Final

47 15 5
                                    


Ambulans hastaneye gelince Hera'yı sarsmamaya özen göstererek çıkardılar. Kapının önündeki sedyeye yatırıp hızlıca içeri aldılar Hera'yı. Ameliyathaneye girecekken elini bırakamadım.

Bırakırsam ölürdüm.

"Beyefendi böyle yaparak zaman kaybettiriyorsunuz bize. Lütfen zorluk çıkarmadan bırakın ellerini." dedi doktor.

Zar zor çektim ellerimi ellerinden, elleri boşluğa düşerken, sadece gidişini izliyordum.

Lütfen tanrım bize biraz zaman ver. Yalvarırım tanrım.

Allah kahretsin ki beklemekten başka hiçbir şey gelmiyordu elimden.

Güya canından çok seviyordun onu ha, güya!

İçimdeki ses beni yiyip bitiriyordu.

Sus artık sus!

4 saat sonra..

Çıkmamıştı. Neden çıkmamıştı?
Daha ne kadar bekleyecektim?

Ameliyathaneden bi hemşire çıkınca hızlıca önünü kesip,

"Hera nerde? Sevgilim nerde? Nolur cevap verin." dedim.

"Hastanın durumu kritik, maalesef her an herşeye hazır olun. Elimizden geleni yaptık bundan sonrası hastaya bağlı yani uyanıp uyanmamak." dedi.

Kulaklarım uğulduyordu.

Benim güzel Hera'm, güzel kızım ölecek miydi?

Yavaş adımlarla Hera'nın kaldığı odanın camının önüne geçtim, kablolarla bağlı bedenine baktım.

Neden ölü gibi yatıyordu?

Neden kalkmıyordu?

Hissetmiş miydi?

3 saat sonra..

Gözlerim saatlerdir boşluğa bakıyordu. Kıpkırmızı olmuşlardı.

Başımı kaldırınca, birden Hera'nın odasına doktar ve hemşire koşarak girince ayağa kalktım içeri girecekken kapıyı kapattılar.

Camın önüne geçtim. Kalp masajı yapıyorlardı.

Hayır Hera beni nolur bırakma..

4 dakika boyunca kalp masajı yaptılar. Ama Hera tepki vermedi.

Ölmüş müydü?

Yaşayacağımız çok şey vardı. Ölmüş müydü?

Doktor dışarı çıktı, koşarak yanına gittim.

Umutla "sevgilim nasıl uyanacak değil mi?" diye sordum.

Doktor derin bir nefes aldı ve korktuğum şeyi söyledi.

"Maalesef beynindeki tümör gitgide büyümüştü, ona rağmen elimizden gelen her şeyi yaptık. Fakat hasta yanıt vermedi."

"Yani?" diye sordum korkuyla.

"Üzülerek söylüyorum ki hastayı kaybettik.." dedi.

Ne?

Benim Hera'm öldü mü?

Nasıl yaşayacaktım?

Nasıl nefes alacaktım?

Doktor yanımdan geçip giderken, ben cama vurdum belki kalkardı Hera'm, belki uyanırdı..

Ama kalkmadı..

Üstünü örtüler.

Hemşire çıkıp yanıma geldi.

" Başınız sağ olsun. Son kez görmek isterseniz buyrun." dedi.

Odaya girdim. Onu gördüm. Yüzü bembeyazdı. Ölmüştü. Bırakmıştı beni.

Elini tuttum.

"Hera'm, güzelim kalksana, kalk hadi lunaparka gidelim, hadi bi tanem.." dedim ağlayarak.

Kalkmadı.

Diz çöktüm.

"Hera ben sensiz ne yapacağım? Sensiz nasıl yaşayacak sana ait olan bu kalp?"dedim hıçkıra hıçkıra ağlarken.

Kalmadı.

Yüzünü öptüm.

Kalkmadı.

Ellerini öptüm.

Kalkmadı.

Adını haykırdım.

Kalkmadı.

Benim güzel Hera'm bi daha hiç kalkmadı..

O bir kere öldü. Ben onsuz yaşadığım her gün öldüm..

Hera (TEXTİNG) Where stories live. Discover now