Giriş

38.7K 1.4K 403
                                    

merhabaaa! Umarım bu kitabımı beğenirsiniz <3 Hoş geldinizz!

Giriş - 0.0

Kalbi annesi tarafından incitilen kızların hepsi biraz aynalardan korkardı.

Annemin gözlerinin içine baktım. "Yarın hastaneye gideceğiz."

Bu kadar mıydı? Az önce iki oğlu tarafından yine, 'abidir yapar' lafı altında hırpalanmamışım gibi, görmezden mi gelecekti?

Derince nefes aldım. Babam burada olsaydı belki de savunurdu beni? En azından annem tarafından bu kadar şımartılmış abilerim olmazdı. Dolu gözlerimi yüzünden nefretle uzaklaştırdım. Yine görmezden gelecekti beni.

Hastane demişti... Neden hastaneye gidecektik ki? İçimden düşünmenin bir faydası olmayacağını anlayarak dile getirdim. "Neden hastaneye gidiyoruz?" Bakışlarımı tekrar ona dikip, çatık kaşlarım ile sorduğum soruya, derin bir nefes alarak, gözlerini televizyondan ayırmadan cevap verdi.

"Sen benim kızım değilsin. Karışmışsın doğumda. Gerçek ailen bulmuş seni, test yaptırmak istiyorlarmış."

Ağzım yere kadar açılmıştı. Neden bu kadar umursamazca söylemişti bunu? Şaka mı yapıyordu? Annem asla şaka yapmazdı ki.

Kızıl saçlarımı gerginlikle çekiştirdim. Biliyordu. Onun kızı olmadığımı biliyordu. Bu yüzden tepki vermiyordu.

Cevap vermeye bile tenezzül etmedim.

Şoktaydım ve tepki veremiyordum. Kalbimdeki ağırlık bedenimi çökertirken dolmuş gözlerimle sesimi çıkarmadan arkamı döndüm. Böyleydi işte. Oradan oraya sürüklenir dururdum ben. Ve çıtımı dahi çıkarmazdım. Benim bu gezegende bir yerim yoktu, ben bunu öğreneli yıllar olmuştu.

Koridordan geçip, odama doğru gidecekken bir anda önümde beliren büyük abime baktım. 25 yaşında olmasına rağmen nasıl bu kadar aptal olabiliyordu? Sırıttı. Elini yüzüme doğru getirerek burnumdan akmış olan hafif kanı, baş parmağıyla temizledi. Sanki kendi kanatmamış gibi.

"Ah Seren... Biliyordum senin gibi bir uğursuzla kardeş olmadığımı."

Kızıl saçımın ufak bir tutamını eline aldı. Parmağına dolarken bana baktı. "Şu iğrenç saçlarını da boya. Yeni aileni de kaçırırsan, kalırsın ortada." Güldü. Tuttuğu tutamı sertçe aşağı çekip, bedenimi duvara ittirdi.

"Yeni ailene uğursuzluk getirme konusunda başarılar."

Sonra da arkasını döndü ve uzaklaştı.

Sonraki Gün

Bedenimdeki ağırlığı hâlâ daha kaldıramazken, camdaki başımla yeni ailemi düşünüyordum. Acaba benimle karışan kız nasıl biriydi? Umarım yine abilerim, hatta abim olmazdı. Umarım iyi kalpli insanlar olurlardı. Ve umarım beni isterlerdi, çünkü ne param ne de kalacak bir yerim vardı.

Dudaklarımı gerginlikle ısırırken, dizimi ritmik bir şekilde sallıyordum.

"Kes şu bacağını sallamayı Seren." Küçük abim Enes'ti bu da. 23 yaşındaydı. Öfkeyle dişlerinin arasında tıslamasıyla durdum.

Gerginlikten sırılsıklam olan ellerimi üstümdeki siyah pantolona sürdüm.

Araba durduğunda onlar önde, ben arkada ilerliyorduk. Asansörle üçüncü kata çıktık. Beyaz koridorların kokusu burnuma dolarken üç bedenin arkasında gizlenmiştim. Dalgınca peşlerinden ilerlerken, onların durduğunu farketmemiş, Enes abimin sırtına kafamı çarpmıştım. Ağzımdan hafif bir acı nidası çıkarken, o sinirle arkasını döndü. "Dikkatli olsana!" Fısıldayarak konuşurken sesinin altındaki tehditleri hissedebiliyordum.

Seren ¦ Gerçek AileWhere stories live. Discover now