0.4

13 4 0
                                    

Hola amigos.

Bugün cidden yazacak hiçbir fikrimin olmadığı bir gerçek fakat her zamanki gibi doğaçlama bir şekilde yazmaya devam edeceğim.

Akışına bırakın arkadaşlar hayatı da dereyi de.

Evet davulun 'tak' dediği yere geldik hazırsanızzz başlıyoruzz;

🌟Oy vermeyi unutmayın🌟

🤹🏻‍♀️

===============================

Tıbbi boru ile verilen havayı solumamdan sonra odaya alınmış,oksijen maskesi takılmıştı.

Çok öksürmekten bronşitlerim alev alev yanıyordu sanki. Boğazımdaki sızıyı da sayarsak şuan her zamanki astım krizleri sonrası yaşadığım şeyleri yaşıyordum.

Odada ben, Pınar, Oğuz abim ve Pınar'ın kuzeni Aziz vardı. Hârun ise babasının isteği üzere şirkete gitmişti. Ailelerin benim yaşadığım krizden haberi olmamasını ben istemiştim. Şimdilik mantıklı olan bu olduğu için kimse itiraz etmemişti.

Okulun ilk gününün mükemmel geçtiğini, daha sonra Pınar'la durum değerlendirmesi yapmak için onlara gittiğimi, geç olunca eve gitmek yerine onlarda kalmak istediğim yalanını söylemiştik.

Şimdilik olaylardan haberdar olan tek yetişkin Pınar'ın annesi Leyla teyzemdi ve babam yada Anastasia ararsa bizi idare edecekti. Bu kadına bayılıyorum.

"Geldiğiniz için teşekkürler.Eve gidin siz.Gerisini ben hallederim."

Söylediği şeyle hepimiz Oğuz abiye dönmüştük. Akşam saatleri olmasına rağmen hepimiz sadece sessizce oturuyorduk. Eminim bana sorulmak istenen sorular vardı ama hiçbiri şuan cevap verecek durumda olmadığımı bildikleri için kimse üstelememişti.

"Aslında benim Liya ile konuşmak istediğim bir konu var. Bize beş dakika müsaade ederseniz konuşalım sonra gideriz."

"Benimde sormak istediğim sorular var. Ama gördüğün kadarıyla Liya konuşabilecek durumda değil. Bırak dinlensin. Ne konuşacaksan yarın konuş."

"Yarın geç olabilir. Tabii orada olmadığın için bilmiyorsun ama o okulda doğru düzgün muamele gören ve gösteren çok az insan var. Ve hiçbiri dünkü olayı unutmak değil akıllara kazımak için can atıyor. Bırak da konuşalım. Ki iddialara verebileceğim bir cevap olsun."

Aziz, Oğuz abinin karşısına geçmiş bu cümleleri kurarken Oğuz abim dişlerini sıkıyordu. Aziz ise yumruklarını.

Bir süre daha böyle dururlarsa ya öpüşerek ya da dövüşerek ayrılacaklarını düşündüğümden yüzümdeki oksijen maskesini indirip gözlerimi kapattım.

Hareket etmemle tekrar bana baktıklarında birşey demelerine müsaade etmeden konuştum.

"Oğuz abi. Beş dakika. Lütfen."

Sanki başka birşey dememi bekliyormuş gibi yüzü düşmüştü.
Ama hemen kendini toparladı ve kafasını bir kez onaylar şekilde eğdi ve Pınar'a baktı.Pınar da oturduğu yerden kalkıp kapıya yöneldiğinde ikiside kapıyı açıp odadan çıktılar.

Aziz kapının kapanmasıyla yanıma gelip koltuğu yatağın dibine kadar çekmişti.

"Şimdi söyle bana, olaylar nasıl başladı? O çocuğu daha önce tanıyor muydun? Yada ilk hanginiz-"

"Ne zaman bu kadar samimi olduk yeşillik?"

Uzun zamandır söylemediğim cümleyi şimdi kurmuştum ki bunun için geç olduğunun ikimizde farkındaydık bence.

Bay Gizem 'Karanlık Prensin Oyunları'Where stories live. Discover now