1. Bölüm - Rüya Perisi

17 4 19
                                    

(<3)

Gözlerimde ve üzerimde gezinen güneşin ışınlarını hissediyordum. Üzerimden bir kuş geçmişti. Sesini duymuştum yani. Tatlı uykumun kollarından ayrılıp gözlerimi açtığımda nerede olduğumu anlayamadım. Ayağa kalktım ve etrafa bakmaya başladım. Burası harika bir yerdi. Sırf Jimin'in zoruyla öylesine gittiğimiz bir falcının söylediklerinden sonra çok fazla denizi düşündüğüm için şu an bir denizin kenarındaydım. Bir adaya benziyordu aslında. Denizin kenarında gezerken.. Güzel bir deniz kabuğu gördüm. Almak için eğildim ama dokunduğumda kayboldu.

-Merhaba Ay çocuğu.

Bir anda duyduğum küçük bir kız sesi ile arkamı döndüm ve gördüğüm şey karşısında şoka girmiştim. Bu... Bir peri! Hep kitaplarda ve masallarda okuduğumuz, filmlerde izlediklerimizden. Ve şu an karşımda masmavi elbiseli, mavi uzun saçlı, beyaz ve mavinin tüm tonlarını içinde barındırdığı kanatları vardı... Muhteşemdi.

+Sen kimsin?

-Ben Rüya krallığının rüya perisiyim. Rüyalarına girer ve senin dileklerini dinlerim. Sadece rüyalarda dileklerini dinleyebilir ve gerçekleştirebilirim. Çünkü bir insanın en iyi olduğu ve kötü şeyleri düşleyemediği bir yer burası. Rüya alemi.

Tatlı sesi ve enerjisi karşısında mest olmuştum.

-Evet hadi bir dilek dile genç adam.

Minicik olup bana böyle seslenmesi beni güldürmüştü. Ama bana öyle bir bakmıştı ki susma kararı almıştım. kendimi bir sihrin içinde gibi hissediyordum. Her şey adeta bulut gibi hafif hissettiriyordu.

+Ne dileyeceğimi bilmiyorum ki.

-Sürekli deniz düşünüp durduğun için buradasın. Belkide burada rüyanda değilde gerçekte de olmalısın...

+Nasıl yani?? Ama burayı bilmiyorum.

-Burası... Dünyada yok. Sadece sana huzur veren bir yere gitmelisin. Deniz kenarında yürüyebilirsin belki. Veya bir yat turu.

-Ve merak etme. Dileğini gerçekleştireceğim.

+Ama ben dilek dilemedim ki.

-Diledin, diledin.

+Periler deli derlerdi. İnanmazdım..

-Deli olan sensin. Bütün yaz evden çıkmamışsın. Artık dışarıya çıkman lazım.

Dedikten sonra peri ortadan kaybolduğunda tamamen farklı bir yerde olduğmu fark ettim. Dışarıya çıkma fikri beni korkutuyordu.. Etrafıma bakındım. Uçurumun Kenarındaydım. Aşağısında ise deniz vardı. Ama buraya nasıl gelmiştim? Akşamdı ve ay parlıyordu. Sonra, ay bir anda o kadar parlamaya başladı ki dengemi kaybettim. Uçurumdan aşağıya düşüyordum....

----

İlk kurgumun ilk bölümüne hosgeldiniz efenm. Aslındayı yayınlamayı düşündüğüm başka bir kurgu vardı. Ama o çok çok farklı bir şey olduğu için ilk önce 'tatlış bir taekook kurgusu' :) yazmaya karar verdim. Tüm taekooker arkadaşlarınıza atmanızı öneriyorum.

İsim konusunda emin değildim aslında ama değiştirmek de istemedim. İlk bölüm içime sinmese de gönderdim gitti..

Düşüncelerinizi yazmayı unutmayinn.

<3

LOVE OF THE MOONHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin