Avengers

500 28 24
                                    

Veda Bazı vedalar, acı verir

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

Veda
Bazı vedalar, acı verir.

🏠

"Hey, sen ağlıyor musun?"

Uzandığınız çimlerde, kafanı yanında uzanmış olan Wanda'ya çevirdin.
"Oh, benim cadıcığım ağlıyor mu?"

Natasha, her zaman sonbahar konuşmalarının ayrı bir hüzünü olduğunu söylerdi. Bunu anlaman için biraz gecikmiş olsa bile, şuan gayet iyi anlıyordun.

"Ağlamıyorum" dedi Wanda inkar ederek. Sağ kolunu, gözlerine bastırdı.
"Sonbahar alerjisi."

Ona gülüp yavaşça ayağa kalktın. Üstün otlarla ve kuru yapraklarla doluydu. Saçların ise birbirine dolanmıştı. Kendini silkeleyerek, elini yerde uzanmış olan Wanda'ya uzattın. "Hadi ağlak cadıcık, binaya gitmemiz gerekiyor"

Wanda, kolunu yüzünden yavaşça ayırdı. Sana bir kaç saniye boyunca hiçbir şey demeden baktı. Daha sonra elinden destek alarak kalktı.

"Vedalardan nefret ediyorum"

🏠

Olabildiğince yavaş adımlarla yürümüş olsanız bile, sanki ışık hızında varmıştınız. İlk defa, hızlı olmak Wanda Maximoff için rahatsız ediciydi.

Bundan çok uzun zaman önce, S.H.I.E.L.D seni, bu ekip ile ilgili bir göreve vermişti. Yapman gereken, incelemen gereken çok şey vardı. Bu "Süper Kahramanları" tanıman gerekiyordu. Ama zamanla, bir işten çok bir bağa dönüşmüştü birliktelikler. Onları tanımak sana mutluluk ve daha fazlası, huzur vermişti. Onlarla beraber her güzel şeyi tatmıştın. Senin için çok şey değiştirmişlerdi. Bir an için, farklı birine dönüşmüştün.

Ama her güzel şeyin bir sonu vardı...

🏠

"Biz geldik!"

Wanda'ya kıyasla, sen yeterince enerjiktin. En azından öyle durmaya çalışıyordun. Ekip, senin son günün olduğunu bilmiyordu. Ama Wanda bunu bilen tek kişi olduğu için, onları bir şekilde toplamıştı.

Koca salonda her birini görmek, içini ısıttı. Burası ait olduğun yerdi. Senin yuvandı.

"Hey, huysuz kıza ne yaptın?" dedi Clint yayıldığı koltuktan Wanda'yı işaret ederek. "Kız kardeşim hakkında düzgün konuş babalık" Pietro'nun uyarısı ile güldün. "Yine havanızdasınız" Bu tartışmaları özleyecektin.

"Biz iyiyiz"

Geniş salondaki açık  mutfağa ilerledin. Boş kupaları gördün. "Hey, bensiz mi?" dedin yüz buruşturarak. Kastettiğin, Tony'nin sensiz yaptığı küçük kahve şenliğiydi. Her bir kupa, özel günlerde ona kendi ellerinle süslediğin kupalardı. "İçime kötü bir his doğdu. Ben de çareyi kahvelerde buldum. Üzgünüm tatlım, Tony Stark olmadan kahve keyfi yapmalısın"
Ona gülümsedin. İçten içe, bir daha hiçbir kahve keyfinde, Tony Stark olmayacağını kabullenmeye çalıştın.

𝐈𝐌𝐀𝐆𝐈𝐍𝐄 𝐖𝐈𝐓𝐇 𝐌𝐀𝐑𝐕𝐄𝐋Where stories live. Discover now