Bölüm 25

2.4K 143 9
                                    

Erica kollarını savurarak ajanın ellerinden kurtulmaya çalışıyordu. "Bırak beni seni gerizekalı! Emin ol bunların hepsini ödeyeceksin! Hemde canınla!" Ben kısa bir süre önce çırpınmayı bırakmıştım. Hiçbir faydası olmuyordu. Hatta işler daha da zorlaşıyordu. Pes etmiş değilim. Ama şimdilik, bir plan bulana kadar idare etmeliydim. Bir odanın kapısının önüne geldiğimizde ajan kelepçeli elimi bıraktı ve sırtıma silahını dayayıp dürttü. "İçeri geç." Taktığı maskeden dolayı sesi boğuk çıkmıştı. Dediğine itaat edip hiçbir şey demeden açılan kapıdan içeri girdim. Erica'nın kolunu serbest bıraktıklarında hışımla elini çekti ve adama sert bir ifadeyle baktı. "Maskeni çıkar." Adam tepkisiz bir şekilde Erica'nın suratına baktığında Erica sinirle çığlık attı. "Sana maskeni çıkar dedim! O güzel yüzünü göreyim de babam seni daha rahat bulabilsin!" adam silahın ucuyla Erica'nın sırtını dürttü. Erica tekrar bağırdı."Aman be! Giriyoruz işte!" Erica bana yetiştiğinde kolundan tutup kendime çektim. "Her şeyi berbat ediyorsun. Sadece dediklerini yap. Bir çıkış yolu bulmaya çalışıyorum." Erica sıkıntıyla başını aşağı yukarı salladı. Ares de yanımıza gelince ajanlar bizi metal sandalyelere zorla oturtup bağladılar. Erica sinirle gülümseyip bana baktı. "Evet dahi kardeşim."burada sesi normal çıkmıştı ama ürpermediğimi inkar edemeyeceğim. "Şimdi bir planın var mı seni aptal!"son cümlesi odada yankılandı. Cevap verme gereği duymadan odayı incelemeye başladım. Zaman kaybetmemem gerekiyordu. Odayı sadece hemen üstümüzde duran cılız ampul ışığı parlatıyordu. Hemen önümüzde kahverengi ve ahşaptan yapılma bir masa vardı. Çıkış kapısının önünde ise sadece iki koruma vardı. Bu kadar kolay olmamalıydı. Fury bu iki korumayı kolayca halledip kaçabileceğimizi gayet iyi biliyordu. Daha fazlası olmalıydı. Belki de kapının dışında.Kim bilir? Kapı açılınca içeri o bilindik sert ifadesiyle Fury girdi. Masanın karşısındaki sandalyeye yerleşip ellerini masanın üstünde birleştirdi. "Merhaba çocuklar. Şimdi size birkaç soru soracağız ve doğru cevapları verirseniz serbestsiniz." Alayla gülümsedim. Bizi fazla hafife alıyordu. Üstelik bize ne sorabilirdi ki? Her şeyimizi biliyordu sonuçta. Aklıma dank etti. Ölü kızı görmek için güverteye gittiğimizde bizi bulmuşlardı. O zaman...Izzy hakkında sorular soracaklardı. Izzy'i onlara söyleyecek değildim. Onu alıp bir hücreye tıkacaklarından adım gibi emindim. Oysa ki ben ondan intikam istiyordum. O ölmeliydi. Hemde onlarca masum insana yaptığı gibi ölmeliydi. Tek farkları o masum insanlar bunu hak etmiyordu. Ama Izzy bunu hak eden ilk kişiydi. Fury ayağa kalktı. Eliyle ajanlara işaret verdi. "Onları makineye bağlayın. Yalan söylemediklerinden emin olmak istiyorum." Yüzünü yüzüme yaklaştırıp gözlerimin içine baktı. "Özellikle de Bayan Sasha Stark'ın." arkasını döndü ve odadan çıktı.

***

Ajanlar anlımıza ve parmak uçlarımıza minik ve yuvarlak uçlu yapışkan kablolar takmıştı. Kabloların diğer ucu masanın üstündeki makineye bağlıydı. Fury tekrar içeri girip sandalyesine yerleşti. Hemen sağında bizden bir iki yaş büyük olabilecek genç bir adam duruyordu. Makinenin tuşuna basıp çalıştırdıktan sonra Fury'e döndü. "Başlayabilirsiniz efendim." Fury başıyla onayladı ve bize baktı. "Evet çocuklar...Adınız nedir?" Minik bir kahkaha attığımda Fury sinirli bir şekide baktı. Hala gülerken "Sasha Lexandra Stark."dedim. Erica'ya baktığında sıkıntıyla nefesini verdi."Erica Kimberly Stark." Ares ise tepkisiz bir şekilde cevapladı. "Ares Rogers. Sadece Ares." Fury yanındaki çocuğa baktı. "Alexander?"Çocuk tabletine bakıp konuştu. "Doğru söylüyorlar efendim." Alayla gülümseyerek kafamı iki yana salladım. "Adımızı bilmiyorsanız burada işimiz ne?" Fury hiçbir şey demedi. "Anne ve baba adlarınız?" Annemi hatırlatması moralimi bozmuştu. Yüzümü buruşturdum." Tony Stark ve Jeannie Ryder." Erica bu sefer tepkisizdi. " Tony Stark ve Pepper Potts."Sıra Ares'e geldiğinde başını eğdi. Anılarını hatırlamıştı. Başını kaldırmadan konuştu. "Steve Rogers ve Alice Rogers/Alice Moore." Başımı tekrardan Fury'e çevirdim. Çocuk onu başıyla onayladıktan sonra tekrardan bize döndü. "Doğum tarihi ve yeri?" Sıkıntıyla bağırdım. "Artık şu saçma soruları geçsek!" Fury gözünü gözlerime kenetledi. "Doğum tarihi ve yeri."dedi her kelimenin üstüne basarak. Başımı arkaya attım ve sıkılmış bir çocuk gibi konuştum. "10 Nisan 1999, Alaska." Sıra Erica'daydı. " 16 Eylül 2000, Texas." Sıra Ares'teydi. "7 Mart 1999, New York." Çocuk tekrar başıyla onayladı. "Pekala...Bu soruları siz olup olmadığınızdan emin olmak için sordum. Klon olabilirdi. Ve ya başka bir şey. Her neyse. Yine de emin olmam gerek. Güvertedeki olayla bir ilginiz var mı merak ediyorum."Ağzımı konuşmak için araladığımda Fury elini kaldırarak susmamı işaret etti. "Sadece ben soru sorduğumda konuşun." Biraz sessizlikten sonra devam etti. "Ö.K.M'ye gitmeniz gerekiyordu. Fakat siz onun yerine güverteye gittiniz. Hem de olayın merkezine. Neden?" Ares ve Erica aynı anda bana baktı. Bu ikisinin yalan söyleyemediğini biliyordum. Ama bu kadarını da beklemezdim. Ciddi yüz ifademi takındım. İyi yalan söylerdim. Hatta bir keresinde ev cezasından bu şekilde kurtulmuştum. "Kaybolmuştuk."dedim ciddi bir ifadeyle. Fury çocuğa baktı. Çocuk ise tabletine. "Yalan söylüyor efendim."Masada öne doğru doğruldum ve çocuğa gözlerimi kısarak baktım. "Sen bana yalancı mı diyorsun?" Çocuk kafasını iki yana salladı. "Hayır Bayan Stark. Size yalancı demiyorum. Makine öyle diyor." Arkama geri yaslanırken konuştum. "Görünüşe göre arıza yapmış." Fury güldü ve makinenin köşesini kapatan mavi telli klasörü kenara çekti. Stark amblemini boylu boyunca açığa çıkarmıştı. "Tony Stark'ın tasarladığı yalan dedektörü mü? Hiç sanmıyorum." Erica ile bakıştıktan sonra Fury'e geri döndüm. "Pekala babam zeki bir bilim adamı olabilir. Fakat bu her zaman kusursuz çalışacak makineler üretecek demek olmuyor."Fury alayla gülümsedi. "Diğer soruya geçiyorum." Boğazını temizledi. " Kızın cesedini gördünüz. Peki bileğine kazılmış harf için bir tahmininiz var mı?" Başımı iki yana salladım. "Biz nereden bilebiliriz? Hadi ama Fury! Bize güvenmiyor musun?" Fury cebinden bir zarf çıkardı. İçindekileri önümüzdeki masaya dizdi. Bu Izzy'nin aynı yöntemde öldürdüğü kişilerin birer fotoğrafıydı. "Bunlar aynı şekilde öldürülen kişilerin resimleri. Ve arka taraflara bakın. Her karede siz üçünüz varsınız." haklıydı. Her resimde görünüyorduk. Alışveriş merkezinde Erica ile gördüğümüz cesedin yanına diz çökmüşken ki fotoğrafımız vardı. Hemen yanında mezuniyet balosunda Ares ile cesedin yanına diz çökmüş resmim. Ve diğerleri. Bugün kü de vardı. Ben kızın bileğine bakarken Ares ile konuşuyordum ve Erica Kızın elinden bir şey alıyordu. Aman tanrım! Bu öncekiler gibi bir nottu. Erica'ya baktığımda gözüyle cebini gösterdi. Bu kareye bakarlarsa her şey anlaşılacaktı. Hapşurur gibi yaparak resmin uçmasını sağladım. Resim süzülerek hemen yan kapının altından dışarı çıktı. Erica bıyık altından gülümsemişti. Fury'e bakarak konuştum. "Afedersin. Alerji mevsimi."dedim omuz silkerek. Fury masada bana doğru eğildi. "Ne yapmaya çalışıyorsun Stark?" Bende aynı şekilde masada ona doğru eğildim. "Asıl sen ne yapmaya çalışıyorsun Fury?Sana bir şey bilmediğimizi söyledim. Şimdi çabuk bizi çöz.Şimdi!" Fury başını iki yana salladı. "Bildiklerini anlat ve özgürlüğüne kavuş tatlım." Sinirle bağırdım. "Bana tatlım deme!" Nasıl olduğunu bilmiyordum ama beni sandalyeye bağlayan ipler çözülmüştü. Fakat kelepçeler hala vardı. Ayağa fırladığımda sandalye yere sert bir şekilde çarptı. Erica bana baktı ve gülümsedi. "Bir şey değil. Hadi yapman gerekeni yap." Fury bağırdı."Onu etkisiz hale getirin!Sakın zarar vermeyin!" İki ajan bana doğru gelirken silah olarak kullanabilecek bir şeyler aradım. Adamlar silah kullanamazdı. Fury emretmişti. Bu da işime gelmişti. Yere düşen sandalyeyi zar zor alıp bana yaklaşan ajana fırlattım. Ajan yere düştüğünde başına vurarak etkisiz hale getirdim. Diğer ajan bana doğru koşmaya başladığında arkamdaki duvara doğru koşup tek ayağımla duvara zıplayarak kendimi adamın üstüne attım. Kelepçeli ellerimi yumruk yapıp adamın kafasına geçirdim. Fazla işe yaramamış gibi görünüyordu. Adam sadece burnunu tutuyordu. Ajanın belindeki tabancayı ve anahtarları alıp kalktım. Tabancayı Fury'e doğrulttum. Fury ellerini kaldırdı. "Sasha...silahı indir ve şuraya otur. Sizi çözeyim ve sizde benim sorularıma cevap verin. Sohbet gibi." Fury kötü biri değildi. Silahı yere fırlatıp ajanı ayağımla dürttüm. "Seni ahmak!Kalk ayağa."Ajan ayağa kalktığında anahtarları ona verdim ve çözmesi için ellerimi ona uzattım. Ajan Fury'e baktı. Başıyla onayladığında Alexander çıkıştı. "Ama efendim -"Fury devam etmesine izin vermedi. "Çeneni kapa Alexander." Ajan ellerimi çözdükten sonra Alexander'a gözüm üzerinde işareti yaptım. "Seni sevmedim Alexander." Gözlerini devirip bulunduğumuz yerden uzaklaştı. Ajanın elinden anahtarları alıp Erica ve Ares'in yanına gittim. İpleri söktükten sonra kelepçeleri de çıkardım. Ares bileklerini ovuşturmaya başladı. Sandalyeme geri oturduğumda Fury derin bir nefes aldı. "Pekala çocuklar. Şimdi...ne biliyorsanız anlatmalısınız. Yoksa masumların ölümü her geçen gün artacak." Üçümüz bakıştığımızda Ares yavaş bir şekilde başını aşağı yukarı salladı. Erica da ona eşlik etti. Derin bir nefes alıp gözlerimi kapadım. "Her şeyi biliyoruz Fury. O cinayetleri işleyen benim...benim en yakın arkadaşımdı. O Bullseye'ın kızı. Bizi kaçırmıştı ve ben onun yüzünden oksijen tüpü kullanmak zorunda kalmıştım." Aklıma ilaç gelince sustum. Hala Erica'ya söylememiştim. Ares devam edemeyeceğimi anlamıştı. "Adı Isabelle. Söylediğine göre Yenilmezler Bullseye'ı öldürmüş ve o da intikam almak istiyor. Durun bir dakika..." Ares yerinden fırladığında gözlerimi açtım. Elini saçlarına daldırmış ordan oraya yürüyordu. Başına vurmaya başladı. "Daha önce nasıl düşünemedim..." Erica ayağa kalkıp Ares'in anlına vuran elini tuttu. "Kendine vurmayı kes!" Daha sonra avuçlarını Ares'in yanaklarına koydu. "Ne oldu?" Ares gözünü bile kırpmadan kardeşime bakıyordu. "Bu kız intikam almak istemiyor muydu? İntikamını bizden alamayınca babamın kalkanını almış olamaz mı?" Yerimden kalkıp ona sıkıca sarıldım. "Sen bir dahisin Ares!" Fury kulağında duran kulaklığa dokunarak konuştu. "Barton, Romanoff. Stark, Benner ve Rogers'ı çabuk üsse çağırın. Sanırım Yüzbaşı'nın kalkanını bulduk."

***
BÖLÜM SONU

Yenilmez BabamWhere stories live. Discover now