Bölüm 3

5.6K 222 42
                                    

Kendime geldigimde hava karanlıktı,koltuğun üzerinde yatıyordum, tam karşımda televizyon vardı. En sevdiğim dizilerden biri açıktı. Ayaklarımın dibindede Demir oturuyordu.

"Günaydin güzelim."

"Ne saçmalıyosun sen! Bana ne verdin bu kadar hızlı kendimi kaybettim?!"

"Ben söylemekten sıkılmadım ama yinede söylüyorum, artık bana alışan iyi olur , iğne konusunda korkmana gerek yok. Biraz baş ağrısı veya miyde bulantısı gibi yan etkileri vardır . Yarım saate geçer merak etme.

Aval aval suratına bakıyordum ki beni umursamadı, diziyi izlemeye devam etti. Bende bağlaç kurup diziyi izleme başladım.

Uzun bi sesizlik oldu. Sessizliği bozan bendim. Derin nefes alarak sordum.

"Ne zamandan beri beni seviyorsun?"

" Zaman olarak pek hatırlamıyorum ama ruhsat töreninde gördüm , o zamandan beride takip ediyordum, çok kez karşına çıkmaya çalıştım ama beni yok saydın. Bana bundan başka yol bırakmadın."

"Emin ol adam akıllı karşıma çıksaydın emin ol en azından seni böyle tanımamış olurdum. Avukatınım senin ben ileriside olamaz"

"Görürüz zamanla güzelim"

Yok bu adam laftan anlamıyordu.

" Senin şahsen oturduğun ev burasımi dava dosyasında böyle bir adres yazmıyor?"

"Yok normalde şehir merkezinde..."

Cümlesini bitirmeden adamlardan birisi girdi içeriye

"Demir Bey rahatsız ettim kusura bakmayın ama Kuzeyler gelmiş toplanmışlar
sizi bekliyorlar."

"Hay aq ayda yılda bi keyfim olur onunda içine sıçtınız. Tamam çık sen."

"Ben gidiyorum 1 saate kalmaz gelirim. Sakın kaçayım deme seni dakikasında bulurum."

Gözlerimi devirerek televizyon izlemeye başladım. Garipti sabahın 5 de ne toplantısı olabilir? Benim bu ruh hastasının elinden kurtulmam lazımdı. Kalkıp Tv kapatıp evi gezmeye karar verdim.

Girişte pek bişi yoktu, oturma odası, mutfak,misafir ve çamaşır odası vardı.

Üst katta benim eve ilk geldiğimde kaldığım oda ,onun karşısındada Demirin çalışma odası vardı.

Çalışma odasının içinde çok fazla kitap vardı, hepsini okuma ihtimali yoktu, bu adam o kadar kültürlü birisine benzemiyordu Bunları okumamıştır bile.

Üst katta başka oda yoktu. Alt kata inmemle Demiri görüp çığlık atmam bir olmuştu.

"Ne bağırıyorsun kızım ?"

"Sen niye böyle birden benim önüme çıkıyorsun?"

"Benim evimde oyüzden "

Haklıydı bişi diyememiştim.

"Hadi gel bir şeyler ye" deyip mutfağa girince arkasından giremedim birkaç saniye beklediğimde

"Hadi" tuttum nefesi verip mutfağa girdim. Demir kendine bir sandelye çekip oturmuş elinde konserve açmış yiyordi. Gözleriyle önündeki sandalyeyi gösterip.

" Evde bol bol konserve var, istediği zaman dolaptan al ye." Önüme bıraktığına baktım. Yaprak sarma vardı yaprak sarmayı severdim ama ona güvenmiyorum.

Içine ilaç veya sakinleştirici katmadıgı ne malum?

"Aç deilim." diye mırıldandım.

" Aç mısın diye sormadım otur ve ye dedim." Oturmadığımı görünce kaşları çatıldı kendi çatalıyla benim konserveme batırıp bir tane sarma alıp yedi.

" Zehirli değil korkma otur ve ye."çekinerek karşısına oturdum ve yemeğe başladım. Zaten dünden beri doğru düzgün bir şey yememiştim.

Konserveyi dibine kadar bitirmiştim. Demire baktığımda onun çoktan yemiş ve beni izlediğini fark ettim.

Masadaki su şişesi açıp içerken,

" Odanda banyo var istersen duş alabilirsin. Kıyafet de ayarlarım sana-" su neredeyse boğazımda kalıyordu şişeyi dudaklarımdan çekip boğazını temizledim.

" Gerek yok"

" yukarı çıkıp uyuyacağım sana söyledim odanın çaprazındaki O da benim odam. Çok önemli bir şey olmadığı takdirde beni sakın rahatsız etme." Masadan kalkınca heycanlaşmıştım, eyerki uyursa kaçma olasılığım yüksek. Tam mutfaktan çıkacağı zaman durdu.

"Bu arada kaçmayı aklından bile geçirme kapılar kitlendi. Kilitli olmasada benden kaçamazsın." Gözlerimi devirim, oturma odasına geçtim. Biraz beklemem gerekiyordu Demirin uyuduğunu anladığım anda buradan kaçmalıyım.

1 saat sonra...

Neredeyse 1 saat olmuştu yukarıdan çıt çıkmıyordu, büyük ihtimalle uyumuştur.
Nası kaçacağımı plânlamıştım aşağıda bir tuvalet vardı ,orayı kullanirken fark etmiştim tuvaletin küçük bir penceresi vardı oradan kaçacaktım.

Sesiz adımlarla tekrardan tuvalete girdim. Kapıyı yavaşca kapatıp, klozetin kapağına basıp tırmanmaya başladım. Pencere o kadar zor açıldıki bi an vazgeçmeyi bile düşündüm.

Tekrar tekrar kendimi yukarıya çekmeye çalısamda çok zorlamıştım en sonunda.

"Ha gayret" diye fısıldayıp kendimi yukarı çektim. Kollarımı ve gövdemi çıkarıp yüksekliğe baktım 2 metre uzunluktaydım.

Ayaklarımıda dışarı çekip derin bir nefes aldım ve atladım. Atlamamla ayaklarımın altı sızlayınca acıyla yüzümü buruşturdum.

Atlarekn fark etmeden ses çıkarmışım. Başımı yukarı kaldırıp bakınca Demirin odasının ışığının yandığını fark ettim.

Korkuyla ayağımdaki sızıyı hiçe sayıp var gücümle koşmaya başladım...

oy vererek bana destek olursanız çok sevinirim :)

Mafya'nın EsiriWhere stories live. Discover now