Solucan sarrafı Berkecan'ların deforme soyu

En başından başla
                                    

"Of saçmalama haha. Şehirde benim işim. Başkası olmaz. Yardımcı olur musun?" Düşünceli bir şekilde bana baktığında kaşlarımı kaldırdım.

"Yardımcı olu...mam! Ama yardımcı olacak birini biliyorum." İşte bu iyi bir haber. Buraya geldiğim gibi saniyeler içinde Aragon'un loncasında olmak işime gelir. Umarım burada öyle bir ulaşım hizmeti vardır. Eminim vardır.

Vini ayağa kalkıp peşine düşmemi söylediğinde dediğini yaptım. Adımları bizi Bay Damien'in odasına götürdü. Yani en azından kapı açıldığında ve çalışma masasında odaklanmış bir şekilde çalışan Bay Damien'ı gördüğümde bunu fark ettim. Arkasındaki camdan batan güneşin turuncu ışıklarının yüzüne yansımasıyla şahit olduğum manzara gözlerimi kısmama sebep olurken kelimenin tam anlamıyla dünyaya inmiş ilahi bir varlık gibi görünen Bay Damien bizi görünce elindeki kalemi masaya bıraktı. Vini loş odanın ışığını açarken aynı zamanda arkamızdan kapıyı kapattı.

"Sizi burada görmeyi beklemiyordum." Şaşkınlıkla bize bakarken ben ise neden çalışma masasında oturan bir adamın bu kadar çekici göründüğünü düşünüyordum. Tam parça takım elbisesi yüzünden mi? Önü açık ceketi sayesinde altındaki kasları belli eden gergin siyah gömlek yüzünden mi? Yoksa yıllardır bastıramadığım wattpad mafya erkekleri fantezileri yüzünden mi? Aniden yunan tanrısı gibi bir adamla konuştuğumun farkına vardım şu an. Son zamanlarda yolum hep yakışıklılarla kesişmeye başlamadı mı? Sanırım bu da en büyük yakışıklı. Ah, çevremde hiç yaşıtım yakışıklı erkek olmadığı için söylendiğim günler dün gibi aklımda. Tanrı sonunda bu kulunu da görmüş olmalı.

Nazikçe gülümsedim.

"Kolay gelsin sıkı çalışıyorsunuz."

"Teşekkür ederim." O da bana gülümsediğinde kafamı salladım. Vini acelemiz varmış gibi ( belki de vardı) söze girdi.

"Biz buraya şey için gelmiştik, Revy'nin randevusu için." Kısa süreliğine odanın ışığı gidip geldiğinde gözlerimi kırpıştırarak tavana baktım. Tavandaki avizenin titreşen ışığı çok sürmeden eski haline geri döndü. Burada da mı elektrik kesintileri var? Gerçi teknoloji yerine büyü olduğunu söylemişlerdi. Büyü kesintisi? Pfft. Bir düşününce, kafamda zindanda zorla tutulan ve hep beraber tahta yuvarlak bir mekanizmayı çevirerek büyü enerjisi üreten cücelerin görüntüsü canlanıyor. Büyünün kaynağı onlarmış falan...

"Randevu mu?" Bay Damien sandalyesini geriye iterek bize baktı. Gözleri kısa bir saniyeliğine benimkilere değip hızlıca Vini'ye geri döndü.

"Evet, Revy'nin şehirde randevusu var ve onu götürür müsün diye soracaktım." Şimdi fark ettim de sanırım Vini bana hâlâ Revy diyor. Bu kadar seveceğini düşünmemiştim. Belki de Vini oyunlar yerine bu tarz şeylerden zevk alıyordur. Eski adımı bilse bana ne diye seslenirdi acaba? Tayyoş? Tayyo? Eyşo? Yeto...

Kafamı kaldırıp baktığımda Bay Damien'ın hâlâ sessizce durduğunu gördüm. Nazikçe nasıl reddetmesi gerektiğini mi düşünüyor yoksa? Siz beni reddedemezsiniz ben teklifi geri çekerim! Tamam, aslında reddedilmeyi kaldıramayacak kadar kırılgan bir öz saygım var ama bunu geçelim.

"Meşgulseniz sorun değil." Dedim ama sesim hiç de istekli değildi. Bay Damien bir süre gözlerimin içine bakıp kafasını eğdi.

"Meşgul... değilim." Kafasını kaşıyarak gözlerini yerde gezdirdikten sonra bakışları tekrardan gözlerimi buldu. "Öyleyse yarın mı gideceksin?"

"Aslında mümkünse şimdi gitsek daha iyi olur." Bar gibi bir yerden gizli bilgi odasına geçildiğine göre gece gitmem daha uygun olur. Zaten tüm gizli işler gece dönmez mi?

Hayalet kız, cep problem ve var olmayan babasıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin