10.Bölüm

184 7 0
                                    

Final





Mutlu olmak zordur. Mutlu olmak için savaşmak gerekir. Belki de çoğu kez yenildiğim için mutsuz oluyorumdur...
Sabah uyandığımda Behzatı yatakta bulamadım onu görmeyince telaşlandım dün gece odaya geldiğimde ki olan şeyler hayal miydi ? Behzat yanımda neden yoktu ?
Hızlıca ayağa kalktım ve üzerimdekilerle aşağıya koşar adımlarla indim. Salonda yoktu mutfağa baktım mutfaktada yoktu demekki dün gece ki herşey hayaldi.
Kapının açılma sesiyle kafamı dış kapıya çevirdim Behzat gelmişti.

"Hadi Gökçe"

Afallamış bir şekilde ona bakıyordum.

"N-Nereye"

"Akçayla gezintiye"

Dedi bana göz kırparak demekki dun gece ki herşey hayal değilmiş bunu anladığımda gülümsedim.

"Gökçe hadi giyinmemişsin bile üzerini değiş"

Dedi, Behzat'ın sesiyle irkildim ve dalgınlığıma bir son verdim.

"E kahvaltı nolucak ben açım "

Dedim mahcup bir yüz ifadesiyle. Bana gülümsedi

"Merak etme gidiceğimiz yerde yapıcaz kahvaltımızı."

Gözlerim bir anda büyüdü. Hemen yukarı koşarak üzerimi giydim ata bineceğim için rahat birşeyler tercih ettim. Ardından hızlıca aşağıya indim. Behzat dışarda Akçayla beni bekliyordu. Elinde de bir sepet vardı. Yanına doğru gittim.

"Ee nereye gidiyoruz?"

Dedim meraklı bir şekilde

"Süpriz"

Dedi göz kırparak.

"Hadi binelim"

Dedi. Ve ata binmemde yardımcı oldu olabildiğince nazik bir şekilde beni ata oturttu. O da önüme geçerek oturdu ve gitmeye başladık.

Nereye gitdiğimize dair en ufak bir fikrim bile yoktu. Akça'nın üzerinde ormanlık alandan geçiyorduk.

Behzat'ın beline daha sıkı sarıldım ve gözlerimi kapayıp kokusunu içime çektim.

Akça'nın durmasıyla gözlerimi araladım ve kafamı Behzatın sırtından çektim. Etrafı incelediğim de etrafımızda yine ağaçlar vardı ama o kadar çok değildi karşımızda ise koskocaman bir göl. Behzat Akça'nın üzerinden indi benimde belimden tutarak inmeme yardımcı oldu. Behzat'ın kollarından sıkıca tutundum çünkü dikkatli olmam gerekti. Artık bir canım daha vardı.

"Behzat burası çok güzel"

Dedim etrafı dikkatlice inceleyerek. Behzat'ın suratında gülümseme oluştu. Akça'nın ipini bir ağaca bağlayarak yanında getirdiği sepeti eline aldı ve benim yanıma geldi boş eliyle elimi tuttu ve bir ağacın gölgesine oturttu beni. O da elinde ki sepetten bir örtü serdi yere ve sepetteki yiyecekleri çıkardı. Bense hala gölün güzelliğine doyamamış öylece bakıyordum.

"Hadi bakalım yiyebilirsin."

Dedi o da yanımda ki ağaca yaslanarak. Ona gülümsedim ve bir dilim peynir alarak yemeğe başladım.

"Behzat "

Dedim gözlerine bakarak o da kafasını kaldırarak bana baktı.

"Söyle güzelim"

Dedi gözleri gözlerimi bulmuştu.
Şimdi söyleyeceğim şey içimden gelmişti ama dilim söylememe izin vermiyordu. Ama başaracaktım söylecektim.

"Behzat ben"

Dedim. Behzatta me dercesine kafasını salladı.

"Behzat ben seni seviyorum"

You've reached the end of published parts.

⏰ Last updated: Aug 27, 2023 ⏰

Add this story to your Library to get notified about new parts!

Noble HotelWhere stories live. Discover now