Adam bizi bungalov evlere geri götürdüğünde arabadaki valizlerin evlerin önüne koyulduğunu gördüm. Adama teşekkür ederek kendi aramızda ev seçmeye başladık. Ceylin orta evde olmak isteyince Çağrı ile tartışmaya başladılar. İkisi tartışırken Atlas ile beraber valizlerimi alıp soldaki eve geçtik.

Evin içi kış tatiline gittiğimiz evden daha küçüktü. Daha küçük bir salon ve adamın bahsettiği gibi küçük bir mutfak vardı. Küçük bir buzdolabı ve fırın vardı. Üst katta ise, iki kişilik bir yatak ve küçük bir oda vardı. O küçük oda da ise duşa kabin ve klozet vardı.

Valizi bir kenara koyup Atlas'a baktım. "Ne zaman hastaneye gideceğiz?" Diye sordum. İçimde kötü bir his vardı. Sanki kalbim hiç kırılmamış gibi paramparça olacaktı. Ruhum bedenimden ayrılacak ve mecburen hayata devam edecek gibi hissediyorum.

Atlas boynuma ufak bir öpücük kondurdu. "Buradan döndüğümüzde ilk iş hastaneye gitmek olacak." Dedikleri içimi bir nebze bile rahatlatmadı. Atlas bana bakıp hafifçe gülümsedi. "Ben şimdi doktor ile konuşacağım. Sen de moralini yüksek tut, tamam mı?" Kafamı onaylarcasına salladım ama "Duyamadım cevabını." Dediğinde mecburen sesli bir şekilde "Tamam." Diye cevap verdim.

Atlas yanağımdan makas alıp yanımdan ayrıldı. Telefonunu eline alıp bungalov evden çıktı. Üst kata çıkıp yatağa oturdum. 

Bunu Ceylin'e söylemem lazımdı ama Atlas'ın bana olan güveninin kırılmasını istemiyorum.

Bunun önemli ve ciddi bir konu olduğunun o da farkında. Neden kimseye söylemek istemiyor ki?

Belki de onları üzmek veya bizim için yaptıkları bu sürprizi bozmak istemiyordur fakat bu yine de çok acı verici bir durum. Herkesin bilmesi ve şuan burada değil hastanede olmamız lazım. 

Kararımı verdim, Ceylin'e durumu anlatacağım. 

Bungalov evden çıkıp etrafa bakındım. Sadece Atlas'ı görüyordum, o da havuz başında şezlonga oturmuş telefonla konuşuyordu. Bana sırtı dönük olduğundan beni görmemişti. Ortadaki bungalov eve geçip kapıyı çaldım. Gir demelerini beklemeden içeriye girildim.

Derin ve Çağrı ile karşılaşınca istemsizce afalladım. "Ceylin onlar burada değil mi?" Diye sordum. Çağrı kafasını olumsuz anlamda sallarken yüzünde nedensiz bir şekilde gurur vardı. "Hayır, onlar yan evde." Dedi. Derin bana kaşlarını çatarak "Ne oldu?" Diye sordu. 

"Hiçbir şey." 

Derin tek kaşını kaldırıp bana bakmaya devam ederken Çağrı'ya verdiği bildi dolayısıyla teşekkür ettim. Ardından hızlı adımlarla bungalov evden çıktım. Yanda duran bungalov eve geçip kapıyı çaldım. Tekrardan aynı şekilde kimsenin bana gir demesini beklemeden içeriye girdim. 

Sadece Devrim'i görünce kaşlarımı yukarıya kaldırdım. "Ceylin nerede?" Diye sordum. Devrim bana bomboş bir yüz ifadesiyle bakarken "Banyo yapıyor." Dedi. "Ne zaman çıkar?" Devrim hafifçe sırıttı. "Bakım falan yapacaktı galiba, bir saatten önce çıkmaz." 

Hay şansıma! "Peki, çıkınca Ceylin'e haber verir misin? Yanıma gelsin." Devrim "Tamam, bir şey mi oldu?" Dedi. Yalandan gülümseyerek "Hayır, bir şey danışacaktım." Dedim. Devrim bana bakıp güldü. 

Ceylin onların bungalov evinden çıkınca havuz başında Atlas'ı tekrardan gördüm. Telefonu kulağından uzak uzaklaştırıp eline aldı. Arkasını dönmesiyle beni gördü. Bana bakıp hafifçe sırıttı. Yavaş adımlar ile Atlas'ın yanına geçtim. "Ne konuştunuz?" Diye sordum. Atlas kolunu omzuma atınca bungalov eve doğru yürümeye başladık. 

"Hastaneyi şuan güncelleştiriyorlarmış, biz geri döndüğümüzde bitmiş olur. Benim yanıma gelirsin ben bir bakayım sana falan dedi." 

Derin bir nefes alıp verdim. Hastaneye gideceğimizi bilmek nedense beni hiç rahatlatmadı, aksine daha kötü bir his yarattı içimde. 

Konser +18Where stories live. Discover now