BÖLÜM - 14

50 6 0
                                    

Yetimhanede büyüyen çoçuklar gerçek aile fertleri ile yüz yüze gelince mutluluktan havalara uçarlar. Fakat bu durum bana acıdan başka bir şey vaat etmiyor maalesef
-Tümay Hanzade-

Ablam karşıma çıktığı zaman içten içe çok mutlu olmuştum. Hayatımda ilk defa içimden dedim ki ailemden birileri cidden beni önemsiyor ve beni görmeye geldi. Bunca yıl sonra... Fakat bu duruma aldanmamam lazım. Aldanırsam küçük Tümay'a ihanet etmiş olurum. Bu hayatta varlık içinde yokluk çektim. Allah'ın her günü işkence gördüm. Neden ve niçin sırf o adamın kızı olarak dünyaya geldiğim için. Zamanla çocukluğumu, sevincimi, heyecanımı ve en önemlisi acı hissimi kaybettim. Artık istesem bile göz yaşı dökemiyorum. Aynada gözlerime baktığım zaman resmen içi boş bir kabuktan başka bir şey olmadığımı acı bir şekilde fark ediyorum. Bedenimde var olan tek duygu öfke ve kin. Bu iki duygu beni tüketiyor içten içe. Artık kendimi canavardan başka bir şey olarak görmüyorum. Ablama bu şekilde davranmayı istemezdim. Fakat biraz olsun yaşadıklarımı anlasın istedim. Anlasın ki neden bunları yaptığımı ileride anlasın. Benden nefret etsin ki intikam almam kolay olsun. Sevgi zayıflıktır. Asla birisine bağlanmam eğer bağlanırsam zaaflarım olacak ve benim bu hayatta asla zaafım olmamalı. Ablamın  bana öfke ile bakması gerekirken kırgın ve incinmiş gibi bakıyordu. Cidden gerizekalı olmalı bu kız. O kadar hakarete ve işkenceye rağmen bana sevgi ile bakıyor. Bu asla olmamalı. Bu hayatta beni iki kişiden başka kimse sevmedi. Ne acı değil mi? Acınası bir durumdayım aslında. Resmen milletten sevgi dilenecek hale gelmişim. Dedemin ne yapmaya çalıştığını anlıyorum. Sadece sevginin nasıl bir şey olduğunu öğrenmemi istiyor. Maalesef yakında ölecek. Sırf bu hayatta tek kalmamam  için yapıyor. Anlamadığı şey şu ben bu hayatta yalnız kalmaya her zaman mahkumum. O yaşlı moruk bile zamanı geldiği zaman beni terk edip gidecek. Bu koskoca malikanede tek başıma kalacağım. Belki hayata gözlerimi tek başıma yumacağım. Aslında bu dünyada ki en büyük korkum bu yalnız ölmek. Ablam bana acı, sevgi ve hüzün ile bakıyor. Canımı asıl yakan bu. Sevgi bir insanın canını neden yakar? Bunu cidden bilmiyorum.

Ben bunları Ablamın yüzüne bakarken malikaneye bir araba girdi. İçinden inen kişiyi gördüğüm zaman hayatımda ilk defa şoke oldum. Bu kişi öz babamdan başkası değildi maalesef. Bu adam nasıl ölmedi? Ne bok yemeye geldi buraya? Ablamın yüzüne baktığım zaman resmen kızın ruhu çekilmişti. Demek ki oda babasını ölü olarak biliyor. Ne acı bir cümle? Babasını ölü olarak biliyor... Ben kendi öz babamı bile benimseyenemişim. Ablamın gözüne baktığım zaman şok, sevgi ve mutluluk vardı. Benim gözlerimde ise hiç bir duygu yok. Ben duygularımı sadece içimden yaşaya biliyorum maalesef. Cidden kendime acımaya başladım. Dedem yanımdayken bu acıma duygusunu bastırıyorum bir şekilde. Fakat onun gideceğini öğrendiğim günden beri içime bir acıma duygusu yerleşti ve ben bu yükün altında eziliyorum. Belki de çocukluğum eziliyor bilmiyorum. Öz babamı incelediğim zaman cidden onun kopyasıydım. Simsiyah saçlar ve kapkara gözler cidden ona benziyorum. Fakat o adam yanıma asla yaklaşamaz. Buna izin veremem çocukluğuma ve acılarım ihanet edemem asla bunu yapamam kendime. Yavaş bir şekilde arkamı döndüm ve evin içine girdim. Dedem salonda üzgün bir şekilde oturuyordu. Bunun için yapabileceğim bir şey yok maalesef. Keşke onu mutlu edebilseydim ama ben hayatına girdiğim insanları resmen kendi kazdığım acı çukurunun içine çekiyorum.

Dedem bana tam açıklama yapacağı zaman soğuk bir ses ile "Dede torunun babası yaşıyor ve şu anda bahçende. Ne yapmak istiyorsan onu yap ama bu adam ile karşı karşıya gelmek istemiyorum. Söyle o torununa bir daha karşıma çıkmasın yoksa sonu ölüm olur. Ölmeden önce onunla görüş fakat ben bu evdeyken sakın gelmesin yada karşıma çıkmasın."

Kayıp Yıllar (Kanlı Ay Çetesi) (+18)Where stories live. Discover now