bulunmalıyım. İstesem de istemesem de. Yani beni olmamam gereken bir yerde bulunuyormuşum gibi yargılama komiser."

"Bak bak, hukuk mu okuyacaksın sen?"

"Aslında tıp düşünüyorum ama hukuk da olur. Neden olmasın?"

"Ağzın iyi laf yapıyor. Bir düşün bence."

Lafı gitmeye getirmek istiyordum ama bu adam hiç beni bırakacak gibi durmuyor.

"Komiser sen çok yaşlı durmuyorsun. Senin Rıza baba gibi biri olman gerekmiyor mu? Yaşlı, tonton bir dede. Hayallerimin Komiseri."

Ellerimi havada birleştirerek yukarı baktım. Sanırım biraz aptal ve ergen kız taklidi yapmam gerek. Belki o zaman beni bırakırlar.

"Sen az önceki hallerini unutacağımı mı sanıyorsun? Normal bir genç kız değilsin. Böyle hareketler yapmana gerek yok. Her türlü götüreceğim seni o karakola."

"Öff! Peki öyle olsun. Ama havalı olduğum dakikaları yazacak mısın?"

Yapılı olduğunu tekrar düşündüğüm adam yanıma adımlarken silahını beline yerleştiriyordu.

"Neden? Korktun mu?"

"Aksine," kollarımı önümde birleştirerek gülümsedim.
"Onur duydum."

Yanıma gelip kolumu tutacağını anladığımda bir adım gerileyerek kollarımı iki yanıma indirdiğimde suratımdaki sırıtış çoktan silinmişti.

Bay Gizem 'Karanlık Prensin Oyunları'Where stories live. Discover now