'Annemler nerede?'

Cemre'nin yüzünde gergin bir ifade oluştu. 'Sanırım kafeteryadalar. Seni bekliyorlardı.'

Derin bir nefes aldım. Bu geceyi tamamen Nilüfer'le geçirmek istiyordum. 'Sence,' diye konuşmaya başladım. 'Nilüfer'i onlarla tanıştırmalı mıyım?'

Cemre başını hararetle iki yana salladı. 'Kesinlikle bu gece değil Özgür. İlk geceden Nil'i onların önüne atamazsın. Oğullarına kimseyi layık görmüyorlar, biliyorsun. Nil'in ruhunu emerler.'

İçim sıkılmıştı. Az önce sevdiğim kadın kollarımdayken bir daha asla içim sıkılmayacakmış gibi hissediyordum; ama Kentmen ailesi hislerimi çok geçmeden yanlış çıkarmayı başardı.

Ailem, özellikle de annem gerçekten bana çok düşkündü. Kimseyi yanıma yakıştırmadığı da bir gerçekti. Etrafımdaki kadınlardan sadece Burcu'yla arası iyiydi. Durumun vehametini anladığınızı düşünüyorum.

'Ne yapmalıyım sence?'

Cemre bir an önüne bakıp düşündü. Zihninde dönen çarkların sesini duyabiliyordum. Sonra bir zafer gülümsemesiyle bana baktı. Sesinde yalancı bir hüzüne 'Migrenin tutmuş abi, çok geçmiş olsun.' dedi.

Gülümsedim. Oldukça mantıklı bir yalandı. Sahne performansından sonra sık sık migren atakları yaşardım. 'İnanırlar mı?'

Cemre bana güven verircesine elini koluma yerleştirdi. 'Ben inandırırım. Biricik oğullarına kıyamazlar. Sen canını sıkma.'

Başımla bu fikri onayladığımı belirttikten sonra sevgiyle Cemre'ye baktım. Bana tatlı tatlı gülümsüyordu. 'Teşekkürler küçük cadı.'

Uzanıp yanağımdan öptü. 'Rica ederim. Bu gecenin tadını çıkarın. Annemleri ben oyalarım.' Sonra arkasını dönüp seri adımlarla kafeteryaya doğru gitti. Ben de koşmaya yakın adımlarla kulise çıktım.

Nilüfer kreton koltuklardan birine kibarca yerleşmiş beni bekliyordu. Odaya girdiğimi görünce ayağa kalkıp bana yaklaştı. Kollarını boynuma dolayıp gülümseyerek 'Hızlı geldin.' dedi. 'Kendimi iki saat beklemeye hazırlamıştım.'

Ben de kollarımı ince beline dolayıp Nilüfer'i iyice kendime yaklaştırdım. Aramızdan hiçbir şey sızamasın istiyordum. Dudaklarımı yumuşak dudaklarına bastırıp çektim. 'Çok bile kaldım. Gidelim mi?'

Gülümseyerek çantasını aldı ve beraber kulisten çıktık. Elimi uzatıp ince parmaklı narin elini avucuma hapsettim. Bana kısacık bir an şaşkınlıkla baktı. Ondan sonra yüzünde tatlı bir gülümsemeyle bana omuzlarımızın birbirine değeceği kadar yaklaştı ve beraber el ele aşağıya indik. Arabamı tamamen şansa kafeteryanın ters yönüne, arka kapının önüne park etmiştim.

İkimiz de arabaya bindik. Bir an Nilüfer'e nereye gitmek istediğini sormayı düşündüm. Sonra tek isteğimin onu eve götürmek ve vaktimizin geri kalanını onu öperek geçirmek olduğunu fark ettim. Arabayı eve doğru sürmeye başladım.

Apartmanın önüne geldiğimizde artık bir açıklama yapmam gerektiğini hissettim. Sesime yansıyan hafif bir gerginlikle; 'Bu apartmanda oturuyorum.' dedim 'Giriş katta. Küçük bir bahçem var.'

Nilüfer bana gülümseyerek bakıyordu. 'Beni evine getirmene memnun oldum, Özgür.' dedi. 'Sadece seninle vakit geçirmek istiyorum. Benim için sorun yok.'

Evime girdiğimizde Momo bizi kapıda karşıladı. Nilüfer'i görünce heyecandan delirmiş gibi üzerine atladı. Nilüfer de halinden çok memnun bir şekilde onun kulaklarının arkasını, çenesini ve karnını sevdi. Çok güzel bir tabloydu.

आप प्रकाशित भागों के अंत तक पहुँच चुके हैं।

⏰ पिछला अद्यतन: Sep 03, 2023 ⏰

नए भागों की सूचना पाने के लिए इस कहानी को अपनी लाइब्रेरी में जोड़ें!

Aşk, Gurur ve Modern Zamanlar जहाँ कहानियाँ रहती हैं। अभी खोजें