İlk Bölüm

55 3 0
                                    

Herkes doğru düzgün uyanırken ben Minecraft'ın OST'lerinin verdiiği etkiyle uyandım.Tamam Minecraft'ı severim de tüm gün Minecraft müziğiyle uyanıp kalmak bir süre sonra gerçekten sıkmaya başlıyor.Minecraft'a laf edenleri fazla sevmem,kızarım ama müziklerine laf ederse bir şey diyeceğimi düşünmüyorum.

Saat 09.39.Hmm 40'a gelememiş.Her zamanki gibi kalkıp sürüne sürüne notebookumun başında dikildim.Doymak bilmeyen karnımı doyumaya çalışmak şu bilgisayar işinden sonra geliyor.O derece önemli yani.Tüm arkadaşlarım arkadaşlarıyla yaz tatilinde gezip tozsunlar,takılsınlar ben bilgisayar başında oturayım.Anneme beni çağırdıklarında gidip gidemeyecemi sorduğumda annem bana evin merkeze uzak olduğundan dışarı çıkamayacağımı söylesin.Kendimi sosyalleştirebileceğim bir aktivite için izin istiyim.Annem yine hayır desin.Sonra öğretmenlerim anneme çok içine kapanık ve asosyal olduğumu söylediğinde,annem de bana ''Neden sen bu kadar asosyalsin?'' diye sorsun.Ne diyim ben şimdi?Şu hayatımda bırakın arkadaşlarımı annemden ve babamdan çok bilgisayarımı görüyorum.Hatta doğduğumdan beri odamda.Konuşuyorum bazen.Çay da içirmeye çalışırdım da bozulur.Kıyamam.Dışlamayın tamam.Sustum ._.


Hello/How Are You? adındaki şeker mi şeker şarkıyı açtım ve dinlemeye başladım.Bayılıyorum ben bu şarkıya ya.Suyunu çıkarana kadar dinlemeliyim hahaha.Faceye girdim ve hiç bir şey yok.Wattpad'e girip hikaye okumaya başladım.Bir süre sonra sıkıldım tabii.O şarkı da baydı birazcık.Anime izlemeye karar verdim,verdim vermesine de ne izliyim ki?He tamam,Sword Art Online iyi.Bitirdiğim halde yeniden başlıycam o seriye.Dur biraz bir şey eksik.Evet çay koymadım.Çaysız olmaz.Çay bende fena bağımlılık yapmış ben bunu farkettim.Eskiden daha da beterdim.Günde 6 bardak çay 5 kupa kahve içiyordum.Sonra kuzenimin uyarısıyla bu alışkanlığımı bıraktım.Ama bu sefer de çaya çok ağırlık verdim.Eğer bu yaşta ölürsem %45'lik ihtimal radyasyon,%45'lik ihtimal kafein (Çay sağolsun),%10'luk ise diğer.Elbette geleceğimi göremem ben sadece salak bir tahminde bulunuyorum.Hayatımın neredeyse yarısını şüphesiz böyle konuları düşünmekle geçirmişimdir.Bir de nerdeyse her günün aynı olduğuna bugün mü farkına varıyorum ne?Aslında bunu Türkçe dersinde öğretmenimizin bizden yazdırdığı cümleleri açıklamamızı istediğinde farketimiştim ama önemli değil.Evet aşırı saçmalıyorum tşk.Her günüm aynı çünkü her zaman bilgisayar başında ve saçma sapan konular üzerine düşünerek geçiriyorum.


Annemin sesini mi duydum ne?Annemin işte olması gerekmez mi diye düşündüm.Hii anne?Senin burada ne işin var ya?Annem ''Kalk o bilgisayarın başından!'' diye bağırdı.Bilgisayarın başından oflaya puflaya kalktım ve annemin yanına gittim.Anneme baktım.Annem yatağımı toplamamı söyledi.''Ama anne zaten yine bozacağım ki?Neden toplamak zorundayım?Bu çok saçma.'' diye itiraz ettim.Annem ''Yine acıkacaksın ki?Neden yemek yiyorsun?'' dedi.''Çünkü eğer yemezsem hiç bir şey yiyemem.'' diye aşırı mantıksız bir cevap verdim .Ben neden böyleyim ya?Kesin dalmışımdır.Annem yatağımı toplamamı istedi.Yatağımı topladıktan sonra anneme baktım.Annem "Git dışarı çık.Ne yaparsan yap bilgisayar başında dikilme.Bahçenin dışına da çıkma." dedi.Dışarıda ne yapabilirim ki?Bahçede meyve ağaçları falan var.Onlardaki meyveleri yerim bir süre.Sonra bıkarım.Komşunun kızı yok ki konuşayım.Tamam komşumuzun kızı var ama kızın yaşı benim yaşımın iki katıdır.Gidip "Knk naber?" diyemem tabii.Aslında benim yaşlarıma yakın bir komşumuzun olmaması iyi."Anne Türkçe'den 99 aldım" dediğimde annemin bana "Komşunun çocuğu 100 almış."demesi beni çıldırtırdı bu kesin.100 ve 99 arasında sadece 1 puancık bir fark var, ondan da kime ne?Komşu çocuğunun olmaması bu açıdan iyi.


Ben böyle düşüncelere dalmışken yanıma gelen kelebekle irkildim.

"Iyy!Uzak dur benden!Anne!"

Annemde önemli bir şey olduğunu zannedip dışarı çıktı.

"Alya ne oldu?"

"Anne kurtar beni anne!"

Şu kelebeklerden çok beni seven var mı merak ediyorum.Her zaman bana gelirler ama ben onları hiç sevmem.Küçüklüğünde kelebeklerden ağlaya ağlaya kaçan tek kişi beni sanırım.

"Sadece bir kelebek."

"Anneee!"

Ayy birde üzerime doğu geliyor.Ay hoşt!Manyak gibi çığırdıktan sonra kelebek başımdan gitti.

"Kızım sen salak mısın?Sen onun bilmem kaç katısın."

"Ya anne."

"Bugün bir ziyaretçin gelicek."

"Hmm...Aylin mi?"

"Hayır onlar köydeler.Bir arkadaşın geliyor.Bu da süpriz olsun."

Acaba kim?Ebru-chan değilse üzülürüm.Kimdi bu acaba?Şimdi misafir de çekilmez.Ben tüm gün bilgisayar başında oturma keyfimi bozamam.Ben epey merak ettim ya.

"Hazırlan.Birazdan arkadaşını almaya gidiceğiz."

Ayy kim bu şimdi.Çok merak ettim.Şeker pembesi şortumu ve beyaz t-shirtümü giydim.Saçımı olduğu kadar örmeye çalıştım.Sırt çantamın içine neredeyse hayatım boyunca adam akıllı ihtiyacım olmayan her şeyi tıktım.Arabaya bindiğimizde Hikaru Nara adındaki şarkıyı dinlemeye başladım.Havaalanına geldiğimizde o gizemli arkadaşı beklemeye başladık.Ne gelmez uçakmış be.Meraktan çatlayacağım.Avril Lavinge'in Smile adındaki şarkısını açtım ve dinlemeye başladım.Şuanda umurumda olan tek şey şarkının sözleri desem yalan olur.Eve gitmek istiyorum.Sabahtan beri bir şey yemedim.

"Bak işte geldi."

Merakla annemin işaret ettiği yere bakmaya çalıştım.Böyle zamanlarda körleşip etrafa bön bön bakınırdım.Yok ben göremiyorum.Kim bu arkadaş.Annemin işaret ettiği yere bakıyoruuum.Ooo oooo aaa!Biliydim böyle olacağını.



Hepiy EndWhere stories live. Discover now