Gıcık su damlası.

"İyi misin? Kızardın bir." Yavuz abi yüzüme bakınca bir kez daha öksürüyormuş gibi yaptım.

"Toz kaçtı da boğazıma."

Bu sefer hangi inşaatın tozu kaçtı?

Susar mısın bizi kurtarmaya çalışıyorum.

Benim üzerimdeki ilgi dağılırken annemler biraz daha sohbet etti. En sonunda gitme vakti gelince herkes eşyalarını topladı ve arabalara yerleştirdi. Annemler kendi arabasında gidiyordu teyzemler de kendi arabalarında giderken biz gençler abimin arabasında gidiyorduk. Abim şoför koltuğundaydı ve herkesle ettiğim kavgadan sonra ben de onun yanında oturuyordum. Arkada ise Yavuz abim ve Yağmur oturuyordu.

Anneannem arkamızdan bize el sallarken hep birlikte yola koyulduk.

Kazasız belasız eve varmak için dua ettikten sonra başımı arkaya yaslayıp akan yolu izlemeye koyuldum. Kulaklıklarımı takıp bir müzik açtım ve kendi alemlerime daldım.

Çok farklı hissediyordum. Aslında Fırat bana anonim olarak yazarken de alıştığımı ve etkilendiğimi kabul ettiğim ettiğim için bu olaya bir son verme ihtiyacı hissetmi ve son vermiştim ama olayların böyle şekillenebileceğini tahmin etmemiştim.

Düşünsene adam dibimizden biri çıkıyormuş Yağmur böyle söylemişti.

Gerçekten de çok uzaktan çıkmadı Zehra'nın abisi.

Ah be demek evlenip gidecektim.

Fırat Tuna...

Kahve saçlara ve aynı renk gözlere sahipti. Düzgün yüz hatları ve ona orantılı bir vücuda sahipti. Tahminimce boyu 185 falandı. Ben ise 170 boyundaydım. Normal kiloda normal bir insandım.
Yakışır mıydık onunla?

Yakışırsınız tabi, senden güzelini mi bulacak. Hem zaten o seni en başından beri yanına yakıştırmıştı.

Kafamı iki yana sallayarak düşüncelerden kurtulmaya çalıştım. Dudaklarımı kıvrılmasınlar diye birbirlerine bastırdım ve başımı cama çevirdim iyice kimse görmesin diye.

《•》

"Karar." Tokmağı vurdu. Onunla birlikte herkes ayağa kalktığında gür ve anlaşılır bir sesle açıkladı.

"...Sanık Hakan Gök'ün müebbet hapis cezasına çarptırılmasına karar verilmiştir." Kendisi çıkarken arkadan gelen sesleri duyuyordu. Ama aldırış etmeden çıktı ve cübbesini düzeltti.

Kendi odasına girdiğinde yüzünde bulunan ciddi ifadeden kurtuldu ve neşe ile masasında bekleyen dosya yığınını hiçe sayarak koltuğuna oturdu ve heyecanla telefonunu eline aldı. Ona mesaj atmak için hızla sohbetlerine girdi.

Siz; Napıyorsun?

Bir süre bekledi fakat cevap gelmeyince telefonunu masasının üzerine bıraktı. Köşedeki dosya yığınından bir dosya aldı ve incelemeye başladı ama bir türlü odaklanamıyordu. Acaba ne yapıyordu şu an? Tam o anda mesaj geldiğini duyunca heyecanla telefonunu aldı eline.

Fatura mesajı olduğunu fark edince ise geri yerine bıraktı. Kendini odakladı ve bu sefer gerçekten dosyayı incelemeye devam etti. Az önceki davanın dosyasıydı ve Hakan Gök bir çok suça karışmıştı. Öylelerinin hiç çıkmaması gerekirdi.

Tekrar gelen mesaj sesine bu sefer göz ucuyla baktı ve bunsefer beklediği kişiden olduğunu görünce hemen eline aldı.

İmanımın Yarısı; Yoldayız, gelmek üzereyiz.
İmanının Yarısı; Sen ne yapıyorsun?

DİCLEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin